Önceki Ayet Sonraki Ayet  
79. Sûre Nâzi’ât/34

 فَإِذَا جَاءتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَى

  Fe izâ câetit tâmmetul kubrâ.

Kelime Karşılaştırma
fe izâ : fakat ..... olduğu zaman
câet (i) : geldi
et tâmmetu : dayanılmaz musîbet
el kubrâ : büyük
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (34-35) En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken o pek büyük felâket gelip çatınca.

 Abdullah Parlıyan = Ve böylece bütün insanlığı sarsacak olan yeniden dirilme olayı gelip çattığında.

 Adem Uğur = Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit,

 Ahmed Hulusi = Et Tammet'ül Kübra (karşı konulmaz olay - ölüm tadılıp yeni yaşam) başladığında.

 Ahmet Tekin = Her şeyi alt üst eden o büyük felâket, sur sesi geldiği vakit hesap verme zamanıdır.

 Ahmet Varol = Ancak o en büyük belâ geldiği zaman,

 Ali Bulaç = Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman.

 Ali Fikri Yavuz = Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği vakit,

 Ali Ünal = Ve nihayet o kaçınılmaz ve her şeyi bastıran felâket geldiği zaman;

 Bayraktar Bayraklı = (34-35) O en büyük felâket geldiğinde, o gün insan, neyin uğruna çalıştığını hatırlayacaktır.[717]

 Bekir Sadak = (34-35) Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman, o gun, insan ne ugurda calistigini anlar.

 Celal Yıldırım = O güç getirilemiyecek büyük (Kıyamet) felâketi geldiği zaman ;

 Cemal Külünkoğlu = (34-35) Fakat o büyük felâket (kıyamet) geldiği zaman. O gün insan, (dünya hayatında) ne yaptığını hatırlar.

 Diyanet İşleri (eski) = (34-35) Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar.

 Diyanet Vakfi = (34-36) Her şeyi alt üst eden o büyük felâket geldiği vakit, insan dünyada iken ne için çalıştığını hatırlar. Cehennem de gören her kişiye açıklığı ile gösterilir.

 Edip Yüksel = Büyük baskın geldiği zaman,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat geldiği vakıt o «tâmme-i kübrâ»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat o en büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit,

 Gültekin Onan = Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felaket' (kıyamet) geldiği zaman.

 Harun Yıldırım = Fakat o, batıran en büyük bela geldiğinde...

 Hasan Basri Çantay = Fakat o (bütün belâlardan üstün) en büyük belâ geldiği zaman,

 Hayrat Neşriyat = (34-35) Fakat o en büyük felâket (kıyâmet) geldiği zaman! O gün insan, (hayâtı boyunca) neye koşmakta olduğunu iyice anlar.

 İbni Kesir = Fakat o en büyük bela geldiği zaman;

 Kadri Çelik = Ancak o her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet) geldiği zaman.

 Muhammed Esed = Ve böylece, büyük, sarsıcı (yeniden dirilme) olayı gelip çattığında,

 Mustafa İslamoğlu = O muazzam olay gerçekleştiği zaman;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir.

 Ömer Öngüt = Her şeyi altüst eden o en büyük felâket geldiği zaman.

 Şaban Piriş = En büyük baskın geldiği zaman,

 Sadık Türkmen = Ve böylece, o en büyük felâket geldiği zaman;

 Seyyid Kutub = Her şeyi bastıran o büyük felaket geldiği zaman.

 Suat Yıldırım = Fakat her şeyi bastıran o felaket geldiği zaman,

 Süleyman Ateş = Herşeyi bastıran o büyük felâket geldiği zaman,

 Tefhim-ul Kuran = Ancak o, 'her şeyi batırıp gömen büyük felâket (kıyamet)' geldiği zaman.

 Ümit Şimşek = O büyük felâket gelip çattığında,

 Yaşar Nuri Öztürk = O güç yetmez büyük felaket geldiğinde,

 İskender Ali Mihr = Fakat o büyük (dayanılmaz) musîbet (kıyâmet vakti) geldiği zaman.

 İlyas Yorulmaz = Büyük hesap günü geldiğinde.