Önceki Ayet Sonraki Ayet  
67. Sûre Mülk/28

 قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ

  Kul ereeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîm(elîmin).

Kelime Karşılaştırma
kul : de
e : mi
reeytum : siz gördünüz
in : eğer, ise, olsa
ehleke-niye : beni helâk etse
allâhu : Allah
ve men : ve kimse
maiye : benimle beraber
ev : veya
rahime-nâ : bize rahmet etse
fe : o zaman, bundan sonra
men : kim
yucîru : kurtarır
el kâfirîne : kâfirler
min azâbin : azaptan
elîmin : elîm, acı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Haber verin bana, Allah beni ve benimle berâber olanları helâk etse, yahut da bize acısa bile kim kurtarabilir kâfirleri elemli azaptan?

 Abdullah Parlıyan = De ki: “Söyler misiniz, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları sizin isteğiniz üzere yok etse veya bize acıyıp ömrümüzü uzatsa, bizler razıyız ama siz kâfirleri o acıklı azaptan kim kurtaracak?”

 Adem Uğur = De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?

 Ahmed Hulusi = De ki: "Bir düşünün! Allâh beni ve benimle beraber olanları helâk etse ya da bize rahmet etse; hakikat bilgisini inkâr edenleri feci bir azaptan kim kurtarır?"

 Ahmet Tekin = 'Hiç düşündünüz mü? Beni ve benimle beraber olan mü’minleri Allah başarısız kılıp ortadan da kaldırabilir, bize merhamet edip koruyarak başarılı da kılabilir. Peki, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirleri can yakıp inleten müthiş azaptan kurtaracak olan kim?' de.

 Ahmet Varol = De ki: 'Ne dersiniz, eğer Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yahut bize merhamet ederse inkâr edenleri acıklı bir azaptan kim kurtarabilir?'

 Ali Bulaç = De ki: "Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?"

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, o Mekke müşriklerine) de ki: “- Bana söyleyin: Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse, yahut bize merhamet buyursa, kâfirleri acıklı bir azabdan kurtaracak kimdir? (İster biz ölelim, ister geri kalalım, kâfirleri hiç kimse azabdan kurtarmıyacaktır.)”

 Ali Ünal = De ki: “Allah (bize nasıl muamele ederse etsin, diyelim ki) benim ve beraberimdeki herkesin canını aldı ya da rahmetiyle muamelede bulunup, bizi işimizde başarıya ulaştırdı, söyler misiniz bana, ya kâfirleri pek acı bir azaptan kim kurtarır?”

 Bayraktar Bayraklı = De ki: “Hiç düşündünüz mü; Allah, beni ve benimle beraber olanları helâk ederse ya da bize merhamet ederse, inkâr edenleri acıklı bir azaptan kim kurtarabilir?”

 Bekir Sadak = De ki: «Allah, beni ve benimle beraber bulunanlari isterse yok eder veya isterse merhamet eder; soyleyin, bu takdirde inkarcilari, can yakici azabdan kim alikoyabilir?»

 Celal Yıldırım = De ki: Söyler misiniz, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları yok edecek veya bize merhamet edecek olsa, ya kâfirleri elem verici azâbdan kim kurtarabilir ?

 Cemal Külünkoğlu = De ki: “(Söyleyin bakalım:) Eğer Allah, beni ve benimle beraber bulunan (inanan)ları (siz istediniz diye) yıkıma uğratsa veya bize merhamet etse, bu durumda inkârcıları acı dolu azaptan kurtaracak kimdir?”

 Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Allah, beni ve benimle beraber bulunanları isterse yok eder veya isterse merhamet eder; söyleyin, bu takdirde inkarcıları, can yakıcı azabdan kim alıkoyabilir?'

 Diyanet Vakfi = De ki: Allah beni ve beraberimdekileri (sizin istediğiniz üzere) yok etse veya (öyle olmayıp da) bizi esirgese, (söyleyin bakalım) inkârcıları yakıcı azaptan kurtaracak kimdir?

 Edip Yüksel = De ki, 'Baksanıza, ALLAH yanımdakilerle birlikte beni helak etse de, yahut bize acısa da, inkarcıları acı azaptan kim kurtarabilir?'

 Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: Gördünüz mü? Allah beni ve beraberimdekileri helâk etse yâhud bize merhamet buyursa iki takdirde de kâfirleri elîm bir azâbdan kurtaracak kimdir?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Gördünüz mü, Allah beni ve beraberimdekileri yok etse ya da bize merhamet buyursa, iki takdirde de kafirleri elem verici azaptan kurtaracak kimdir?»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Baksanıza, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları öldürse, yahut bize merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir?

