Önceki Ayet Sonraki Ayet  
24. Sûre Nûr/49

 وَإِن يَكُن لَّهُمُ الْحَقُّ يَأْتُوا إِلَيْهِ مُذْعِنِينَ

  Ve in yekun lehumul hakku ye’tû ileyhi muz’ınîn(muz’ınîne).

Kelime Karşılaştırma
ve in : ve eğer
yekun : olur
lehum : onların, onlar için
el hakku : hak
ye’tû : gelirler
ileyhi : ona
muz’ınîne : boyun eğerek, itaat ederek, hemen gelirler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ama gerçek (verilen hüküm) kendi lehlerinde ise, boyun eğerek ona gelirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Fakat hak kendilerindeyse ona koşa koşa gelirler.

 Abdullah Parlıyan = Eğer gerçek kendilerinden yana olursa boyun eğerek kabul ederler.

 Adem Uğur = Ama, eğer (Allah ve Resûlünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.

 Ahmed Hulusi = Eğer gerçek kendi lehlerine ise, sürat ve itaat ile ona gelirler!

 Ahmet Tekin = Eğer lehlerine olabilecek uygulamalara, hak ve menfaate davet edilmişlerse boyun eğip koşarak gelirler.

 Ahmet Varol = Eğer haklı kendileri olursa hemen boyun eğerek gelirler.

 Ali Bulaç = Eğer hak lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer hak kendilerinin olursa, koşarak Peygambere gelirler.

 Ali Ünal = Ama verilecek hüküm kendi lehlerinde gözükmeye görsün, o zaman tam bir kabullenmişlik içinde koşa koşa gelmektedirler.

 Bayraktar Bayraklı = Ama, haklı çıkacaklarını bilirlerse, başlarını eğerek gelirler.

 Bekir Sadak = Ama hak kendilerinden tarafa ise, itaatla kosa kosa gelirler.

 Celal Yıldırım = Eğer hakk kendilerinden yana ise, başeğerek koşa koşa gelirler.

 Cemal Külünkoğlu = Ama verilen hüküm, kendi lehlerinde ise, boyun eğerek ona gelirler.

 Diyanet İşleri (eski) = Ama hak kendilerinden tarafa ise, itaatle koşa koşa gelirler.

 Diyanet Vakfi = Ama, eğer (Allah ve Resûlünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.

 Edip Yüksel = Ancak karar lehlerine olursa, ona gönüllü koşarlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve eğer hak kendilerinin olur ise münkad olarak ona gelirler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer hak kendilerinden yana ise, baş eğerek ona gelirler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ama, eğer (Allah ve Resulünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona, gönülden bağlı olarak saygı ile gelirler.

 Gültekin Onan = Eğer hak lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler.

 Harun Yıldırım = Ama, eğer (Allah ve Resûlünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.

 Hasan Basri Çantay = Eğer hak kendilerinin lehinde ise itaatle koşa koşa ona gelirler.

 Hayrat Neşriyat = Eğer hak, (Allah resûlünün verdiği hüküm,) kendi lehlerine olursa, ona itâat eden kimseler olarak (koşa koşa) gelirler.

 İbni Kesir = Eğer hak, kendilerinden tarafa ise; boyunlarını bükerek gelirler.

 Kadri Çelik = Eğer hak onların lehlerinde ise, şüphesiz ona (Resul'e) boyun eğerek gelirler.

 Muhammed Esed = ama (bu yüz çevirenler) bir de hüküm kendilerinden yana gözükmeye görsün, hemen boyun eğerek kabul ederler!

 Mustafa İslamoğlu = fakat eğer kendileri haklı çıkacak olursa, teslim olmuş bir edayla koşa koşa gelirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer hak kendilerinin lehine ise ona inkiyâd ederek geliverirler.

 Ömer Öngüt = Eğer hak kendilerinin lehinde ise, ona gönülden bağlı olarak koşa koşa gelirler.

 Şaban Piriş = Ama hak kendilerinden yana olursa, hemen boyun eğip gelirler.

 Sadık Türkmen = Ama gerçek kendi lehlerinde ise, boyun eğerek ona gelirler.

 Seyyid Kutub = Eğer davanın haklı tarafı iseler, Peygamber'e tam bir teslimiyetle koşa koşa gelirler.

 Suat Yıldırım = Ama hüküm kendilerinden yana gözükmeye görsün, tam bir itaat içinde koşa koşa gelirler.

 Süleyman Ateş = Eğer hüküm kendi lehlerine olursa itâ'at ederek, gelirler.

 Tefhim-ul Kuran = Eğer hak onların lehlerinde ise, ona boyun eğerek gelirler.

 Ümit Şimşek = Hak kendilerinden tarafa olduğu zaman ise verilecek hükme razı olarak gelirler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer gerçek, kendi lehlerine olursa boyun bükerek ona gelirler.

 İskender Ali Mihr = Ve eğer hak onların ise (hak sahibi iseler) ona hemen (itaat ederek) gelirler.

 İlyas Yorulmaz = Eğer verilecek karar onların lehine çıkacaksa, o zaman koşa koşa gelirler.