Önceki Ayet Sonraki Ayet  
41. Sûre Fussilet/23

 وَذَلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذِي ظَنَنتُم بِرَبِّكُمْ أَرْدَاكُمْ فَأَصْبَحْتُم مِّنْ الْخَاسِرِينَ

  Ve zâlikum zannukumullezî zanentum bi rabbikum erdâkum fe asbahtum minel hâsirîn(hâsirîne).

Kelime Karşılaştırma
ve zâli-kum : ve işte bu
zannu-kum : sizin zannınız
ellezî : ki o
zanentum : zannettiniz
bi rabbi-kum : Rabbinizi (Rabbiniz hakkında)
erdâ-kum : sizi helâka sürükledi
fe : böylece
asbahtum : siz oldunuz, sabahladınız
min : den
el hâsirîne : hüsrana düşenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “İşte bu sizin, Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O, sizi mahvetti de ziyâna uğrayanlardan oldunuz.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve Rabbiniz hakkında beslediğiniz şu kötü zan yok mu, sizi o helâk etti de ziyana uğrayıverdiniz.

 Abdullah Parlıyan = Ve Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu kötü zan yok mu, sizi o helak etti ve zararlı çıkanlardan oldunuz.

 Adem Uğur = Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.

 Ahmed Hulusi = İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu yanlış zan sizi uçuruma mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Ahmet Tekin = 'İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi mahvetti. Böylece hüsrana uğrayanlardan oldunuz.'

 Ahmet Varol = İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi helake sürükledi ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Ali Bulaç = "İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız."

 Ali Fikri Yavuz = İşte Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helâke düşürdü ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.”

 Ali Ünal = İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu kötü zandır ki, sizi helâke yuvarladı da, hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Bayraktar Bayraklı = İşte sizi, Rabbiniz hakkındaki bu yanlış düşünceniz helâk etti de, bugün artık kaybedenlerden oldunuz.

 Bekir Sadak = Iste Rabbinizi boyle sanmaniz sizi mahvetti de husrana ugrayanlardan oldunuz.

 Celal Yıldırım = İşte Rabbınız hakkındaki bu zannınız sizi mahvetti de o yüzden ziyana uğrayanlardan oldunuz.

 Cemal Külünkoğlu = “İşte Rabbiniz hakkında taşıdığınız bu düşünce sizi helak etti. Böylece kendinizi hüsrana uğrayanlar arasında buldunuz!”

 Diyanet İşleri (eski) = İşte Rabbinizi böyle sanmanız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Diyanet Vakfi = Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.

 Edip Yüksel = Rabbiniz hakkında bu düşünceniz sizi kaydırdı ve kaybedenlerden oldunuz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte rabbınıza beslediğiniz o zannınız sizi helâke sürükledi de husrana düşenlerden oldunuz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte Rabbinize beslediğiniz o zannınız, sizi helaka sürükledi de hüsrana düşenlerden oldunuz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi helak etti de zarara uğrayanlardan oldunuz.

 Gültekin Onan = "İşte bu sizin zannınız, rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayan kimseler olarak sabahladınız."

 Harun Yıldırım = Rabbiniz hakkında beslediğiniz zan var ya, işte sizi o mahvetti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.

 Hasan Basri Çantay = «Rabbinize karşı beslediğiniz şu zannınız (yok mu?) işte sizi o helak etdi. Bu yüzden hüsrana düşenlerden oldunuz».

 Hayrat Neşriyat = İşte Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız sizi helâk etti, bu yüzden hüsrâna uğrayanlardan oldunuz.

 İbni Kesir = İşte Rabbınızı böyle sanmanız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Kadri Çelik = “İşte sizin Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayanlar olarak sabahladınız.”

 Muhammed Esed = Ve Rabbiniz hakkında taşıdığınız bu düşünce sizi helake uğrattı, böylece kendinizi hüsrana uğrayanlar arasında buldunuz!"

 Mustafa İslamoğlu = Bakın işte, Rabbiniz hakkındaki bu zannınız sizi helaka sürükledi de, böylece hüsrana uğrayanlardan olup çıktınız.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve işte sizin o zannınızdır ki, Rabbinize karşı zannetmiş olmanız, sizi helâke düşürdü. Artık hüsrâna uğrayanlardan oldunuz.

 Ömer Öngüt = İşte, Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız sizi helâk etti ve ziyana uğrayanlardan oldunuz.

 Şaban Piriş = İşte Rabb’iniz hakkındaki bu zannınız sizi helak etti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Sadık Türkmen = Işte rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi mahvetti ve hüsrana uğrayanlardan oluverdiniz!

 Seyyid Kutub = İşte Rabb'inize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helak etti, ziyana uğrayanlardan olup çıktınız.

 Suat Yıldırım = İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu kötü zandır ki sizi mahvetti de, o yüzden hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 Süleyman Ateş = "İşte Rabbinize karşı beslediğiniz bu zannınız, sizi helâk etti, ziyana uğrayanlardan oldunuz!"

 Tefhim-ul Kuran = «İşte bu sizin zannınız; Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız, sizi bir yıkıma uğrattı, böylelikle hüsrana uğrayanlar olarak sabahladınız.»

 Ümit Şimşek = İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınızdır ki, sizi helâke sürükledi de böyle hüsrana düştünüz.

 Yaşar Nuri Öztürk = İşte, Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi mahvetti de hüsrana uğrayanlardan oldunuz.

 İskender Ali Mihr = Ve işte Rabbiniz hakkındaki sizin bu zannınız, sizi helâka sürükledi. Böylece hüsrana düşenlerden oldunuz.

 İlyas Yorulmaz = Bu, sizin Rabbiniz hakkında zannettiğiniz zanlar sizi helake sürükledi ve kaybedenlerden oldunuz.