Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/26

 قِيلَ ادْخُلِ الْجَنَّةَ قَالَ يَا لَيْتَ قَوْمِي يَعْلَمُونَ

  Kîledhulil cennete, kâle yâ leyte kavmî ya’lemûn(ya’lemûne).

Kelime Karşılaştırma
kîle : denildi
udhuli : girin
el cennete : cennet
kâle : dedi
yâ leyte : keşke
kavmî : benim kavmim
ya’lemûne : bilirler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (26-27) (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Denildi ki: Gir cennete. Ne olurdu dedi, kavmim de bilseydi.

 Abdullah Parlıyan = Böyle bir tavır sonrası, üzerine üşüşüp orada şehid ettiler ve kendisine Allah tarafından denildi ki: “Haydi buyur cennete.” O da girdiği cennetteki manzaralar ve nimetleri görünce: “Ah ne olaydı keşke benim toplumum da bu gerçeği bir anlasaydı” der.

 Adem Uğur = Ona: "Cennete gir" denilince. "Keşke" dedi, "kavmim bilseydi!

 Ahmed Hulusi = (Ona): "Cennete dâhil ol!" denildi. . . Dedi ki: "Halkım hâlimi bileydi!"

 Ahmet Tekin = Bütün çabalarına rağmen söz dinlemeyen kavmi tarafından şehit edilirken, ona:'Gir Cennete!' denildi. O da:'Ne olurdu kavmim bilseydi...' dedi.

 Ahmet Varol = Ona: 'Cennete gir' denildi. O da dedi ki: 'Keşke kavmim bilseydi,

 Ali Bulaç = Ona: "Cennete gir" denildi. O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi.

 Ali Fikri Yavuz = (Onun nasihatlarına rağmen, kavmi onu öldürdüler. Ruhuna hitaben şöyle) denildi; “- Haydi, gir cennete!” (Cevap olarak ruhu şöyle) dedi: “- Ne olurdu, kavmim bilselerdi, tasdik etselerdi?

 Ali Ünal = Nihayet ona, “Buyur Cennet’e!” denildi. O ise, “Keşke,” dedi, “keşke halkım bilseydi;

 Bayraktar Bayraklı = (26-27) “Gir cennete!” denilecek. Bu adam dedi ki: “Âh, keşke kavmim, Rabbim'in beni affedip ikram edilenlerden kıldığını bir bilebilseydi!”

 Bekir Sadak = (26-27) Ona «Cennete gir» denince, «Keski milletim Rabbimin beni bagisladigini ve beni ikrama mazhar olanlardan kildigini bilseydi! demisti.

 Celal Yıldırım = (26-27) Ona, «gir Cennet'e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni, ikrama lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»

 Cemal Külünkoğlu = (26-27) (Kavmi tarafından taşlanarak ölüme giden o kimseye:) “Cennete gir” denildi. (O da:) “Keşke, Rabbimin beni bağışladığını ve cennetle ikram edilenlerden kıldığını kavmim bilseydi!” dedi.

 Diyanet İşleri (eski) = (26-27) Ona 'Cennete gir' denince, 'Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!' demişti.

 Diyanet Vakfi = (26-27) Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»

 Edip Yüksel = (Ölüm anında) Kendisine, 'Cennete gir,' denir. 'Keşke benim halkım bir bilseydi...'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Denildi ki: haydi gir Cennete! Ay! dedi, nolurdu kavmın bilselerdi?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Denildi ki: «Haydi. gir cennete!» O: «Ah ne olurdu, kavmim bilseydi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Sonra ona) «haydi gir cennete!» denildi. O da dedi ki: «Ne olurdu kavmim bilseydi!»

 Gültekin Onan = Ona: "Cennete gir" denildi. O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi.

 Harun Yıldırım = Ona: Cennete gir" denilince. "Keşke, dedi, kavmim bilseydi!"

 Hasan Basri Çantay = (Ona): «gir cennete denildi. (O da) «Nolurdu, dedi, kavmim bilselerdi»,

 Hayrat Neşriyat = (26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) 'Cennete gir!' denildi. (O da:) 'Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!' dedi.

 İbni Kesir = Cennete gir, denilince, dedi ki: Keşki kavmim bilir olsaydı;

 Kadri Çelik = Ona, “Cennete gir” denildi. O ise “Keşke benim kavmim de bir bilseydi” dedi.

 Muhammed Esed = (Ve) ona: "Cennete gir(eceksin)!" denildiğinde "Keşke" dedi, "kavmim bilseydi,

 Mustafa İslamoğlu = (En sonunda) ona "Sen cennetliksin!" denildi. Dedi ki: "Ah, keşke kavmim bir bilseydi.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (O'na) Denildi ki: «Cennete giriver.» Dedi ki: «Keşke kavmim bilselerdi!»

 Ömer Öngüt = Ona: "Cennete gir!" denildi. O da: "Keşke kavmim bilseydi!" dedi.

 Şaban Piriş = -Cennete gir, denildi. O da: -Keşke kavmim bilseydi.

 Sadık Türkmen = (şehit edildikten sonra ona) ‘cennete gir’ denilince, dedi ki: “Ah, ne olurdu kavmim bilseydi!

 Seyyid Kutub = O'na «cennete gir» denilince «Keşke kavmim bilseydi.»

 Suat Yıldırım = (Ona): "Cennete dâhil ol!" denildi. . . Dedi ki: "Halkım hâlimi bileydi!"

 Süleyman Ateş = Ona: "Cennete gir" denilince: "Keşke, dedi, kavmim bilseydi.

 Tefhim-ul Kuran = Ona: «Cennete gir» denildi. O da: «Keşke benim kavmim de bir bilseydi» dedi.

 Ümit Şimşek = Ona: "Cennete gir" denildi. O da: "Keşke benim kavmim de bir bilseydi" dedi.

 Yaşar Nuri Öztürk = (Onun nasihatlarına rağmen, kavmi onu öldürdüler. Ruhuna hitaben şöyle) denildi; “- Haydi, gir cennete!” (Cevap olarak ruhu şöyle) dedi: “- Ne olurdu, kavmim bilselerdi, tasdik etselerdi?

 İskender Ali Mihr = (Ona): "Cennete gir!" denildi. "Keşke kavmim bilseydi." dedi.

 İlyas Yorulmaz = O’na “Gir cennete” denildi. O da cennette “Keşke kavmim (ne ile karşılaşacaklarını) bilselerdi”