Önceki Ayet  
72. Sûre Cin/28

 لِيَعْلَمَ أَن قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا

  Li ya’leme en kad eblegû rısâlâti rabbihim ve ehâta bimâ ledeyhim ve ahsâ kulle şey’in adedâ(adeden).

Kelime Karşılaştırma
li ya’leme : bilsin
en kad eblegû : tebliğ edilmiş oldu
risâlâti : risaleler
rabbi-him : Rab’lerinin
ve ahâta : ve ihata etti, kuşattı
bimâ : şeyleri, olanları
ledey-him : onların nezdinde, yanında
ve ahsâ : ve saydı, sayıp tespit etti
kulle : her
şey’in : şey
adeden : adet, sayı olarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (27-28) Ancak seçtiği resûller başka. (Onlara bildirir.) Fakat O, Resûlün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür ki resûllerin, Rablerinin vahiylerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah, onların her hâlini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de Rablerinin elçiliklerini hakkıyla yaptıklarını, hükümlerini tebliğ ettiklerini bilsin diye ve onların her hâlini de bilgisiyle kavramış, kuşatmıştır ve her şeyi, bir bir sayıp tespît etmiştir.

 Abdullah Parlıyan = Böylece peygamber kendisine Allah'ın vahyinin melekler tarafından eksiksiz olarak ulaştırıldığını bilsin veya Allah meleklerin Rablerinin mesajını doğru ve sağlam olarak yerine ulaştırdıklarını bilgisiyle kuşatmıştır veya Allah'ın mesajını O'nun kullarına peygamberlerin eksiksiz olarak ulaştırdıklarını açıkca gösterir. Allah meleklerin, peygamberlerin ve kullarının her halini bilgisiyle kavramış ve kuşatmıştır ve herşeyi bir bir sayıp tesbit etmiştir.

 Adem Uğur = Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).

 Ahmed Hulusi = Tâ ki Rablerinin risâletlerini gerçekten tebliğ ettiklerini bilsinler. Onlardakileri ihâta etmiş ve her şeyi detaylarıyla kaydetmiştir!

 Ahmet Tekin = Rableri, meleklerin ve peygamberlerin tebliğine memur ettiği konuları, tebliğ görevlerini ifalarını; onların sorumluluğuna verilenleri, yanlarında olup bitenleri ilmiyle kudretiyle çepeçevre kuşatarak, her şeyi bir bir sayarak kaydip belirlemesi için onların etrafına koruyucu melekler dizer.

 Ahmet Varol = Öyle ki, Rablerinin risaletlerini (kendileri vasıtasıyla görderdiği hükümleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onlarda olanı kuşatmış ve her şeyi sayı olarak saymıştır.

 Ali Bulaç = Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp kuşatmış ve her şeyi sayı olarak da sayıp tesbit etmiştir.

 Ali Fikri Yavuz = O Peygamber şunu bilsin ki, o elçiler Rablerinin risaletlerini tamamıyla eriştirmişlerdir; ve O, elçilerin yanındaki ilmi kuşatmış ve her şeyi sayıca saymıştır.

 Ali Ünal = “Ta ki rasûllerin, Rabbilerinden gelen mesajları eksiksiz olarak ve hiçbir değişikliğe maruz kalmadan tebliğ ettiklerini tesbit buyursun. O, vahiyden rasûllerine her ne tevdî etmişse hepsini bilmektedir ve her şeyi bir bir kayde(ttir)ip, korumaktadır.”

 Bayraktar Bayraklı = (27-28) Ancak hoşnut olduğu peygamber hariçtir. Çünkü O, peygamberinin önünden ve ardından gözetleyiciler gönderir ki Rablerinin emirlerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah onları çepeçevre kuşatmıştır ve her şeyi bir bir saymıştır.[686]

 Bekir Sadak = (27-28) Ancak peygamberlerden, bildirmek istedigi bunun disindadir. Rablerinin bildirilerini teblig etmelerini ortaya koymak icin her peygamberin onunden va ardindan gozculer salar; onlarin yaptiklarini ilmiyle kusatir ve herseyi bir bir sayar. *

 Celal Yıldırım = Peygamberlerin Rablarından gönderilen risâleti tebliğ ettiklerini (ayan-beyan) bilsin. (Allah) onların yanındaki şeyleri kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.

 Cemal Külünkoğlu = Böylece onların, tebliğ ettikleri şeyin (yalnızca) Rablerinin mesajları olduğunu açıkça gösterir. (Allah,) onların her hâlini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.

 Diyanet İşleri (eski) = (27-28) Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır. Rablerinin bildirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar; onların yaptıklarını ilmiyle kuşatır ve herşeyi bir bir sayar.

 Diyanet Vakfi = Ki böylece onların (peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).

 Edip Yüksel = Böylece, elçilerin Rab'lerinin mesajını ilettikleri ortaya çıksın. O onların yaptıklarını tümüyle kuşatmıştır ve herşeyi sayı olarak hesaplamıştır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bilsin diye, ki onlar rablarının risaletlerini hakkıyle iriştirmişlerdir ve o onların nezdindekini ihata etmiş ve her şeyi sayısiyle ihsa buyurmuştur.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla ulaştırmış olduklarını, onlarda bulunan her şeyi kuşattığını ve herşeyi bir bir saymış olduğunu bilsin diye.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bilsin diye ki, onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.

