Önceki Ayet Sonraki Ayet  
39. Sûre Zümer/33

 وَالَّذِي جَاء بِالصِّدْقِ وَصَدَّقَ بِهِ أُوْلَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

  Vellezî câe bis sıdkı ve saddeka bihî ulâike humul muttakûn(muttakûne).

Kelime Karşılaştırma
ve ellezî : ve o
câe(cae bi) : geldi
bi : ile
es sıdkı : doğru, gerçek, hakikat
ve saddeka : ve doğruladı, ve tasdik etti
bihî : onu
ulâike : işte onlar
hum(u) : onlar
el muttekûne : muttakiler, takva sahipleri
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Dosdoğru Kur’an’ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Doğrulukla gelen kişiye ve onun doğru olduğunu tasdik edenlere gelince: Onlardır çekinenlerin ta kendileri.

 Abdullah Parlıyan = Doğruyu getiren peygamber ve O'nu tasdik edip peşinden giden mü'minlere gelince, işte yollarını Allah ile bulanlar bunlardır.

 Adem Uğur = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır.

 Ahmed Hulusi = Sıdkı (Allâh kulu olunduğu ve bedende hilâfet hakikatinin yaşandığı gerçeğini) getiren ve Onu tasdik edene (Hz. Ebu Bekir) gelince, işte onlar Müttekî'lerin ta kendileridir!

 Ahmet Tekin = Doğru söz ile, Kur’ân ile gelen ve doğru sözü, Kur’ân’ı tasdik edenler, onlar, işte onlar Allah’a sığınanlar, emirlerine yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlerdir.

 Ahmet Varol = Doğruyu getiren ve onu doğrulayana gelince işte onlar takva sahipleridir.

 Ali Bulaç = Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Doğruyu (Kur’an’ı) getiren (Hz. Peygamber s.a.s.) ve O’nu tasdik eden (müminler) ise, işte bunlar takva sahibi kimselerdir.

 Ali Ünal = Buna karşılık, doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, onlardır Allah’a karşı gelmekten ve her türlü fenalıktan korunan ve Allah’ın koruması altına girenler.

 Bayraktar Bayraklı = Ama, hakikati getiren ve onu bütün kalbiyle tasdik edenler var ya; işte, takvâ sahipleri onlardır.[494]

 Bekir Sadak = Gercegi getiren ve onu dogrulayanlar, iste onlar, Allah'a karsi gelmekten sakinmis olanlardir.

 Celal Yıldırım = Doğruyu getiren ve onu getireni tasdîk eden (var ya) işte (Allah'tan) korkup (inkâr ve azgınlıktan) sakınanlar onlardır!

 Cemal Külünkoğlu = (Allah'tan) doğruyu getiren (peygamber) ve onu (gereği gibi) doğrulayanlara gelince; işte onlar Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır.

 Diyanet Vakfi = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır.

 Edip Yüksel = Gerçeği getiren ve onu doğrulayana gelince, işte onlar erdemlilerdir

 Elmalılı Hamdi Yazır = Doğruyu getiren ve onu tasdık eden ise işte onlar korunan müttekıyler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenlere gelince, işte onlar, Allah'tan korkanlardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, işte onlar kötülükten korunan müttakilerdir.

 Gültekin Onan = Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki olanlardır.

 Harun Yıldırım = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır.

 Hasan Basri Çantay = Sıdk (-u hakıykat) ı getirene ve onu tasdıyk edenlere (mü'minlere) gelince: İşte onlar takvâye erenlerin ta kendileridir.

 Hayrat Neşriyat = Doğruyu getirene (peygambere) ve onu tasdîk edene gelince; işte onlar gerçekten takvâ sâhibleridir.

 İbni Kesir = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler; işte onlar muttakilerdir.

 Kadri Çelik = Doğruyu getiren ve doğrulayanlar (var ya), işte onlar takva sahibi olanlardır.

 Muhammed Esed = Ama hakikati getiren ve onu bütün kalpleriyle tasdik edenler; işte onlar Allah'a karşı sorumluluklarının (tam) bilincinde olanlardır!

 Mustafa İslamoğlu = Ama doğruluğun tarafında yer alan ve hakikati tüm kalbiyle tasdik eden kimselere gelince: işte sorumluluklarını idrak eden onlardır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = O zât ki, doğruyu ve onu tasdik ettiler, işte muttakîler olan, onlardırlar.

 Ömer Öngüt = Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar takvâ sahipleridir.

 Şaban Piriş = Doğru’yu getiren ve onu tasdik edenler ise, işte onlar korunanlardır.

 Sadık Türkmen = Doğruyu getirene ve onu doğrulayana gelince; işte onlar, korunup sakınanlardır.

 Seyyid Kutub = Gerçeği getirene ve onu doğrulayanlara gelince; «İşte takva sahipleri onlardır.»

 Suat Yıldırım = Ama, hak ve gerçeği getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte her türlü fenalıktan korunanlar onlardır.

 Süleyman Ateş = Doğruyu getirene ve onu doğrulayanlara gelince: İşte korunanlar onlardır.

 Tefhim-ul Kuran = Doğruyu getiren ve doğrulayanlara gelince; işte onlar muttaki (takva sahibi) olanlardır.

 Ümit Şimşek = Hakkı getiren ile onu doğrulayanlar ise, kötülüklerden korunmuş olanlardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Doğruyu getirene ve onu tasdikleyene gelince, işte böyleleri, korunanların ta kendileridir.

 İskender Ali Mihr = Ve hakikat ile gelen (Allah’a ulaşmayı dilemeye davet eden) ve onu tasdik edenler (Allah’a ulaşmayı dileyenler), işte onlar takva sahibidirler.

 İlyas Yorulmaz = Doğru olanı getiren ve onu doğrulayıp tasdik edenler, işte onlar (cehennem ateşinden) korunanlardır.