Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/27

 وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ يَتَسَاءلُونَ

  Ve akbele ba’duhum alâ ba’dın yetesâelûn(yetesâelûne).

Kelime Karşılaştırma
ve akbele : ve karşılıklı
ba’du-hum alâ ba’dın : birbirlerine yönelip
yetesâelûne : sorarlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler).

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bir kısmı, bir kısmına yönelir de, birbirlerini sorumlu sayarlar.

 Abdullah Parlıyan = Onlardan kimi, kimine yönelip birbirini sorumlu tutmaya kalkışırlar.

 Adem Uğur = (İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.

 Ahmed Hulusi = Birbirlerini sorgulayıp suçlarlar!

 Ahmet Tekin = Onlar birbirine dönmüş, birbirlerine suç atıyorlar, birbirlerini sigaya çekiyorlar.

 Ahmet Varol = Birbirlerine dönüp sorarlar.

 Ali Bulaç = Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:

 Ali Fikri Yavuz = Onlar birbirlerini suçlayıb çekişirler.

 Ali Ünal = Birbirlerine yönelip, söz düellosuna girişirler:

 Bayraktar Bayraklı = Dönüp birbirlerine soracaklar.

 Bekir Sadak = Birbirlerine donup sorusurlar.

 Celal Yıldırım = Birbirlerine yönelip soruşturmaya başlarlar:

 Cemal Külünkoğlu = (27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”

 Diyanet İşleri (eski) = Birbirlerine dönüp soruşurlar.

 Diyanet Vakfi = (İşte bu duruma düştükleri vakit) onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.

 Edip Yüksel = Dönüp birbirlerini sorgularlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve ba'zısına dönmüş soruyorlardır:

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Birbirlerine dönmüş soruşuyorlar:

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar.

 Gültekin Onan = Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:

 Harun Yıldırım = Onlardan bir kısmı, diğerlerine yönelir, birbirlerini sorumlu tutmaya çalışırlar.

 Hasan Basri Çantay = Onlardan kimi kimine yönelib birbirini mes'ûl tutmıya kalkışırlar.

 Hayrat Neşriyat = Ve onlar birbirlerine yönelmiş, karşılıklı (olarak birbirlerini) mes’ûl tutarlar(çekişirler).

 İbni Kesir = Bir kısmı bir kısmına dönerek soruştururlar.

 Kadri Çelik = Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruşurlar.

 Muhammed Esed = fakat (çok geç kaldıklarından) birbirlerine dönüp bakacaklar ve birbirlerinden (geçmiş günahlarının yükünü hafifletmelerini) isteyecekler.

 Mustafa İslamoğlu = Ve birbirlerine yönelerek başlayacaklar hesap sormaya...

 Ömer Nasuhi Bilmen = (26-27) Hayır. Bugün onlar (zelilâne bir halde) teslimiyette bulunmuş kimselerdir. Ve onların bazıları bazılarına yönelerek muhasemede bulunurlar.

 Ömer Öngüt = Onlar birbirlerini suçlayıp çekişirler.

 Şaban Piriş = Birbirlerine dönüp sitem ederler, sorarlar.

 Sadık Türkmen = Ve birbirlerine dönerek, birbirlerini sorumlu tutacaklar.

 Seyyid Kutub = Onlardan kimi kimine yönelip birbirini mesul tutmaya kalkışırlar.

 Suat Yıldırım = Birbirlerine dönüp itham ederek karşılıklı soru yöneltirler.

 Süleyman Ateş = Birbirlerine döndüler, soruyorlar.

 Tefhim-ul Kuran = Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruyorlar:

 Ümit Şimşek = Döner, birbirlerini suçlarlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Birbirlerine dönerek birşeyler sorup duruyorlar.

 İskender Ali Mihr = Ve karşılıklı yönelip birbirlerine (hesap) sorarlar.

 İlyas Yorulmaz = Onların bir kısmı, bir kısmını çekişerek karşılarlar.