Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/212

 إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ

  İnnehum anis sem’i le ma’zûlûn(ma’zûlûne).

Kelime Karşılaştırma
inne-hum : muhakkak ki onlar
anis sem’i (an es sem’i) : işitmekten
le : gerçekten, kesinlikle, kesin olarak
ma’zûlûne : azledilmiş olanlar, uzak tutulmuş, men edilmiş olanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Çünkü onlar (vahyi) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaştırılmışlardır.

 Abdullah Parlıyan = Ayrıca o şeytanların, inen vahyi dinlemeleri de kesinlikle engellenmiştir.

 Adem Uğur = Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki onlar algılama kapasitesinden yoksundurlar!

 Ahmet Tekin = Onlar, kesinlikle vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Ahmet Varol = Çünkü onlar (vahyedileni) duymaktan kesinlikle uzak tutulmuşlardır.

 Ali Bulaç = Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir.

 Ali Ünal = Onlar, (Rasûl’e iletilmesi esnasında) vahyi işitmekten kesinlikle men edilmişlerdir de.

 Bayraktar Bayraklı = Çünkü şeytanlar, kulak hırsızlığından uzak tutulmuşlardır.

 Bekir Sadak = Dogrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuslardir.

 Celal Yıldırım = Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.

 Cemal Külünkoğlu = (210-212) O Kur'an'ı şeytanlar indirmemiştir. Bu onların harcı değildir; zaten, buna güçleri de yetmez. Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Edip Yüksel = Çünkü onlar işitmekten men edilmişlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar işitmekten sureti kat'ıyyede azledilmişlerdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar (vahyi) işitmekten kesinlikle mahrum edilmişlerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Gültekin Onan = Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

 Harun Yıldırım = Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat'î surerde azledilmişlerdir.

 Hayrat Neşriyat = Çünki onlar (meleklerin sözlerini) işitmekten elbette uzak tutulmuş olanlardır.

 İbni Kesir = Onlar, gerçekten işitmekten uzak tutuldular.

 Kadri Çelik = Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

 Muhammed Esed = Ayrıca, onların onu dinlemeleri (de) kesin olarak engellenmiştir!

 Mustafa İslamoğlu = çünkü onlar (vahyi) işitmekten bile kesinlikle men edilmişlerdir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, onlar işitmekten elbette azledilmişlerdir.

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki onlar işitmekten uzak tutulmuşlardır.

 Şaban Piriş = Çünkü onlar, vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.

 Sadık Türkmen = Çünkü onlar vahyedileni işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

 Seyyid Kutub = Çünkü onların vahyi işitmeleri engellenmiştir.

 Suat Yıldırım = Çünkü onlar vahyi işitmekten kesinlikle menedilmişlerdir.

 Süleyman Ateş = Çünkü onlar, (meleklerin sözlerini) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

 Tefhim-ul Kuran = Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

 Ümit Şimşek = Zaten onlar vahyi işitmekten alıkonmuşlardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, (vahyi) işitmekten kesin olarak azledilmiş (men edilmiş) olanlardır.

 İlyas Yorulmaz = Şeytanlar, o vahyi dinlemekten uzaklaştırılmışlardır.