Önceki Ayet Sonraki Ayet  
34. Sûre Sebe’/38

 وَالَّذِينَ يَسْعَوْنَ فِي آيَاتِنَا مُعَاجِزِينَ أُوْلَئِكَ فِي الْعَذَابِ مُحْضَرُونَ

  Vellezîne yes’avne fî âyâtinâ muâcizîne ulâike fîl azâbi muhdarûn(muhdarûne).

Kelime Karşılaştırma
ve ellezîne : ve onlar
yes’avne : çalışırlar
fî âyâti-nâ : âyetlerimiz konusunda, hakkında
muâcizîne : aciz bırakanlar
ulâike : işte onlar
: içinde
el azâbi : azap
muhdarûne : hazır bulunanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışanlar var ya, işte onlar azap için hazır bulundurulacaklar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlar ki delillerimizi boşa çıkarmaya uğraşırlar, onlardır, azapta hazır bulundurulanlar.

 Abdullah Parlıyan = Ayetlerimizi etkisiz kılmak için, çaba gösterenler de, azabın içine getirilip konulacaklardır.

 Adem Uğur = Ayetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Ahmed Hulusi = İşaretlerimizi (uyarılarımızı) geçersiz kılmak için koşuşturanlara gelince, işte onlar sürekli azapta tutulacaklardır.

 Ahmet Tekin = Bizim kendilerine gücümüzün yetmeyeceğini, bizim koyduğumuz kuralların dışına çıkıp yakalarını kurtaracaklarını zannederek âyetlerimizi, Kur’ân’ımızı, ilkelerimizi hükümsüz, tesirsiz bırakmak için birbirlerini geride bırakırcasına çalışan güç ve iktidar sahipleri, ilim adamları ve yazarlar ise azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Ahmet Varol = Ayetlerimiz konusunda (mü'minleri) acze düşürmek için koşuşturanlara gelince işte onlar da azabın içine getirilirler.

 Ali Bulaç = Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir.

 Ali Fikri Yavuz = Âyetlerimizi reddetmek için yarışırcasına gayret sarfedenler ise, onlar cehennem azabına hazırlanmışlardır.

 Ali Ünal = Âyetlerimiz aleyhinde, onlar insanlar tarafından kabul görmesin ve neticesiz kalsın diye koşturup duranlar ise, öyleleri derdest edilip getirilecek ve azabın orta yerine bırakılacaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Âyetlerimizi geçersiz kılmaya gayret edenlere gelince, işte onlar da azaba atılacaklardır.

 Bekir Sadak = Ayetlerimizde Bizi aciz birakmaga yeltenenler, iste onlar, azabla yuz yuze birakilirlar.

 Celal Yıldırım = (Bizi) âciz bırakacaklarını sanarak âyetlerimiz hakkında (olumsuz yönde) uğraşıp çaba gösterenlere gelince: İşte onlar azâb içinde bekletileceklerdir.

 Cemal Külünkoğlu = Âyetlerimizi geçersiz kılmak (onları etkisiz hale getirmek) için çaba gösterenler var ya, işte onlar azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Ayetlerimizi etkisiz kılmaya çalışanlar; işte onlar, azabla yüz yüze bırakılırlar.

 Diyanet Vakfi = Âyetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Edip Yüksel = Ayetlerimize meydan okuyanlar azapta kalacaklar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Âyetlerimizi hukümsüz bırakmak için yarış ederek çalışanlar ise hakkın huzuruna onlar azâb içinde ihzar edileceklerdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışarak çalışanlara gelince onlar, hakkın huzuruna azap içinde celbedileceklerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, işte onlar Hakk'ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir.

 Gültekin Onan = Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar, işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir.

 Harun Yıldırım = Ayetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlara gelince, onlar da azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Hasan Basri Çantay = Birbiriyle yarışırcasına âyetlerimizin içinde koşanlar (yok mu?) onlar da azabın içerisine ihzaaren getirilenlerdir.

 Hayrat Neşriyat = Âyetlerimiz(i ibtâl) husûsunda (güyâ bizi) acze düşürmeye çalışan kimseler olarak(yarışırcasına) uğraşanlara gelince, işte onlar (o gün) azâb içinde hazır bulundurulacak olanlardır.

 İbni Kesir = Ayetlerimizde bizi aciz bırakmaya çalışanlar, işte onlar azabla yüzyüze bırakılmışlardır.

 Kadri Çelik = (Kendi akıllarınca) Aciz bırakıcılar olarak ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar (var ya), işte onlar azapta hazır bulundurulmuş olanlardır.

 Muhammed Esed = Mesajlarımızı etkisiz kılmak için çaba gösterenler ise azapla yüzyüze geleceklerdir.

 Mustafa İslamoğlu = Ama ayetlerimizin amacını geçersiz kılmaya çalışan kimseler, azabın içerisinde (yaptıklarıyla) yüzleşecekler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kimseler ki âyetlerimiz hakkında (bizi) aciz sanar oldukları halde koşar dururlar. Onlar azap içinde ihzar edilmiş kimselerdir.

 Ömer Öngüt = Âyetlerimizi boşa çıkarmaya çalışanlar yok mu? Onlar azapla yüz yüze bırakılacaklardır.

 Şaban Piriş = Ayetlerimizi geçersiz kılmak için koşturanlar ise, işte onlar, azaba hazırlananlardır.

 Sadık Türkmen = Ayetlerimizi aciz/etkisiz kılmak için koşturanlara gelince; işte onlar da azabın içinde hazır bulundurulacaklardır.

 Seyyid Kutub = Bizimle başa çıkabileceklerini sanarak olanca güçleri ile ayetlerimize karşı çıkanlara gelince onlar azapla başbaşa kalacaklardır.

 Suat Yıldırım = Âyetlerimize karşı koymak için Peygamberlerimizle mücadele edenler ve elimizden kaçıp kurtulacaklarını zannedenler ise zorla getirilip azabın içine atılacaklardır.

 Süleyman Ateş = Âyetlerimizi etkisiz kılmağa çalışanlara gelince, onlar da azâbın içine getirileceklerdir.

 Tefhim-ul Kuran = Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir.

 Ümit Şimşek = Âyetlerimizi etkisiz bırakmak için yarışanlar ise, tutuklanıp azap içine atılacaklardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ayetlerimizi hükümsüz bırakmak için koşuşanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulacaklardır.

 İskender Ali Mihr = Ve âyetlerimizi aciz (hükümsüz) bırakmak için çalışanlar, işte onlar azap içinde (azabın daha kötüsü için) hazır bulunanlardır.

 İlyas Yorulmaz = Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba sarf edip koşturanlar ise, azap içinde hazırda bekletileceklerdir.