Önceki Ayet Sonraki Ayet  
50. Sûre Kâf/36

 وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هُمْ أَشَدُّ مِنْهُم بَطْشًا فَنَقَّبُوا فِي الْبِلَادِ هَلْ مِن مَّحِيصٍ

  Ve kem ehleknâ kablehum min karnin hum eşeddu minhum batşen fe nakkabû fîl bilâd(bilâdi), hel min mahîsin.

Kelime Karşılaştırma
ve kem : ve kaç tane, nice
ehlek-nâ : biz helâk ettik
kable-hum : bunlardan önce
min karnin : (nice) nesiller
hum : onlar
eşeddu : daha kuvvetli
min-hum : onlardan, kendilerinden
batşen : yakalamak, yakıp yıkmak
fe : halbuki, oysaki
nakkabû : yer araştırdılar, yer aradılar
fî el bilâdi : beldelerde, şehirlerde
hel : (var) mı
min mahîsin : kaçacak, kurtulacak bir yer
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var?

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve nice nesiller helâk ettik onlardan önce. Onlar, bunlardan daha çokluktu, daha güçlü kuvvetliydi, derken şehirleri delik deşik etmişlerdi, her tarafı ellerine geçirmişlerdi fakat bir kaçacak yer mi var?

 Abdullah Parlıyan = Bu inkârcılardan önce, nice nesilleri helak etmiştik ki, onlar kuvvetçe bunlardan daha üstün ve çetin idiler, şehirleri imar etmek üzere veya ölümden kaçmak üzere, nice ülkeleri işgal etmişlerdi. Böyle iken sığınacak bir yer mi buldular?

 Adem Uğur = Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı?

 Ahmed Hulusi = Onlardan önce nice nesil helâk ettik ki onlar güç itibarıyla bunlardan daha çetindiler! Bu yüzden beldelerde delik aradılar (sığınacak). . . Kaçıp sığınacak bir yer var mı?

 Ahmet Tekin = Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar, bunlardan daha çok karşı koyacak güce sahip zorba idiler. Diyar diyar, ülke ülke dolaşarak kaçacak, sığınacak yer aradılar. Kaçıp kurtulacak yer var mı hiç?

 Ahmet Varol = Onlardan önce nice nesilleri helak ettik ki onlar bunlardan daha güçlüydüler. Öyle ki memleketleri delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?

 Ali Bulaç = Biz bunlardan önce nice nesiller yıkıma uğrattık ki onlar, zorbaca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?

 Ali Fikri Yavuz = Onlardan (senin kavminden) önce, biz nice nesilleri helâk ettik ki, onlar senin kavminden daha kuvvetli idiler. Öyle ki, memleketleri delik deşik etmişler, (her tarafı dolaşmışlar, ölümden kurtulmağa çare aramışlardı). Kaçacak bir yer var mı?

 Ali Ünal = Biz, onlardan (Mekkeli kâfirlerden) önce nice nesilleri helâk ettik. Onlar, bunlardan daha güçlü–kuvvetli, daha savaşçı idiler ve hakimiyetlerini yaymak için başka ülkelere akınlar ederlerdi. Ama (Allah’ın cezası geldikten sonra) kaçıp kurtulacak yer var mıdır ki?

 Bayraktar Bayraklı = Biz onlardan önce, kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk ettik. Kurtuluş var mı?

 Bekir Sadak = Bu inkarcilardan once, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolasan nice nesilleri yok etmisizdir. Kurtulusu var mi?

 Celal Yıldırım = Bu küfre sapanlardan önce nice kuşakları yok ettik ki onlar, bunlardan daha güçlü, daha çetin, vurup kırıcı, tutup yıkıcı idiler. Şehirlerde delikler, sığınaklar meydana getirmişlerdi. Var mı bir kaçıp kurtulacak yer?

 Cemal Külünkoğlu = Biz onlardan önce, kendilerinden daha kuvvetli nice nesilleri (yaptıkları yüzünden) helâk ettik de (ölmemek için) ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Ama kaçacak bir yer mi var?

 Diyanet İşleri (eski) = Bu inkarcılardan önce, kendilerinden daha kuvvetli olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri yok etmişizdir. Kurtuluşu var mı?

 Diyanet Vakfi = Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. Kurtuluş var mı?

 Edip Yüksel = Onlardan önce, onlardan daha güçlü nice nesilleri yok etmiştik. Ülke ülke dolaşmışlardı; kurtuluşu var mı?

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem önlerinde nice karn helâk ettik, onlar tutumca onlardan daha çetin idiler, beldelerde delik aradılar. Var mı bir kaçamak?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Önlerinden nice nesilleri helat ettik ki, onlar bunlardan tutumca (kuvvetçe) daha çetindiler ve şehirlerde kaçacak delik aradılar. Var mı bir kaçacak yer?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik deşik eden nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı?

 Gültekin Onan = Biz bunlardan önce nice nesiller yıkıma uğrattık ki onlar, zorbaca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?

