Önceki Ayet Sonraki Ayet  
69. Sûre Hâkka/32

 ثُمَّ فِي سِلْسِلَةٍ ذَرْعُهَا سَبْعُونَ ذِرَاعًا فَاسْلُكُوهُ

  Summe fî silsiletin zer’uhâ seb’ûne zirâan feslukûh(feslukûhu).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
fî silsiletin : zincir içinde
zer’u-hâ : onun uzunluğu
seb’ûne : 70
zirâan : arşın
fe uslukû-hu : öylece onu sevkedin
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra da onu, boyu yetmiş zirâ, bir zincire vurun.

 Abdullah Parlıyan = Sonra tekrar kendisi gibi suçluların bağlandığı, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire bağlayın onu.

 Adem Uğur = Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

 Ahmed Hulusi = "Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içine sokun onu;"

 Ahmet Tekin = 'Önce onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire vurun, Cehennem’e öyle sokun.'

 Ahmet Varol = Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincirin içinde oraya sokun.

 Ali Bulaç = "Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin."

 Ali Fikri Yavuz = Sonra, boyu yetmiş arşın bir zincirde, onu oraya sürün.”

 Ali Ünal = “Bununla kalmayın, yetmiş arşın uzunluğunda bir de zincire vurun!”

 Bayraktar Bayraklı = “Sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire bağlayınız.”

 Bekir Sadak = «Sonra onu boyu yetmis arsin olan zincire vurun";

 Celal Yıldırım = Sonra boyu yetmiş arşın bir zincire vurup yollayın.

 Cemal Külünkoğlu = “Sonra (cehennemde) onu uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun!”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Sonra onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun';

 Diyanet Vakfi = Sonra da onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde oraya sokun!

 Edip Yüksel = Sonra, onu yetmiş arşın boyunda bir zincire vurun.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra bir zincirde, ki boyu yetmiş arşın, yollayın onu

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra da boyu yetmiş arşın bir zincirde yollayın onu!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun.»

 Gültekin Onan = "Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin."

 Harun Yıldırım = “Daha sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurun onu.”

 Hasan Basri Çantay = «(Bundan) sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğunda bir zincir içinde, oraya sokun».

 Hayrat Neşriyat = 'Sonra hemen onu, boyu yetmiş arşın olan bir zincire vurun!'

 İbni Kesir = Sonra da onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.

 Kadri Çelik = “Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurun!”

 Muhammed Esed = ve sonra (kendisi gibi suçluların bağlandığı) bir zincire bağlayın, uzunluğu yetmiş arşın olan (bir zincire):

 Mustafa İslamoğlu = Sonra bir zincire vurun; uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincere; ve sıkıca bağlayın!

 Ömer Nasuhi Bilmen = (32-33) «Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içinde olarak onu sevkedin. Muhakkak ki o, azîm olan Allah'a imân etmez idi.»

 Ömer Öngüt = "Sonra onu yetmiş arşın uzunluğunda bir zincire vurun!"

 Şaban Piriş = Sonra da onu yetmiş arşın boyundaki zincire vurun ve sürün.

 Sadık Türkmen = Sonra da onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.

 Seyyid Kutub = Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!

 Suat Yıldırım = Sonra da onu, yetmiş arşın uzunluğundaki zincire vurun!"

 Süleyman Ateş = "Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan zincire vurun onu!"

 Tefhim-ul Kuran = «Daha sonra onu, uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincire vurup gönderin.»

 Ümit Şimşek = Yetmiş arşın zincire vurun.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Sonra, boyu yetmiş arşın olan bir zincirde yollayın onu!"

 İskender Ali Mihr = Sonra uzunluğu yetmiş arşın (zira) olan bir zincir içinde, öylece onu (cehenneme) sevkedin.

 İlyas Yorulmaz = Sonra uzunluğu yetmiş zira olan zincirlere bağlı olarak ateşe sürükleyin.