Önceki Ayet Sonraki Ayet  
51. Sûre Zâriyât/37

 وَتَرَكْنَا فِيهَا آيَةً لِّلَّذِينَ يَخَافُونَ الْعَذَابَ الْأَلِيمَ

  Ve tereknâ fîhâ âyeten lillezîne yahâfûnel azâbel elîm(elîme).

Kelime Karşılaştırma
ve tereknâ : ve biz bıraktık
fî-hâ : orada
âyeten : âyet, delil
li ellezîne : o kimselere onlara
yahâfûne : korkarlar
el azâbe : azap
el elîme : elîm, acı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Orada, elem dolu azaptan korkacaklar için bir ibret bıraktık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve orada, elemli azaptan korkanlara bir delil bırakmıştık.

 Abdullah Parlıyan = Ve o memlekette acıklı azaptan korkanlar için, apaçık belgeler, kalıntılar ve ibretli manzaralar bıraktık.

 Adem Uğur = Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.

 Ahmed Hulusi = Orada o elim azaptan korkanlara bir işaret terkettik.

 Ahmet Tekin = Can yakıp, inleten müthiş azaptan korkanlar için orada kalıntılar, ibretler, uyarı işareti bıraktık.

 Ahmet Varol = Orada acıklı azaptan korkanlar için bir işaret bıraktık.

 Ali Bulaç = Ve orada, acı bir azabtan korkanlar için bir ayet bıraktık.

 Ali Fikri Yavuz = Ve öyle acıklı azabdan korkacaklar için orada bir ibret nişanesi bıraktık, (o memleketi harabe ve taş yığını haline getirdik).

 Ali Ünal = Neticede, o memlekette (Allah’ın) acı azabından ve cezasından korkanlar için bir ibret mesajı bıraktık.

 Bayraktar Bayraklı = O helak olan toplumu o ülkede, elem verici azaptan korkanlar için bir ders olarak bıraktık.

 Bekir Sadak = Can yakici azabdan korkanlar icin, o beldede bir isaret, bir kalinti biraktik.

 Celal Yıldırım = Orada, elem verici azâbdan korkanlar için açık belge (ibretli kalıntı) bıraktık,» dediler.

 Cemal Külünkoğlu = Ve böylece (o kenti taş yığını haline getirerek) şiddetli azaptan korkanlar için orada bir işaret, bir mesaj bıraktık.

 Diyanet İşleri (eski) = Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı bıraktık.

 Diyanet Vakfi = Acı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.

 Edip Yüksel = Acı azaptan korkacaklar için orada bir ders bıraktık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve öyle elîm azabdan korkacaklar için orada bir âyet bıraktık

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve orada acı bir azaptan korkacak için bir ibret bıraktık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.

 Gültekin Onan = Ve orada, acı bir azabtan korkanlar için bir ayet bıraktık.

 Harun Yıldırım = Ve orada, acı bir azaptan korkanlar için bir alamet bıraktık.

 Hasan Basri Çantay = (Bununla beraber) orada elem verici azâbdan, korkacaklar için, bir alâmet de bırakdık.

 Hayrat Neşriyat = O (pek) elemli azabdan korkanlar için de orada (ibret alınacak) bir alâmet bıraktık!

 İbni Kesir = Elim azabdan korkanlar için orada bir ayet bıraktık.

 Kadri Çelik = Ve orada, acıklı bir azaptan korkanlar için bir alamet bıraktık.

 Muhammed Esed = Ve böylece (bütün zalimleri bekleyen) şiddetli azaptan korkanlar için orada bir işaret, bir mesaj bıraktık.

 Mustafa İslamoğlu = Ve elem verici azaptan korkacak olan kimseler için orada bir işaret, bir mesaj bıraktık.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (36-37) Fakat orada müslümanlardan bir haneden başka bulmadık. Ve pek acıklı azabtan korkacaklar için orada bir alâmet bıraktık.

 Ömer Öngüt = Acı azaptan korkanlar için, orada bir işaret bıraktık.

 Şaban Piriş = Orada, acı azaptan korkan kimseler için bir işaret bıraktık.

 Sadık Türkmen = Orada acıklı azaptan korkan kişiler için bir ibret bıraktık.

 Seyyid Kutub = Acı azabdan korkanlar için orada bir ibret bıraktık.

 Suat Yıldırım = Ve öyle acı bir azaptan korkanlar için, orada bir alâmet bıraktık.

 Süleyman Ateş = Acı azâbdan korkanlar için orada bir ibret bıraktık.

 Tefhim-ul Kuran = Ve orada, acıklı bir azabdan korkanlar için bir ayet bıraktık.

 Ümit Şimşek = Sonra orada, o acı azaptan korkanlar için bir alâmet bıraktık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık;

 İskender Ali Mihr = Ve orada elîm azaptan korkanlar için delil bıraktık.

 İlyas Yorulmaz = Daha sonra gelecek olan Allah dan korkanlar için, onlara verdiğimiz can yakıcı azabı, alınacak bir ibret olarak bıraktık.