Önceki Ayet Sonraki Ayet  
54. Sûre Kamer/30

 فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ

  Fe keyfe kâne azâbî ve nuzur(nuzuri).

Kelime Karşılaştırma
fe : o zaman
keyfe kâne : nasılmış
azâbî : benim azabım
ve nuzuri : ve inzarım, uyarmam
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Fakat azabım ve uyarılarım nasılmış!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım?

 Abdullah Parlıyan = Benim azabım ve uyarılarım nasılmış bir görün bakalım.

 Adem Uğur = Ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?

 Ahmed Hulusi = Benim azabım ve uyarmalarım bak nasıl oldu!

 Ahmet Tekin = Daha sonra azâbım, sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılarım nasıl oldu, gördüler.

 Ahmet Varol = (Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

 Ali Bulaç = Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

 Ali Fikri Yavuz = Fakat bak, nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!...

 Ali Ünal = Ama görün, nasılmış Benim cezalandırmam ve nasıl gerçekleşirmiş tehditlerim!

 Bayraktar Bayraklı = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım?

 Bekir Sadak = Benim azabim ve uyarmam nasilmis?

 Celal Yıldırım = Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?

 Cemal Külünkoğlu = (Sonra) azabım ve uyarılarım(ın akıbeti) nasılmış (gördüler)!

 Diyanet İşleri (eski) = Benim azabım ve uyarmam nasılmış?

 Diyanet Vakfi = (Bu azgınlara) azabım ve uyarılarım nasıl oldu!

 Edip Yüksel = Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!

 Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat bak nasıl oldu azâbım ve inzarlarım

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat bak nasıl oldu azabım ve uyarılarım?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu.

 Gültekin Onan = Şu halde benim azabım ve uyarmam nasılmış?

 Harun Yıldırım = Şu halde benim azabım ve uyarıpkorkutmam nasılmış?

 Hasan Basri Çantay = İşte benim azabım ve (bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş (düşünün).

 Hayrat Neşriyat = Artık (bak, onlara) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?

 İbni Kesir = İşte, Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?

 Kadri Çelik = O halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış, ha?

 Muhammed Esed = uyarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir!

 Mustafa İslamoğlu = Fakat, uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabımın nasıl olduğunu (hiç hesaba katmadı).

 Ömer Nasuhi Bilmen = (30-31) O halde nasıl olmuş oldu azabım ve tehdidim? Muhakkak ki, onların üzerlerine bir sayha gönderdik. Artık onlar ağıla konmuş kuru ot gibi oldular.

 Ömer Öngüt = Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

 Şaban Piriş = -Bak şimdi, azabım ve uyarılarım nasıl oldu?

 Sadık Türkmen = Azabım ve uyarılarım nasılmış?!..

 Seyyid Kutub = Peki benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

 Suat Yıldırım = Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim! Görsünler bakalım!

 Süleyman Ateş = Ama azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?

 Tefhim-ul Kuran = Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?

 Ümit Şimşek = Nasıl oluyormuş uyarılarım ve azabım?

 Yaşar Nuri Öztürk = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

 İskender Ali Mihr = Öyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu?

 İlyas Yorulmaz = Benim azabım ve uyarılarım nasıl olmuş (bakın).