Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/3

 لَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ

  Lealleke bâhıun nefseke ellâ yekûnû mu’minîn(mu’minîne).

Kelime Karşılaştırma
lealle-ke : böylece sen
bâhıun : üzüntüden kendini helâk eden kimse
nefse-ke : senin nefsin, sen kendin
ellâ yekûnû : (onların) olmaması
mu’minîne : mü’minler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ey Muhammed! Mü’min olmuyorlar diye âdeta kendini helâk edeceksin!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kendine kıyacaksın inanmıyorlar diye âdetâ.

 Abdullah Parlıyan = İnsanlardan bir kısmı, ulaştırdığın mesaja inanmıyorlar diye, üzüntüden neredeyse kendini tüketeceksin.

 Adem Uğur = (Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

 Ahmed Hulusi = İman etmiyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin?

 Ahmet Tekin = Rasûlüm, onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin!

 Ahmet Varol = Mü'min olmuyorlar diye neredeyse kendini kahredeceksin.

 Ali Bulaç = Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

 Ali Fikri Yavuz = Ey Rasûlüm, Kureyş halkı) iman etmiyecekler diye, kederden nerde ise, nefsine kıyacaksın.

 Ali Ünal = Öyle görünüyor ki, o insanlar iman etmiyorlar diye üzüntüden neredeyse kendini helâk edeceksin.

 Bayraktar Bayraklı = Sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin.

 Bekir Sadak = Inanmiyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin.

 Celal Yıldırım = (Ey Peygamber!) Onlar dosdoğru imân etmiyeoekler diye neredeyse kendine yazık edip kıyacaksın.

 Cemal Külünkoğlu = (Ey Muhammed!) Onlar inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendini tüketeceksin!

 Diyanet İşleri (eski) = İnanmıyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin.

 Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

 Edip Yüksel = İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sen âdetâ kendine kıyacaksın mü'min olmıyacaklar diye

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar iman etmeyecekler diye, neredeyse sen kendine kıyacaksın.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın!

 Gültekin Onan = Onlar inançlı olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

 Harun Yıldırım = Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

 Hasan Basri Çantay = (Habîbim) Onlar mü'min olmayacaklar diye aadetâ kendine kıyacaksın!

 Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Sen (onlar) mü’min kimseler olmayacaklar diye, neredeyse kendi nefsini helâk edicisin!

 İbni Kesir = Mü'min olmuyorlar diye nerede ise kendini mahvedeceksin.

 Kadri Çelik = Onlar mümin olmayacaklar diye neredeyse kendine kıyacaksın (öyle mi?).

 Muhammed Esed = (İnsanların bir kısmı, ulaştırdığın mesaja) inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendini tüketeceksin!

 Mustafa İslamoğlu = Mü'min olmuyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sen, (onlar) mü'min olmayacaklar diye ihtimal ki, kendi nefsini helâk edeceksin!

 Ömer Öngüt = İman etmiyorlar diye neredeyse kendini tüketeceksin Resulüm!

 Şaban Piriş = Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.

 Sadık Türkmen = Onlar inanmıyorlar diye, neredeyse kendini helâk edeceksin.

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed, onlar mü'min olmuyorlar diye neredeyse canına kıyacaksın.

 Suat Yıldırım = Onlar iman etmiyor diye üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin.

 Süleyman Ateş = Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin!

 Tefhim-ul Kuran = Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

 Ümit Şimşek = Onlar iman etmiyor diye, neredeyse kendini tüketeceksin.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.

 İskender Ali Mihr = Onlar mü’min olmuyorlar diye, neredeyse kendini helâk edeceksin.

 İlyas Yorulmaz = (İnsanlar) İman etsinler diye neredeyse kendini paralayacaksın.