Önceki Ayet Sonraki Ayet  
57. Sûre Hadîd/27

 ثُمَّ قَفَّيْنَا عَلَى آثَارِهِم بِرُسُلِنَا وَقَفَّيْنَا بِعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَآتَيْنَاهُ الْإِنجِيلَ وَجَعَلْنَا فِي قُلُوبِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ رَأْفَةً وَرَحْمَةً وَرَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ إِلَّا ابْتِغَاء رِضْوَانِ اللَّهِ فَمَا رَعَوْهَا حَقَّ رِعَايَتِهَا فَآتَيْنَا الَّذِينَ آمَنُوا مِنْهُمْ أَجْرَهُمْ وَكَثِيرٌ مِّنْهُمْ فَاسِقُونَ

  Summe kaffeynâ alâ âsârihim bi rusulinâ ve kaffeynâ bi îsabni meryeme ve âteynâhul incîle ve cealnâ fî kulûbillezînettebeûhu ra’feten ve rahmeten, ve rahbâniyyetenibtedeûhâ mâ ketebnâhâ aleyhim illâbtigâe rıdvânillâhi fe mâ raavhâ hakka riâyetihâ, fe âteynâllezîne âmenû minhum ecrehum, ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
kaffeynâ : ardarda gönderdik
alâ âsâri-him : onların izleri üzerine
bi rusuli-nâ : resûllerimizi
ve kaffeynâ : ve ardarda gönderdik
bi îsebni meryeme : Meryemoğlu İsa
ve âteynâ-hu : ve ona verdik
el incîle : İncil
ve cealnâ : ve biz onu kıldık
fî kulûbi : kalplerde
ellezîne : onlar
ittebeû-hu : ona tâbî oldular
re’feten : refet, şefkat
ve rahmeten : ve rahmet
ve rahbânîyyeten : ve ruhbanlık
ibtedeû-hâ : onu ihdas ettiler
mâ ketebnâ-hâ : onu yazmadık, farz kılmadık
aleyhim : onlara, onların üzerine
illâ : ancak, den başka
ibtigâe : talep etmek, aramak
rıdvane : rıza
allâhi : Allah’ın
fe : artık, böylece, oysa
mâ raav-hâ : ona riayet etmediler
hakka : hak, gerçek, doğru
riayeti-hâ : riayet
fe : artık, böylece, oysa
âteynâ : verdik
ellezîne : onlar
âmenû : âmenû oldular (yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler)
min-hum : onlardan
ecre-hum : onların ecirleri, mükâfatları
ve kesîrun : ve çoğu
min-hum : onlardan
fâsikûne : fasıklar, fasık olanlar, fasık kimseler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sonra bunların peşinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra izlerinden peygamberler gönderdik ve onların izince de Meryem oğlu İsâ'yı yolladık ve ona İncil'i verdik ve ona uyanların gönüllerinde fazla bir yumuşaklık ve merhamet yarattık; ve râhipliği, onlara biz farzetmediysek de onlar ancak Allah rızâsını kazanmak için icât ettiler, derken onun hakkına da gereği gibi riâyet edemediler, derken onlardan inananlara, mükâfatlarını verdik ve onların çoğuysa buyruktan çıkmış olanlardır.

 Abdullah Parlıyan = Ve sonra onların ardından, öteki elçilerimizi gönderdik ve zaman içinde arkalarından kendisine İncil verdiğimiz, Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, O'na sadık bir şekilde uyanların kalplerine, şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz onlara gerekli kılmamıştık. Yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için, O'nu kendileri uydurdular. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. Fakat onların da bir çoğu yoldan çıkmışlardı.

 Adem Uğur = Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.