 Harun Yıldırım = Biz, bunlardan önce kendilerinden daha çetin güce sahip nice nesiller helak ettik. Yeri delik deşik etmişlerdi. Kaçıp sığınacak yer buldular mı?

 Hasan Basri Çantay = Biz, bunlardan evvel nice nesilleri helak etdik ki onlar kuvvetçe kendilerinden daha (üstün ve) çetin idiler, (Öyle ki ölümden kurtulmak için) memleketlerde delikler aramışlardı. (Fakat) firara bir (çâre) var mıydı?

 Hayrat Neşriyat = (Biz) onlardan (Mekke’lilerden) önce, nice nesilleri helâk ettik ki, onlar kendilerinden kuvvetçe daha şiddetli idiler; bu yüzden diyar diyar dolaştılar. (Hiç ölümden)kurtuluş var mı?

 İbni Kesir = Biz; onlardan önce, kendilerinden daha kuvvetli olan ve diyar diyar dolaşan nice nesilleri yok etmişizdir. Kurtuluş var mı?

 Kadri Çelik = Biz, onlardan önce kendilerinden daha güçlü olan, diyar diyar dolaşan nice nesilleri helâk etmişizdir. (Azaptan) Kurtuluş yolu var mı?

 Muhammed Esed = Bu (gün hakikati inkar ede)nlerden önce -onlardan çok daha güçlü olan- kaç nesli yok ettik ama (her ne zaman azabımız başlarına geldiyse) yeryüzünde gezginler gibi dolaşıp sığınacak bir yer aradılar.

 Mustafa İslamoğlu = Biz, onlardan önce nice uygarlıkları helak etmişiz; onlar güç ve kutret olarak bunlardan çok daha ileriydiler; fakat "Bir sığınak yok mu?" diye sığınacak delik aradılar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlardan evvel nice nesilleri helâk ettik ki onlar kuvvetçe bunlardan daha şiddetli idiler, beldelerde dolaşıp durdular. Hiç kaçıp kurtulacak bir yer var mıdır?

 Ömer Öngüt = Onlardan evvel biz nice nesiller helâk etmiştik. Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Memleketlerde delikler aramışlardı. Kaçacak bir yer var mıydı?

 Şaban Piriş = Onlardan önce nice kuşakları yıkıma uğrattık. Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler ve ülkelerde dolaşıp durmuşlardı. Kaçıp kurtulacak bir yer var mı?

 Sadık Türkmen = Bunlardan önce nice nesilleri helâk ettik; bunlardan daha güçlü idiler, yeryüzünü dolaştılar. Ama kaçıp kurtulacak yer ne mümkün/bulamadılar?

 Seyyid Kutub = Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Gerçekte onlar bunlardan daha güçlü idiler. Buna rağmen ölümden kurtulmak için memlekette delikler aradılar. Kurtuluş var mı?

 Suat Yıldırım = Kendilerinden önce Biz öyle nesiller helâk ettik ki onlar, bunlardan daha güçlü kuvvetli idiler. Hakimiyetlerini yaymış, şehir şehir dolaşmış, "ölümden kaçıp kurtulacak bir yer yok mu?" diye her tarafı delik deşik etmişlerdi, ama hep eli boş dönmüşlerdi.

 Süleyman Ateş = Bunlardan önce nice kuşakları helâk etmiştik ki onların tutuşu, bunlardan daha kuvvetli idi, yakalaması daha güçlü idi. Ülkelerde gezip dolaşmışlardı, ama bir kurtuluş buldular mı?

 Tefhim-ul Kuran = Biz bunlardan önce nice kuşakları yıkıma uğrattık ki onlar, zorbaca yakalamak (yakıp yıkmak, baskı ve şiddetle yönetmek, sindirmek) bakımından kendilerinden daha üstündüler; şehirlerde (yerin üstünü altına getirip, sayısız kazı, inşaat ve araştırmalarla her yanı) delik deşik etmişlerdi. (Ama) kaçacak bir yer var mı?

 Ümit Şimşek = Biz onlardan önce nice nesiller helâk ettik ki, onlardan çok daha güçlüydüler; fakat diyar diyar kaçacak delik aradılar. Allah'ın azabından sığınılacak yer mi olur?

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik ki, vuruş ve tutuşları bunlardan daha zorluydu. Ülkelerde delikler açmışlardı/beldelerde kaçacak delik aradılar/beldeleri boydan boya dolaştılar. Var mı bir kaçacak yer?

 İskender Ali Mihr = Ve onlardan önce, yakıp yıkmak ve şiddet bakımından, onlardan daha kuvvetli nice nesilleri helâk ettik. Oysaki beldelerde (helâk olmaktan kurtulmak için) gezip dolaştılar, yer araştırdılar. Kaçıp kurtulacak bir yer var mı ki ?

 İlyas Yorulmaz = Onlardan önce, onlardan daha güçlü ve daha zorba olan nice şehirleri yok ettiğimizde, başka beldelerde kaçacak yer aradılar.