Önceki Ayet Sonraki Ayet  
80. Sûre Abese/3

 وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّى

  Ve mâ yudrîke leallehu yezzekkâ.

Kelime Karşılaştırma
ve : ve
mâ yudrî-ke : sen bilemezsin
lealle-hu : umulur ki böylece o
yezzekkâ : tezkiye olur, şirk ve günahlardan temizlenir
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,

 Abdulbaki Gölpınarlı = Belki o, arınacaktır, ne bilirsin?

 Abdullah Parlıyan = Ne bilirsin belkide O senden öğrenecekleriyle günahlarından temizlenecekti.

 Adem Uğur = Belki o temizlenecek,

 Ahmed Hulusi = Ne bilirsin, belki o arınacak!

 Ahmet Tekin = Âmâ ile ilgili seni, önceden bilgilendiren mi oldu? Belki o pislikten, küfürden temizlenecek, vicdanını arındıracak.

 Ahmet Varol = Ne bilirsin belki o, arınacaktır.

 Ali Bulaç = Nerden biliyorsun; belki o, temizlenip arınacak?

 Ali Fikri Yavuz = Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden sormakla cehalet kirinden) temizlenecekti.

 Ali Ünal = (3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?

 Bayraktar Bayraklı = Ne bilirsin belki o arınacak?

 Bekir Sadak = Ne bilirsin, belki de o arinacak;

 Celal Yıldırım = (3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?

 Cemal Külünkoğlu = (3-4) (Resulüm!) Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle cehalet kirinden) temizlenecekti yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecekti.

 Diyanet İşleri (eski) = Ne bilirsin, belki de o arınacak;

 Diyanet Vakfi = (1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

 Edip Yüksel = Ne bilirsin, belki de o arınacak;

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ne bilirsin o belki temizlenecek

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ne bilirsin, belki o temizlenecek.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

 Gültekin Onan = Nerden biliyorsun; belki o temizlenip arınacak.

 Harun Yıldırım = Nerden biliyorsun; belki o, arınacaktı?

 Hasan Basri Çantay = (Onun haalini) sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle) temizlenecekdi.

 Hayrat Neşriyat = (3-4) (Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan)temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti!

 İbni Kesir = Ne bilirsin belki de o, temizlenecekti.

 Kadri Çelik = Ne bilirsin sen, belki o arınacak?

 Muhammed Esed = Nereden bilebilirsin (ey Muhammed,) belki de o arınacaktı,

 Mustafa İslamoğlu = "Ve (sana gelince ey Nebi!) Sen nereden bileceksin o (müşrikin) arınacağına dair bir ihtimal bulunduğuna;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?

 Ömer Öngüt = Resulüm! Ne bilirsin, belki o (senden öğrendikleriyle) temizlenecekti.

 Şaban Piriş = Ne bilirsin belki o, arınacaktır.

 Sadık Türkmen = Ne bilirsin, belki o arınacak?!..

 Seyyid Kutub = Ne bilirsin belkide O senden öğrenecekleriyle günahlarından temizlenecekti.

 Suat Yıldırım = Belki o temizlenecek,

 Süleyman Ateş = Ne bilirsin, belki o arınacak!

 Tefhim-ul Kuran = Âmâ ile ilgili seni, önceden bilgilendiren mi oldu? Belki o pislikten, küfürden temizlenecek, vicdanını arındıracak.

 Ümit Şimşek = Nereden biliyorsun, belki arınacaktı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

 İskender Ali Mihr = Ve sen bilemezsin, umulur ki böylece o tezkiye olur.

 İlyas Yorulmaz = Nereden bileceksin ki. Belki o temizlenecek.