 Ahmed Hulusi = Sonra Rasûllerimizle onların eserleri üzere takviye ettik! Meryem'in oğlu İsa ile de takviye ettik; Ona İncil'i (müjde olan BİLGİ) verdik. . . Ona tâbi olanların kalplerinde şefkat, sınırsız hoşgörü ve rahmet ve Ruhbaniyet (Allâh'a ermeyi) oluşturduk; bu amaçla yaptıkları ruhbaniyet çalışmalarını ise (çok büyük korku dolayısıyla sırf uhrevî - ruhanî yaşama dönük çalışma) onlar uydurdular! (Oysa) onu (Ruhbaniyeti) onlara mükellef kılmamıştık. Ancak Allâh'ın rıdvanını (cennet nimetlerini) talep etmek için bunu başlattılar. . . (Ama) ona hakkıyla da riayet etmediler! Onlardan iman edenlere ecirlerini verdik. . . (Ancak) onlardan (ruhbanlardan) çoğunun inancı bozuktur!

 Ahmet Tekin = Sonra bunların izinden ardarda Rasullerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verdik. Ona, onun sünnetine tâbi olanların kafalarına, kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı-zâhidliği biz onlara yazılı olarak farz kılmadık. Bunu, Allah rızasını kazanmak için yaptılar, ama buna gereği gibi, bihakkın, samimiyetle riayet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onların çoğu doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan fâsıktı, âsi ve bozguncu idi.

 Ahmet Varol = Sonra onların izleri üzere elçilerimizi ardarda gönderdik. Arkalarından da Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalplerine bir şefkat ve merhamet duygusu yerleştirdik. Kendilerinin çıkardıkları ruhbanlığı ise biz kendilerine farz kılmamıştık. Bunu sırf Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için (çıkardılar) ama ona da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere ecirlerini verdik. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.

 Ali Bulaç = Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, Biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Sonra (Nûh ile İbrahîm’in) arkalarından peygamberlerimizi ard arda gönderdik. Bir de arkalarından Meryem’in oğlu İsa’yı yolladık; ve ona İncil’i verdik. Kendisine bağlı kalanların kalblerine ince bir duygu ve bir merhamet ihsan ettik. Bir de (insanların fitnesinden kaçıb sırf ibadete koyulmaktan ibaret olan) Ruhbaniyyet ki, bunu onlar icad ettiler; biz onu, üzerlerine farz kılmamıştık. Ancak Allah rızasını aramak için (bu icadı) yaptılar. Sonra da ona gereği üzre riayet etmediler, (Ruhbaniyyete teslisi, ittihadı ve küfrü ilâve etmek suretiyle hakkını gözetmediler, onu zayi ettiler). Biz de içlerinden iman etmiş olanlara mükâfatlarını verdik. Çokları ise yoldan çıkmış fâsıklardır, (kâfirlerdir).

 Ali Ünal = Sonra, o rasûl ve peygamberlerin izleri ardınca daha başka rasûllerimizi gönderdik ve nihayet Meryem oğlu İsa’yı gönderip, kendisine İncil’i verdik ve O’na uyanların kalblerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı ise Biz onlara farz kılmadık, ama bizzat kendileri Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla onu icat ettiler; ne var ki, ona gerektiği şekilde riayet de etmediler. İçlerinde hakkıyla iman etmiş olanlara elbette mükâfatlarını veririz. Fakat, onların çoğu da yoldan çıkmış kimselerdir.

 Bayraktar Bayraklı = Sonra onların ardından da peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da onların ardından gönderdik ve ona İncil'i verdik. Ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duyguları koyduk. Ruhbanlığı ise kendileri uydurdular. Biz onu kendilerine yazmadık. Ancak onlar Allah'ın rızasını kazanmak arzusu ile bunu yaptılar; ama buna gereği gibi de uymadılar. Onlardan da inananlara ödüllerini verdik. Onların çoğu yoldan çıkmışlardır.[613]

 Bekir Sadak = Onlarin izleri uzerinden peygamberlerimizi ard arda gonderdik; Meryem oglu Isa'yi da ardlarindan gonderdik ve ona Incil'i verdik; ona uyanlarin gonullerine sefkat ve merhamet duygulari koyduk; uzerlerine bizim gerekli kilmadigimiz fakat kendilerinin guya Allah'in rizasini kazanmak icin ortaya attiklari rahbaniyete bile geregi gibi riayet etmediler; iclerinde inanmis olan kimselere ecirlerini verdik; ama cogu yoldan cikmislardir.