 Gültekin Onan = Öyle ki onların, rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Tanrı,) onların nezdinde olanları sarıp kuşatmış ve her şeyi sayı olarak da sayıp tesbit etmiştir.

 Harun Yıldırım = Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti tebliğ ettiklerini bilsin. O, onların yanında olan herşeyi kuşatmıştır ve herşeyi sayı olarak da tesbit etmiştir.

 Hasan Basri Çantay = Tâki (o peygamberler), Rablerinin gönderdiklerini (o gözetleyicilerin) hakkıyle (kendilerine) tebliğ etdiklerini (şûhüden) bilsin (ler). (Allah, peygamberin) nezdinde olub bitenleri (onların her haalini ilmiyle) kuşatmış, herşey'i (müfredatı vech ile), sayı (sı) ile saymış (tesbît etmiş) dir.

 Hayrat Neşriyat = Tâ ki (o peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın; çünki Allah, onların yanında bulunan (her)şeyi (ilmi ile) kuşatmış ve herşeyi bir bir kaydetmiştir.

 İbni Kesir = Ta ki Rabblarının risaletlerini, gerçekten tebliğ etmiş olduklarını bilsin. Onların yaptıklarını kuşatmış ve her şeyi bir sayı ile saymıştır.

 Kadri Çelik = Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla ulaştırmış olduklarını, onlarda bulunan her şeyi kuşattığını ve her şeyi bir bir saymış olduğunu bilsin diye (peygamberlere gözcüler tayin etmiştir).

 Muhammed Esed = böylece bu (elçi)lerin tebliğ ettikleri şeyin (yalnızca) Rablerinin mesajları olduğunu açıkça gösterir, çünkü onların (söyleyebilecekleri) her şeyi (bilgisi ile) kuşatan O'dur; ve (mevcut olan) her şeyi bir bir hesaplayandır.

 Mustafa İslamoğlu = ki, (peygamberler) bu sayede tebliğ ettiklerinin Rablerinin risaleti olduğunu; dahası (Allah'ın) ellerindeki (vahyi) çepeçevre kuşattığını ve her şeyi tek tek sayarak muhafaza altına aldığını bilsin.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Rablerinin risâletlerini hakkıyla eriştirmiş olduklarını bilmesi için (öyle muhafızlar tayin buyurulmuştur). Ve onların yanlarında olanı ilmen kuşatmıştır ve her bir şeyi adeden sayıp bilmiştir.

 Ömer Öngüt = Tâ ki, Rabb'lerinin gönderdiklerini gerçekten tebliğ etmiş olduklarını bilsin. Şüphesiz ki Allah onların yanında bulunan her şeyi çepeçevre kuşatmış ve her şeyi teker teker saymıştır.

 Şaban Piriş = Rabbinin gönderdiklerini gerçekten tebliğ ettiklerini göstermek için... Onların yanlarında olanı kuşatmış ve her şeyi bir bir kaydetmiştir.

 Sadık Türkmen = Ki böylece onların; Rablerinin mesajlarını iletmiş olduklarını açığa çıkarsın. O, onların yaptıklarını kuşatmış ve herşeyi inceden inceye hesaplamıştır.

 Seyyid Kutub = Böylece onların, Rabblerinin mesajlarını insanlara duyurduklarını belirler. O onların durumlarını ve tutumlarını bilgisi ile kuşatmış, herşeyi bir bir saymıştır.

 Suat Yıldırım = (26-28) O bütün gaybı bilir. Fakat gayplarını kimseye açmaz. Ancak, bildirmeyi dilediği bir elçiye bildirir. Bu durumda (mesajı korumak için) o elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler yerleştirir. Böylece (Allah) elçilerinin, Rab’lerinin mesajlarını gereğince tebliğ ettiklerini bilmek (yani fiilen görmek) ister. Doğrusu Allah, kullarının nezdinde ne var, ne yoksa her şeyi ilmiyle ihata etmiş, her şeyi bir bir kaydetmiştir.

 Süleyman Ateş = (Böyle yapar) Ki onların, Rablerinin kendilerine verdiği mesajları duyurduklarını bilsin. Allâh, onlarda bulunan herşeyi (bilgisiyle) kuşatmıştır ve herşeyi bir bir saymış (hesab etmiş)tir.

 Tefhim-ul Kuran = Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) Onların nezdinde olanları sarıp kuşatmış ve her şeyi sayı olarak da sayıp tesbit etmiştir.

 Ümit Şimşek = Tâ ki, peygamberler, Rableri tarafından gönderilenleri meleklerin tastamam ulaştırdıklarını bilsin. Allah ise onların her halini kuşatmış ve herşeyi tek tek saymıştır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ki onların, Rablerinin elçiliklerini hedefine tam ulaştırdıklarını bilsin. Allah, onların katında bulunan şeyleri kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıya bağlamıştır.

 İskender Ali Mihr = Rab’lerinin risaletlerinin tebliğ edilmiş olduğunu bilsinler diye. Ve (Allah) onların yanlarında olanları (ilmi ile) ihata etmiştir (kuşatmıştır). Ve herşeyin adedini sayıp tespit etmiştir.

 İlyas Yorulmaz = Rablerinin verdiği görevleri tebliğ etmişler mi? Bilmesi içindir. Rabbin, elçilerin yanında bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi tek tek saymıştır.