Önceki Ayet Sonraki Ayet  
54. Sûre Kamer/40

 وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ

  Ve lekad yessernel kur’âne liz zikri fe hel min muddekir(muddekirin).

Kelime Karşılaştırma
ve lekad : ve andolsun
ye es sernâ : biz kolaylaştırdık
el kur’âne : Kur’ân
li ez zikri : zikir için
fe : buna rağmen
hel : var mı
min muddekirin : tezekkür eden, ibret alan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Andolsun, biz Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'ân'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?

 Abdullah Parlıyan = Bu sebeple biz Kur'ân'ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak ve öğüt almak için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?

 Adem Uğur = Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?

 Ahmed Hulusi = Andolsun ki Kurân'ı kolaylaştırdık, hakikatin hatırlanması ve tefekkürü için! Buna göre bir düşünen yok mu?

 Ahmet Tekin = Biz Kur’ân’ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç?

 Ahmet Varol = Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?

 Ali Bulaç = Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

 Ali Fikri Yavuz = And olsun ki, biz Kur’an’ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?

 Ali Ünal = Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?

 Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki Kur'ân'ı, düşünenler için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?

 Bekir Sadak = And olsun ki, Kuran'i ogut olsun diye kolaylastirdik; ogut alan yok mudur? *

 Celal Yıldırım = And olsun ki biz, Kur'ân'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Öğüt ve ibret alan var mıdır?

 Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

 Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

 Diyanet Vakfi = Andolsun biz Kur'an'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu?

 Edip Yüksel = Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

 Gültekin Onan = Andolsun biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

 Harun Yıldırım = Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

 Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz Kur'ânı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde var mı düşünen?

 Hayrat Neşriyat = Şânım hakkı için, (biz) Kur’ân’ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık; fakat bir nasîhat alan var mı?

 İbni Kesir = Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp ibret alan var mı?

 Kadri Çelik = Şüphesiz biz Kur'an'ı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?

 Muhammed Esed = Bu nedenle, Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?

 Mustafa İslamoğlu = İşte Biz bu Kur'an'ı ders alınsın diye kolaylaştırdır: öyleyse yok mudur ders alan!

 Ömer Nasuhi Bilmen = (39-40) «Artık azabımı ve tehditlerimi tadın!» (dedik). Kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?

 Ömer Öngüt = Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

 Şaban Piriş = Andolsun ki öğüt olması için Kur’an’ı kolaylaştırdık. İbret alan var mı?

 Sadık Türkmen = Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?

 Seyyid Kutub = Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?

 Suat Yıldırım = Yemin olsun: Biz, ders alınsın diye Kur’ân’ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi, var mı düşünen ve ibret alan?

 Süleyman Ateş = Andolsun biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun biz Kur'an'ı zikr (ile öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

 Ümit Şimşek = And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan?

 Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!

 İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki Biz, Kur’ân’ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?

 İlyas Yorulmaz = Biz Kur’an’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Yok mu düşünen?