Önceki Ayet Sonraki Ayet  
52. Sûre Tûr/44

 وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاء سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ

  Ve in yerev kisfen mines semâi sâkıtan yekûlû sehâbun merkûm(merkûmun).

Kelime Karşılaştırma
ve in yerev : ve eğer görseler
kisfen : bir parça
min es semâi : gökten
sâkıtan : düşen
yekûlû : derler
sehâbun : bulut, bulutlar
merkûmun : üst üste yığılmış
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” derler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut derler.

 Abdullah Parlıyan = Ama o gerçekleri örtbas edenler, gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından dolayı birbiri üstüne yığılmış bulutlardır derler.

 Adem Uğur = Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.

 Ahmed Hulusi = Eğer semâdan düşen bir parça görseler: "Üst üste yığılmış bulutlar" derler.

 Ahmet Tekin = Gökten kütleler düşerken görseler:'Üst üste yığılmış bulutlardır.' derler.

 Ahmet Varol = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler: 'Üst üste yığılmış bir buluttur' derler.

 Ali Bulaç = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer gökten bir parça düşerken görseler, birbiri üzerine yığılıb yoğunlaşmış bir bulutdur, derler.

 Ali Ünal = (Onlar gerçeği kabul etmemede o kadar inatçıdırlar ki, ceza olarak üzerlerine) gökten bir parçanın düştüğünü görseler, “Bu, bir bulut yığını!” derler (ve onun ceza olarak üzerlerine düştüğünü itiraf edemezler).

 Bayraktar Bayraklı = Gökten düşen bir kütle görseler, “Üst üste yığılmış bulutlardır” derler.

 Bekir Sadak = Gokten azap olarak dusen bir parca gorseler: «Bulut kumesidir» derler.

 Celal Yıldırım = Gökten bir kütlenin düştüğünü görseler, birbiri üstüne yığılmış bulut kümesidir derler.

 Cemal Külünkoğlu = (Onlar inkâra öyle şartlanmışlar ki;) eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile (inatlarından bu): “Üst üste yığılmış bir buluttur” derler.

 Diyanet İşleri (eski) = Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: 'Bulut kümesidir' derler.

 Diyanet Vakfi = Gökten düşen bir kütle görseler «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.

 Edip Yüksel = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, 'Bulut kümesidir!' derler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem onlar Semadan bir kıt'ayı düşerken görseler, teraküm etmiş bir bulut diyecekler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler 'Birbiri üstüne yığılmış bir bulut» diyecekler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, «Üst üste yığılmış bulutlardır.» derler.

 Gültekin Onan = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile: "Üst üste yığılmış bir buluttur." derler.

 Harun Yıldırım = Eğer gökten düşen bir parça görseler: “Üstüste yığılmış bir buluttur.” diyeceklerdir.

 Hasan Basri Çantay = Eğer gökden bir parça düşer görseler «(Bu), derler, birbiri üstüne yığılmış bir bulutdur».

 Hayrat Neşriyat = Hâlbuki gökten (üzerlerine azâb olarak) düşen bir parça görseler, (inadlarından:)'(Bu,) üst üste yığılmış bir buluttur!' derler.

 İbni Kesir = Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: Birbiri üstüne yığılmış buluttur, derler.

 Kadri Çelik = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile, “Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur” derler.

 Muhammed Esed = Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi.

 Mustafa İslamoğlu = Eğer onlar gökten bir parçanın düştüğünü görselerdi, o bir bulut yığınından ibarettir derlerdi.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Eğer gökten bir parçanın düşücü olduğunu görseler, derler ki: «Toplanmış bir bulut.»

 Ömer Öngüt = Gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler: "Birbiri üzerine yığılmış buluttur. " derler

 Şaban Piriş = Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler.

 Sadık Türkmen = Ama onlar eğer gökten düşerken bir parça görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır” derler.

 Seyyid Kutub = Gökten bir parçanın düştüğünü görsek «Üst üste yığılmış bulutlardır» derler.

 Suat Yıldırım = Şayet kendilerinin kötü bir maksatla istedikleri gibi gökten bir parçanın düştüğünü görseler, inatlarından ötürü "Bunlar üst üste yığılmış bulutlardır." derler. Kendilerine ceza olarak gönderildiğini inkâr ederler.

 Süleyman Ateş = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler, (yine inatlarından): "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.

 Tefhim-ul Kuran = Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile. «Üst üste katlanıp yığılmış bir buluttur.» derler.

 Ümit Şimşek = Onlar gökten bir parçayı düşerken görecek olsalar, 'Bu kümelenmiş buluttur' derler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Gökten bir parçanın düştüğünü görseler şöyle derler: "Üstüste yığılmış bulutlar!"

 İskender Ali Mihr = Ve eğer gökten bir parça düştüğünü görseler: “Üst üste yığılmış bulutlardır.” derler.

 İlyas Yorulmaz = Onlar gökten düşen bir bulut parçası görseler “Toplanıp bir araya gelmiş bulut” derler.