Önceki Ayet Sonraki Ayet  
19. Sûre Meryem/45

 يَا أَبَتِ إِنِّي أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِّنَ الرَّحْمَن فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا

  Yâ ebeti innî ehâfu en yemesseke azâbun miner rahmâni fe tekûne liş şeytâni veliyyâ(veliyyen).

Kelime Karşılaştırma
yâ ebeti : ey babacığım
in-nî : muhakkak ki ben
ehâfu : korkuyorum
en yemesse-ke : sana dokunması
azâbun : bir azap
min er rahmâni : Rahmân’dan
fe : böylece, o zaman, o durumda
tekûne : sen olursun
li eş şeytâni : şeytan için
veliyyen : velî, dost
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ata, gerçekten de korkuyorum, sana rahmândan bir azap gelip çatar da Şeytan'a dost olursun.

 Abdullah Parlıyan = Ey babacığım! Ben, senin başına O sınırsız rahmet sahibi Rahman'ın katından bir azap gelip çatmasından ve böylece şeytanın dostu olmandan korkarım.”

 Adem Uğur = Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.

 Ahmed Hulusi = "Ey babacığım. . . Ben, sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece (gelecek yaşamda da) şeytanın dostu (bedensellik sınırları içinde kalmış) olmandan korkarım. "

 Ahmet Tekin = 'Babacığım, Rahman olan Allah’ın azâbının sana dokunmasından, senin, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların velisi, yakın dostu, arkadaşı haline gelmenden korkuyorum.'

 Ahmet Varol = Ey babacığım! Doğrusu ben, Rahman'dan sana bir azabın dokunmasından ve böylece şeytana dost olacağından korkuyorum.' [3]

 Ali Bulaç = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

 Ali Fikri Yavuz = Ey babam! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahman’dan bir azap dokunur da Şeytan’a (Cehennem’de) arkadaş olursun.”

 Ali Ünal = “Babacığım! Bu gidişle o Rahmân’dan sana bir cezanın gelip dokunmasından ve neticede şeytana tam bir dost, onun elinde bir âlet olmandan korkuyorum.”

 Bayraktar Bayraklı = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

 Bekir Sadak = «Babacigim! Dogrusu sana Rahman katindan bir azabin gelmesinden korkuyorum ki boylece seytanin dostu olarak kalirsin.»

 Celal Yıldırım = Babacığım, doğrusu ben. Rahmân'dan sana dokunacak bir azâbdan korkarım ; o takdirde şeytana dost ve arkadaş olursun.

 Cemal Külünkoğlu = “Ey babacığım! Gerçekten ben, senin Rahman (olan Allah)'tan gelecek bir azaba çarptırılarak şeytanın dostu olacağından korkuyorum.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Babacığım! Doğrusu sana Rahman katından bir azabın gelmesinden korkuyorum ki böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.'

 Diyanet Vakfi = Babacığım! Allah tarafından sana azap dokunup da şeytanın yakını olmandan korkuyorum.

 Edip Yüksel = 'Babacığım, Rahman tarafından bir cezaya çarpılman ve şeytana dost olmandan korkuyorum.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Babacığım ben cidden korkarım ki sana o rahmandan bir azâb dokunur da Şeytana yar olursun.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Babacığım doğrusu ben, sana o Rahman'dan bir azabın dokunup da şeytana dost olmandan korkuyorum.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Babacığım! Doğrusu ben korkarım ki, sana Rahmân'dan bir azab dokunur da şeytana (cehennemde arkadaş) olursun.»

 Gültekin Onan = "Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkuyorum, o zaman şeytanın velisi olursun."

 Harun Yıldırım = “Babacığım, gerçekten ben sana Rahman’dan bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytanın dostu olursun.”

 Hasan Basri Çantay = «Ey babam, hakıykaten korkuyorum ki çok esirgeyen (Allahdan sana bir azâb gelib çatar da şeytana yâr olmuş olursun».

 Hayrat Neşriyat = 'Ey babacığım! Doğrusu ben, sana Rahmândan bir azab dokunup da şeytana bir dost olmandan korkuyorum!'

 İbni Kesir = Babacığım, sana Rahman'ın katından bir azabın gelmesinden korkuyorum. Böylece şeytanın dostu olarak kalırsın.

 Kadri Çelik = “Babacığım! Gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkmaktayım; o zaman şeytanın velisi olursun.”

 Muhammed Esed = Ey babacığım, ben senin başına O sınırsız rahmet Sahibi'nin katından bir azabın çökmesinden korkuyorum; (öyle bir azap ki,) başına geldiği zaman Şeytan'ın dostu ol(duğunu hemen anlar)sın."

 Mustafa İslamoğlu = "Ey babacığım! O rahmet kaynağından gelecek bir azabın sana dokunmasından endişe ediyorum; işte o zaman Şeytan'ın bir dostu da sen olmuş olursun!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey pederim! Ben muhakkak korkarım ki, sana Rahmân tarafından bir azap isabet eder de artık şeytana bir yar olmuş olursun.»

 Ömer Öngüt = “Babacığım! Doğrusu korkuyorum ki, çok esirgeyici olan Allah'tan sana bir azap gelip çatar da şeytana arkadaş olmuş olursun. ”

 Şaban Piriş = Babacığım eğer şeytana dost olarak kalırsan Rahman’dan sana bir azabın dokunmasından korkuyorum.

 Sadık Türkmen = Babacığım! Ben Rahmân’ın katından sana, bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman şeytanın dostu olursun.”

 Seyyid Kutub = Ey babacığım, senin Allah'dan gelecek bir azaba çarptırılarak şeytanın dostu olacağından korkuyorum.

 Suat Yıldırım = Babacığım, bu gidişle o Rahman’dan bile bir azabın gelip sana dokunacağından ve senin şeytana hemdem olacağından ciddî endişe içindeyim.

 Süleyman Ateş = "Babacığım, ben sana Rahmân'dan bir azâbın dokunmasından korkuyorum. O zaman, şeytânın dostu olursun."

 Tefhim-ul Kuran = «Babacığım, gerçekten ben, sana Rahman tarafından bir azabın dokunacağından korkmaktayım, o zaman şeytanın velisi olursun.»

 Ümit Şimşek = 'Babacığım, sana Rahmân'dan bir azap dokunur da şeytana arkadaş olursun diye korkuyorum.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!"

 İskender Ali Mihr = Ey babacığım, muhakkak ki ben, sana Rahmân’dan azap dokunmasından korkuyorum! O durumda, şeytana velî (dost) olursun.

 İlyas Yorulmaz = “Ey Babacığım! Rahmandan sana bir azabın dokunmasından korkuyorum. O zaman şeytanın arkadaşı (velisi) olursun” demişti.