 Celal Yıldırım = Sonra onların izleri üzerine peygamberlerimizi birbiri ardınca gönderdik. Ve Meryem oğlu İsa'yı da onların ardından gönderdik ve ona İncîl'i verdik; ona uyanların kalblerinde bir şefkat ve rahmet meydana getirdik. Üzerlerine gerekli kılmadığımız halde Allah'ın rızâsına erişmek için, ruhbaniyyeti din adına icad edip ortaya çıkardılar; buna rağmen ona da hakkıyla riâyet etmediler. Onlardan imân edenlerin mükâfatını verdik. Çoğu ise ilâhî yoldan çıkan yozmuşlardır.

 Cemal Külünkoğlu = Sonra bunların peşinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Ona İncil'i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanca riyazete (aşırı sofuluğa) gelince, biz onlara bunu emretmedik. Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona da gerektiği gibi uymadılar (teslis inancına ve riyakârlığa saptılar). Biz de içlerinden iman edenlere karşılığını verdik, fakat onların çoğu yoldan çıkmışlardı.

 Diyanet İşleri (eski) = Onların izleri üzerinden peygamberlerimizi ard arda gönderdik; Meryem oğlu İsa'yı da ardlarından gönderdik ve ona İncil'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet duyguları koyduk; üzerlerine bizim gerekli kılmadığımız fakat kendilerinin güya Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya attıkları ruhbaniyete bile gereği gibi riayet etmediler; içlerinde inanmış olan kimselere ecirlerini verdik; ama çoğu yoldan çıkmışlardır.

 Diyanet Vakfi = Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.

 Edip Yüksel = Sonra onların peşinden, ard arda elçilerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da gönderdik ve ona İncil'i verdik. Onu izleyenlerin gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Fakat, bizim kendileri için onaylamadığımız bir ruhbanlık uydurdular. Halbuki onlardan sadece ALLAH'ı hoşnut edecek hususlara uymalarını istemiştik. Üstelik ruhbanlığa hakkıyla da uymadılar. Aralarından inananlara ödüllerini verdik; ancak çokları yoldan çıkmışlardı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra onların izleri üzerinde Resullerimizle ta'kıyb ettik, bir de Meryemin oğlu Isa ile ta'kıyb ettik ve ona İncili verdik ve ona tabi' olanların kalblerinde bir rıkkat bir merhamet yarattık, bir de rehbaniyyet ki onu onlar ibda' ettiler, biz onu üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah rızasını aramak için yaptılar, sonra da ona hakkıyle riayet etmediler, biz de içlerinden iyman etmiş olanlara ecirlerini verdik, çokları ise yoldan çıkmış fâsıklardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra onların izleri üzerinde ardarda peygamberlerimizle izledik; arkasından Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet yarattık. Bir de rahipliği ki, onu onlar uydurdular, Biz onu üzerlerine yazmamıştık; ancak Allah'ın rızasını aramak için yaptılar, sonra da ona hakkıyla riayet etmediler. Biz de içlerinden iman etmiş olanlara mükafatlarını verdik, çokları ise yoldan çıkmış fasıklardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra bunların izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu, biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır.

 Gültekin Onan = Sonra onların izleri üzerinde elçilerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bidat olarak) türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık (emretmedik). Ancak Tanrı'nın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan inananlara ecirlerini verdik, onlardan çoğu da fasıktı.

 Harun Yıldırım = Sonra onların izleri üzere rasullerimizi birbiri ardınca gönderdik. Arkalarından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik; ona İncil’i verdik ve onu izleyenlerin kalplerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Allah’ın rızasını kazanmak için türettikleri fakat gereği gibi uymadıkları ruhbanlığı onlara gerekli kılmadık. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ödüllerini verdik, onlardan bir çoğu da fasıklardır.

 Hasan Basri Çantay = Sonra bunların izleri üzerinde, ardı ardınca peygamberlerimizi yolladık. Arkalarından da Meryem oğlu îsâyı gönderdik. Ona incîli verdik. Kendisine tâbi olanların yüreklerine bir şefekat ve merhamet koyduk. Onların (yeni bir âdet olmak üzere) ihdas etdikleri rehbanlığa (gelince:) Onu üzerlerine biz farzetmedik. Ancak (onlar bunu sırf) Allahın rızaasını aramak için yapdılar. Fakat buna hakkıyle riaayet de etmediler. Biz de içlerinden (gerçek) îman edenlere mükâfatlarını verdik. Onlardan bir çoğu ise (doğru yoldan) çıkanlardı.

