Önceki Ayet Sonraki Ayet  
75. Sûre Kıyâme/35

 ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى

  Summe evlâ leke fe evlâ.

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
evlâ : daha uygun, münasip, müstahak, haketme
leke : sana
fe : artık, bundan sonra
evlâ : uygun, münasip, müstahak, haketme
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (34-35) “Bu azap sana lâyıktır, lâyık! Evet, lâyıktır sana, lâyık!” denecektir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra da kötülük sana gerek de gene kötülük sana.

 Abdullah Parlıyan = Sonra yine yazıklar olsun sana, yazıklar. Sen bu azaba çok daha layıksın.

 Adem Uğur = Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!

 Ahmed Hulusi = Evet, kesinlikle gereklidir sana gerekli!

 Ahmet Tekin = Bir daha teyit edelim. Cezalandırılacağın günler yaklaştı, iyice yaklaştı.

 Ahmet Varol = Sonra sana layık olan (yine azap ve helaktir), yine senin layığın budur.

 Ali Bulaç = Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

 Ali Fikri Yavuz = Sonra yine azab olsun sana, azab gerek!

 Ali Ünal = Evet, budur senin hakkın, senin hakkın budur.

 Bayraktar Bayraklı = (31-35) Ne doğruladı, ne de kulluk görevini yerine getirdi. Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. Sonra da çalım sata sata yürüyerek ailesine gitmişti. Sana yazıklar olsun, yazıklar! Tekrar tekrar sana yazıklar olsun, yazıklar!

 Bekir Sadak = Daha ne olsun, sana yaziklar olsun, yaziklar!

 Celal Yıldırım = Sonra yine yazıklar olsun sana yazıklar! (Sen bu azaba çok daha lâyıksın.)

 Cemal Külünkoğlu = Yine azap olsun sana, (sana) azap gerek!

 Diyanet İşleri (eski) = Daha ne olsun, sana yazıklar olsun, yazıklar!

 Diyanet Vakfi = Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!

 Edip Yüksel = Gerçekten sen bunu haketmiş bulunuyorsun.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Evet, gerektir sana o belâ gerek

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Evet gerektir o bela sana gerek!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Evet, budur senin hakkın, senin hakkın budur.

 Gültekin Onan = Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

 Harun Yıldırım = Daha ne olsun, sana yaziklar olsun, yaziklar!

 Hasan Basri Çantay = Yine (hoşlanmadığın herşey) sana yaklaş (ıb çat) sın. Zîrâ (sen buna başkalarından daha çok) lâyıksın.

 Hayrat Neşriyat = Sonra (tekrar tekrar) sana daha lâyıktır (bu azab), daha lâyık!

 İbni Kesir = Yine yazıklar olsun sana, yazıklar.

 Kadri Çelik = Yine sen bu hale (ilahi azaba) daha layıksın, daha da layık!

 Muhammed Esed = yakınına, daha da yakınına!

 Mustafa İslamoğlu = Tekrar (duy ey insan), yaklaşmakta olan hemen yanıbaşında!

 Ömer Nasuhi Bilmen = (35-36) Sonra yine vay sana! Vay sana. İnsan sanır mı ki, başıboş bırakılacaktır?

 Ömer Öngüt = Evet! Gerektir o belâ sana gerek!

 Şaban Piriş = Sonra sen buna layıksın!

 Sadık Türkmen = Sonra yine yazık sana, yazık!

 Seyyid Kutub = Yine vay başına geleceklere!

 Suat Yıldırım = Yazık ki sana ne yazık!

 Süleyman Ateş = Yine yazık sana yazık!

 Tefhim-ul Kuran = Yine buna müstahaksın, dahasına da müstahaksın.

 Ümit Şimşek = Yine lâyıktır sana, lâyık!

 Yaşar Nuri Öztürk = Evet, çok uygundur sana bu bela, çok uygun!

 İskender Ali Mihr = Sonra sana müstahaktır, bundan sonra müstahaktır (sen hakettin).

 İlyas Yorulmaz = Sonra sana yakın, daha yakın.