Önceki Ayet Sonraki Ayet  
83. Sûre Mutaffifîn/29

 إِنَّ الَّذِينَ أَجْرَمُوا كَانُواْ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا يَضْحَكُونَ

  İnnellezîne ecramû kânû minellezîne âmenû yadhakûn(yadhakûne).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak ki
ellezîne : o kimseler, onlar, ... olanlar
ecremû : suç ve günah işlediler
kânû : oldular
min : den
ellezîne : o kimseler, onlar, ... olanlar
âmenû : âmenû oldular, îmân ettiler
yadhakûne : gülüyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülüyorlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki suç işliyenler, inananlara gülerler.

 Abdullah Parlıyan = Bakın o günahlara batıp gidenler, fakir ve zayıf mü'minlere alay ederek gülerlerdi.

 Adem Uğur = Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi.

 Ahmet Tekin = Doğrusu, İslâm’a planlı cephe alan, müslümanlığı ve müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, iman edenlere alay yollu gülüyorlardı.

 Ahmet Varol = Doğrusu o suç işleyenler iman edenlere gülerlerdi.

 Ali Bulaç = Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler,' kimi iman edenlere gülüp geçerlerdi.

 Ali Fikri Yavuz = Doğrusu o günahkar müşrikler, iman edenlere gülüyorlardı.

 Ali Ünal = Hayatları günah hasadından ibaret inkârcı suçlular, dünyada iken mü’minlerle alay edip, onlara gülüyorlardı.

 Bayraktar Bayraklı = Suçlular, dünyada inananlara gülerlerdi.

 Bekir Sadak = Suclular, suphesiz, inanmis olanlara gulerlerdi.

 Celal Yıldırım = Gerçekten suçlu günahkârlar (Dünya'da iken) imân edenlere gülerlerdi.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz, o günah işleyenler, iman edenlere (dünyada) gülüyorlardı.

 Diyanet İşleri (eski) = Suçlular, şüphesiz, inanmış olanlara gülerlerdi.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.

 Edip Yüksel = Suçlular, inananlara gülerlerdi.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Evet, o cürm işleyenler iyman edenlere gülüyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Evet, o günah işleyenler, iman edenlere gülüyorlardı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.

 Gültekin Onan = Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler' kimi inananlara gülüp geçerlerdi.

 Harun Yıldırım = Şüphe yok ki o suçlular, iman edenlere gülerlerdi.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat, günâh işleyen (o kâfir) ler îman edenlerden kimine gülerlerdi.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki o suç işleyen (kâfir)ler, bir kısım îmân edenlere (dünyada iken)gülerlerdi.

 İbni Kesir = Doğrusu suç işlemiş olanlar; mü'minlere, gülerlerdi.

 Kadri Çelik = Doğrusu suç işleyenler, kimi iman edenlere gülüp geçerlerdi.

 Muhammed Esed = Bakın, kendilerini günaha kaptıranlar, imana erenlere gülerler

 Mustafa İslamoğlu = Ne var ki günah bataklığına gömülmüş olanlar, bir zamanlar iman edenlere gülerlerdi;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak o kimseler ki günah işlemişlerdi, imân etmiş olanlara gülerlerdi.

 Ömer Öngüt = Suçlular inananlara gülerlerdi.

 Şaban Piriş = Suç/günah işlemiş olanlar, iman edenlere gülüyorlardı.

 Sadık Türkmen = Bakin o suç işleyenler, gerçeklere inananlara gülerler.

 Seyyid Kutub = Suçlular, şüphesiz inanmış olanlara gülerlerdi.

 Suat Yıldırım = Cürümlere, suçlara batanlar dünyada iken, müminlerle alay edip onlara gülerlerdi.

 Süleyman Ateş = Suç işleyenler, inananların üstüne gülerlerdi.

 Tefhim-ul Kuran = Doğrusu, 'suç ve günah işleyenler,' kimi iman edenlere gülüp geçerlerdi.

 Ümit Şimşek = Dünyada, mücrimler iman edenlere gülerlerdi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Şu bir gerçek ki, suça batmış olanlar, iman sahiplerine gülerlerdi.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki suçlu olanlar (günahkârlar), âmenû olanlara gülüyorlardı.

 İlyas Yorulmaz = Günah işleyenler dünyada iken iman edenlerle alay edip, gülüyorlardı.