 Hayrat Neşriyat = Sonra onların izleri üzerinde ard arda peygamberlerimizi gönderdik; (o peygamberlerin) ardından da Meryemoğlu Îsâ’yı gönderdik; ona İncîl’i verdik ve ona tâbi' olanların kalblerinde bir şefkat ve bir merhamet kıldık.Bir de (kendilerinin) ortaya çıkardıkları ruhbâniyet ki, onu üzerlerine (biz) farz kılmamıştık, sâdece Allah’ın rızâsını kazanmak için (kendileri yaptılar); fakat ona (da) hakkıyla tâbi' olarak riâyet etmediler. Artık onlardan îmân edenlere mükâfâtlarını verdik. Fakat onlardan çoğu (yoldan çıkmış) fâsık kimselerdir.

 İbni Kesir = Sonra onların izleri üzerinde, peygamberlerimizi ard arda gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalblerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Onların uydurdukları rehbaniyyete gelince; onu kendilerine Biz, yazmadık. Fakat kendileri Allah'ın rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da hakkıyla riayet etmediler. Biz de onlardan iman etmiş olanlara ecirlerini verdik. İçlerinden çoğu ise fasıklardır.

 Kadri Çelik = Sonra onların izleri üzerinde peygamberlerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. Türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara yazmadık. Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler), ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.

 Muhammed Esed = Ve sonra onların ardından öteki elçilerimizi gönderdik; ve (zaman içinde) arkalarından kendisine İncil verdiğimiz Meryem oğlu İsa'yı gönderdik; o'na (sadık bir şekilde) uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Ruhbanca riyazete gelince, Biz onlara bunu emretmedik, Allah'ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona, (her zaman) gerektiği gibi uymadılar, böylece Biz, (gerçekten) iman etmiş olanlara karşılığını verdik, ama onların çoğu yoldan çıkmışlardı.

 Mustafa İslamoğlu = Sonra onların peşinden (başka) elçilerimizi de getirdik; peşlerinden de Meryem oğlu İsa'yı getirdik ve ona İncil'i verdik; ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Ama ruhbanlık başka... Onu kendilerine emretmediğimiz halde onlar uydurdu, gerekçesi de Allah'ın rızasını kazanmaktı; fakat onun gereklerine de hakkıyla riayet etmediler ya... Neticede Biz onlardan iman eden kimselere karşılıklarını verdik; fakat yine onlardan bir çoğu yoldan saptılar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onların izleri üzerine peygamberlerimizi yolladık ve Meryem'in oğlu İsâ'yı da gönderdik ve O'na İncil'i verdik ve O'na tâbi olanların kalblerinde bir şefkat ve merhamet vücuda getirdik ve bir ruhbaniyet ihdas ettiler ki, onu onların üzerlerine yazmamıştık, ancak Allah'ın rızasını aramak için onu iltizam ettiler. Sonra ona bihakkın riâyette bulunmadılar, artık onlardan imân edenlere mükâfaatlarını verdik ve onlardan birçokları ise fâsık kimselerdir.

 Ömer Öngüt = Sonra onların izleri üzerinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik ve ona İncil'i verdik. Ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk. Türettikleri ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık. Ancak Allah'ın rızâsını kazanmak için kendileri türettiler, amma buna da gereği gibi riâyet etmediler. Biz de onlardan iman etmiş olanlara mükâfatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmış fâsıktırlar.

 Şaban Piriş = Sonra onların izi sıra peygamberlerimizi ardarda gönderdik. Meryem oğlu İsa’yı da arkalarından gönderdik. Ona İncil’i verip, ona tabi olanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Onların uydurdukları ruhbanlığı ise biz farz kılmadık. Yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak için yaptılar. Fakat ona da hakkıyla riayet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmıştır.