 Gültekin Onan = De ki: "Haber verir misiniz; eğer Tanrı, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?"

 Harun Yıldırım = De ki: “Ne dersiniz! Allah beni ve benimle beraber olanları helak edecek olsa veya bize merhamet etse, bu durumda kâfirleri can yakıcı azaptan acaba kim kurtarabilecektir?!”

 Hasan Basri Çantay = De ki: «Eğer Allah beni ve benimle beraber olan (mü'min) leri (arzunuz vech ile) helak eder, yahud (bizi) esirgerse ya kâfirleri acıklı azâbdan kurtaracak kimdir?»

 Hayrat Neşriyat = De ki: 'Söyleyin bana! Eğer Allah, beni ve berâberimde bulunanları (sizin temennî ettiğiniz gibi) helâk etse (hepimizi öldürse) veya bize merhamet buyursa (da ecelimizi ertelese), artık kâfirleri (pek) elemli bir azabdan kim kurtaracak?'

 İbni Kesir = De ki: Beni ve benimle beraber bulunanları, Allah helak eder veya esirgerse; kafirleri, elim bir azabdan kurtaracak olan kimdir?

 Kadri Çelik = De ki: “Söyleyin bakayım; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kâfirleri acıklı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?”

 Muhammed Esed = De ki (ey Peygamber!): "Ne sanıyorsunuz? Allah isterse beni ve bana tabi olanları yok eder, isterse bize şefkatiyle rahmet eder. Peki, (siz) hakikat inkarcılarını (öteki dünyada) şiddetli azaptan koruyabilecek kimse var mı?"

 Mustafa İslamoğlu = De ki: "Hiç düşündünüz mü? Allah beni ve benimle beraber olanların ölümünü takdir etse, ya da bize rahmet edip (yaşatsa: ikisi de hayırdır). Fakat (söyler misiniz), inkar edenleri acıklı bir azabın pençesinden kim kurtaracak?

 Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Gördünüz mü, eğer Allah beni ve benimle beraber olanları helâk etse veya bize rahmet buyursa, ya kâfirleri pek acıklı bir azabtan koruyacak kimdir?»

 Ömer Öngüt = De ki: "Söyler misiniz? Eğer Allah beni ve benimle beraber olanları öldürürse veya bize merhamet ederse, kâfirleri acı azaptan kim kurtarabilir?"

 Şaban Piriş = De ki: -Eğer Allah, beni ve benimle beraber olanları helak etse ya da bize merhamet etse ne dersiniz? Kafirleri acı bir azaptan kim kurtarabilir?

 Sadık Türkmen = De ki: “Baksanıza/gördünüz mü/söyleyin bana: Allah beni ve benimle birlikte olanları helak etse/imha etse veya bize merhamet etse acaba bu durumda inkârcıları, can yakıcı azaptan kurtaracak olan kimdir?”

 Seyyid Kutub = De ki: «Allah beni ve benimle beraber bulunanları isterse yok eder veya isterse merhamet eder; söyleyin bu taktirde kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtarabilir?»

 Suat Yıldırım = De ki: "Söyler misiniz bana: Allah eğer beni ve beraberimdeki müminleri, ister helâk eder, ister merhamet eder, ne ederse eder, peki kâfirleri o acı azaptan kim kurtarır?"

 Süleyman Ateş = De ki: "Baksanıza, eğer Allâh beni ve benimle beraber olanları öldürse de yahut bize acısa da (fark etmez,) kâfirleri acı azâbdan kim kurtarabilir?"

 Tefhim-ul Kuran = De ki: «Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kâfirleri acıklı bir azabtan kurtaracak olan kimdir?»

 Ümit Şimşek = De ki: Söyleyin bana, beni ve beraberimdekileri Allah helâk de etse, bize merhamet de etse, kâfirleri acı bir azaptan kim kurtaracak?

 Yaşar Nuri Öztürk = Söyle onlara: "Diyelim ki, Allah beni ve beraberindekileri öldürdü, yahut bize acıdı. Peki, kâfirleri korkunç bir azaptan kim kurtaracak?"

 İskender Ali Mihr = De ki: “Gördünüz mü, şâyet Allah, beni ve benimle beraber olanları helâk etse veya bize rahmet etse, bundan sonra kâfirleri elîm azaptan kim kurtarır?”

 İlyas Yorulmaz = Gördünüz mü? Allah beni ve benimle beraber olanları helak etse veya bizi rahmetiyle kuşatsa, peki doğruları inkar edenleri acıklı bir azaptan kim uzak tutabilir ki?