Önceki Ayet Sonraki Ayet  
31. Sûre Lokman/26

 لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ

  Lillâhi mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), innallâhe huvel ganiyyul hamîd(hamîdu).

Kelime Karşılaştırma
lillâhi (li allâhi) : Allah’a ait, Allah’ın
: şey(ler)
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
ve el ardı : ve arz, yeryüzü, yer
innallâhe (inne allâhe) : muhakkak Allah
huve : o
el ganiyyu : gani (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)
el hamîdu : hamîd (hamdedilen)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah, her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye lâyık olandır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Allah'ındır ne varsa göklerde ve yeryüzünde; şüphe yok ki Allah, müstağnîdir, hamde lâyıktır.

 Abdullah Parlıyan = Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Şüphesiz ki Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir; ama herşey O'na muhtaçtır, övülmeye de en çok O layıktır.

 Adem Uğur = Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.

 Ahmed Hulusi = Semâlarda ve arzda ne varsa Allâh içindir (O'nun Esmâ'sının işaret ettiği özelliklerin seyrinin oluşması için). . . Muhakkak ki Allâh, "HÛ"; Ğaniyy'dir, Hamiyd'dir.

 Ahmet Tekin = Göklerdeki ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı Allah’ındır, Allah’ın tasarrufundadır. Asıl zengin olan, muhtaç olmayan, övgüye, şükre lâyık olan işte O’dur, Allah’tır.

 Ahmet Varol = Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Şüphesiz Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, övgüye layık olandır.

 Ali Bulaç = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O'na ait)tir.

 Ali Fikri Yavuz = Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz ki Allah Ganî’dir= hiç bir şeye muhtaç değildir, Hamîd’dir= hamd edilmeye lâyıktır.

 Ali Ünal = Göklerde ve yerde her ne varsa Allah’ındır. Allah, Ğaniyy (mutlak servet sahibi, dolayısıyla her şeyden mutlak müstağnî) dir; Hamîd’dir (bütün varlıkları görüp gözeten, onların bütün ihtiyaçlarını bilip gideren Rabbileri olarak hakkıyla hamde ve övgüye lâyık olandır).

 Bayraktar Bayraklı = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz yalnızca Allah, kendi kendine yeterlidir; bütün övgüler O'na aittir.

 Bekir Sadak = Goklerde ve yerde olanlar Allah'indir. suphesiz Allah mustagnidir, ovulmege layiktir.

 Celal Yıldırım = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz ki Allah ganiydir (hiçbir şeye muhtaç değildir; ama her şey O'na muhtaçtır); övülmeye de en çok O lâyıktır.

 Cemal Külünkoğlu = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'a aittir. Şüphesiz Allah zengindir (kimsenin övgüsüne muhtaç değildir ama) bütün övgüler yalnız O'na mahsustur!

 Diyanet İşleri (eski) = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır.

 Diyanet Vakfi = Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.

 Edip Yüksel = Göklerde ve yerde olan herşey ALLAH'ındır. Kuşkusuz ALLAH Zengindir, Övülendir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Göklerde ve Yerde ne varsa Allahındır, hakıkat Allah, öyle ganî öyle Hamîddir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) Allah'ındır. Gerçekten Allah herşeyden müstağni, övülmeye layıktır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Gerçekten Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.

 Gültekin Onan = Göklerde ve yerde olanlar Tanrı'nındır. Şüphesiz Tanrı, Ganidir, Hamiddir.

 Harun Yıldırım = Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki, asıl ganî ve övülmeye lâyık olan Allah'tır.

 Hasan Basri Çantay = Göklerde ve yerde ne varsa Allahındır. Şübhe yok ki Allah, O, ganîdir (müstağnidir), her hamde lâyıkdır.

 Hayrat Neşriyat = Göklerde ve yerde ne varsa, Allah’ındır. Şübhe yok ki Ganî (onların hiçbirinemuhtaç olmayan), Hamîd (hamd edilmeye gerçek lâyık olan) ancak Allah’dır.

 İbni Kesir = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Muhakkak ki Allah'tır O, Gani ve Hamid.

 Kadri Çelik = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.

 Muhammed Esed = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz yalnız Allah, kendi kendine yeterlidir, bütün övgüler yalnız O'na mahsustur!

 Mustafa İslamoğlu = Göklerde ve yerde olan her şey Allah'a aittir; şüphesiz Allah var ya: işte O'dur kendi kendine yeterli olan, her tür övgüye layık olan.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Şüphe yok ki Allah'tır, ganî, hamîd olan O'dur.

 Ömer Öngüt = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz ki Allah zengindir ve övülmeye en çok lâyık olandır.

 Şaban Piriş = Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Allah, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan ve hamde layık olandır.

 Sadık Türkmen = Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır! Şüphesiz Allah; zengindir, en güzel övgülere lâyık olandır.

 Seyyid Kutub = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Şüphesiz Allah müstağnidir, övülmeye lâyık olandır.

 Suat Yıldırım = Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Muhakkak ki Allah müstağnîdir, hamîddir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, her türlü övgüye lâyıktır).

 Süleyman Ateş = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ındır. Allâh, işte ğani (zengin) O, övülen O'dur.

 Tefhim-ul Kuran = Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Hiç şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamîd (hamd da yalnızca O'na ait)tir.

 Ümit Şimşek = Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Hiçbir şeye muhtaç olmayan ve her türlü övgüye lâyık bulunan birisi varsa, o da ancak Allah'tır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Kuşkusuz, Allah mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.

 İskender Ali Mihr = Göklerde ve yerde olanlar, Allah’ındır. Muhakkak ki O; Gani’dir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur), Hamîd’dir (hamdedilen).

 İlyas Yorulmaz = Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’a aittir. Elbetteki Allah, ihtiyaçsız (zengin) ve övülmeye layık olandır.