 Sadık Türkmen = Sonra bunların peşinden art arda, peygamberimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; Biz onu onlara farz kılmamıştık/yazmamıştık. Allah’ın rızasını kazanmak için, onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere ödüllerini verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimseler oldular.

 Seyyid Kutub = Onların arkasından ardarda diğer peygamberlerimizi gönderdik, bu arada Meryemoğlu İsa'yı da gönderdik. O'na İncil'i verdik, bağlılarının kalplerine şefkat ve merhamet duygusu aşıladık. Biz onlara aşırı sofuluğu farz kılmış değildik. Bunu akılları sıra Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için kendileri uydurdular. Buna rağmen onun gereklerini yerine getirmediler. Biz onların inananlarına ödüllerini verdik, fakat çoğu yoldan çıkmış kimselerdir.

 Suat Yıldırım = Sonra bunların ardından peş peşe peygamberlerimizi gönderdik. Özellikle Meryem’in oğlu Îsâ’yı arkalarından gönderdik, kendisine İncîl’i verdik ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Uydurdukları ruhbanlığı ise Biz kendilerine farz kılmadık, lâkin Allah’ın rızasına nail olmak için kendileri icad ettiler. Kaldı ki ona gereği gibi de riâyet etmediler. Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik, onların çoğu ise büsbütün yoldan çıkmışlardır.

 Süleyman Ateş = Sonra bunların peşinden ardarda elçilerimizi gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'yı da onların ardına kattık; ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalblerine şefkat ve merhamet koyduk. İcâdettikleri ruhbanlığı, biz onlara yazmamıştık, yalnız Allâh'ın rızâsını kazanmak için kendiliklerinden uyguladılar ama ona gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan imân edenlere mükâfâtlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da yoldan çıkmıştır.

 Tefhim-ul Kuran = Sonra onların izleri üzerinde peygamberlerimizi birbiri ardınca gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik; ona İncil'i verdik ve onu izleyenlerin kalplerinde bir şefkat ve merhamet kıldık. (Bir bid'at olarak) Türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara (uyulması gerekli bir yaşama biçimi) yazmadık. Ancak Allah'ın rızasını aramak için (türettiler) ama buna da gerektiği gibi uymadılar. Bununla birlikte onlardan iman edenlere ecirlerini verdik, onlardan birçoğu da fasık olanlardır.

 Ümit Şimşek = Sonra onların izinden peş peşe peygamberlerimizi gönderdik. Kendisine İncil'i vererek Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik. Onun izinden gidenlerin kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Onlar ise, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için, kendiliklerinden bir de ruhbanlık icad ettiler ki, Biz onlara bunu farz kılmamıştık. Sonra onun da hakkını vermediler. Onlardan iman edenleri ödüllendirdik; birçoğu ise yoldan çıkmış kimselerdi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem'in oğlu İsa'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır.

 İskender Ali Mihr = Sonra onların izleri üzerine resûllerimizi ardarda gönderdik. Ve Meryemoğlu İsa (A.S)’ı gönderdik ve O’na İncil’i verdik. Ve O’na tâbî olanların kalplerinde refet (şefkat) ve rahmet kıldık. Ve onlar, O’na ruhbanlık ihdas ettiler. Biz, Allah’ın rızasını ibtiga etmekten başkasını onlara farz kılmadık. Oysa O’na hakkıyla riayet etmediler. Böylece onlardan, âmenû olanların ecirlerini verdik ve onlardan çoğu fasıklardı.

 İlyas Yorulmaz = Onların izlerini takip eden elçilerimizi gönderdik. Meryem’in oğlu İsa’yı elçi olarak gönderdik ve ona İncil’i verdik. İncil’e tabi olanların kalplerine bir yumuşaklık, merhamet verdik ve biz kendilerine emretmediğimiz halde, Allah’ın rızasını kazanmak için ilk defa ruhbanlığı kendileri icat ettiler. Ancak kendilerinin meydana getirdikleri bu göreve (ruhbanlığa) kendileri uymadılar. Onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik. Ancak onlardan pek çoğu da, Allah’ın yolundan uzaklaştılar.