Önceki Ayet Sonraki Ayet  
11. Sûre Hûd/21

 أُوْلَئِكَ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ

  Ulâikellezîne hasirû enfusehum ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).

Kelime Karşılaştırma
ulâike : işte onlar
ellezîne : o kimseler
hasirû enfuse-hum : nefslerini hüsrana düşürdüler
ve dalle an-hum : ve onlardan saptı, uzaklaştı (gitti)
mâ kânû : oldukları şeyler
yefterûne : uyduruyorlar, iftira ediyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İşte bunlar, kendilerini ziyana uğratan kimselerdir. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerini yüz üstü bırakıp kaybolup gitmiştir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, öyle kişilerdir ki kendilerine zarar verdiler ve uydurdukları şeyler de onlardan çekildi, kaybolup gitti.

 Abdullah Parlıyan = İşte bunlar kendilerine yazık edenlerdir ve uydurdukları şeyler, yani putları, ilahları ve ilahlık yakıştırdıkları şeyler de onlara bir fayda vermeden kaybolup gitmiştir.

 Adem Uğur = İşte onlar kendilerini ziyana uğrattılar. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitti.

 Ahmed Hulusi = İşte bunlar nefslerini hüsrana uğratanlardır! Uydurmakta oldukları şeyler de (varsandıkları tanrılar) onlardan kaybolup gitti.

 Ahmet Tekin = Onlar kendilerini, birbirlerini hüsrana uğratanlardır. Uydurmakta oldukları şeyler de, bir fayda sağlamamış, kendilerini terkedip kaybolmuştur.

 Ahmet Varol = İşte onlar kendilerini zarara sokanlardır ve uydurdukları [4] yanlarından kaybolmuştur.

 Ali Bulaç = İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurdukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

 Ali Fikri Yavuz = İşte bunlar, kendilerine yazık etmiş kimselerdir. Allah’a şefaatçi diye uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolup gitmiştir.

 Ali Ünal = Onlardır bizzat kendilerini helâke sürükleyen ve ziyana uğratanlar; ve dünyada iken uydurdukları (sahte ilâhlar) da kendilerini yüzüstü bırakıp, görünmez oluverdi!

 Bayraktar Bayraklı = İşte bunlar, kendilerine yazık edenlerdir. Uydurup durdukları şeyler de yanlarından kaybolmuştur.

 Bekir Sadak = Iste bunlar kendilerine yazik edenlerdir. Uydurduklari putlar da onlardan uzaklasip kaybolmustur.

 Celal Yıldırım = İşte bunlar kendilerine yazık edenlerdir ve uydurdukları şeyler (putlar ve benzeri uydurma ilâhlar) de kendilerine yan çizip gitmiştir.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar kendilerine yazık etmiş olan kimselerdir. O iftira edip (şefaatçi diye) uydurdukları da kendilerinden yüz çevirip gitmişlerdir.

 Diyanet İşleri (eski) = İşte bunlar kendilerine yazık edenlerdir. Uydurdukları putlar da onlardan uzaklaşıp kaybolmuştur.

 Diyanet Vakfi = İşte onlar kendilerini ziyana uğrattılar. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitti.

 Edip Yüksel = Onlar, kişiliklerini yitirenlerdir. Uydurdukları şeyler bile kendilerini terkedip kaybolmuştur.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte bunlar kendilerine yazık etmiş kimselerdir ve o iftira ettikleri uydurmaları hep kendilerinden gâib olup gitmişlerdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte bunlar kendilerine yazık etmiş kimselerdir ve uydurdukları uydurmaları da kendilerini bırakarak kaybolup gitmişlerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar kendilerine yazık etmiş olan kimselerdir. O iftira edip uydurdukları da kendilerinden yüz çevirip gitmişlerdir.

 Gültekin Onan = İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurdukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

 Harun Yıldırım = İşte bunlar, kendilerine yazık edenlerdir, uydurmakta oldukları şeyler de onlardan uzaklaşıpkaybolmuştur.

 Hasan Basri Çantay = Onlar nefislerine ziyan edenlerdir. Uydurmakda oldukları şeyler (putlar) da kendilerinden uzaklaşıb gaybolmuşdur.

 Hayrat Neşriyat = İşte onlar kendilerini hüsrâna uğratanlardır ve uydurmakta oldukları şeyler (o hesab günü) kendilerinden uzaklaşmıştır.

 İbni Kesir = Kendilerini kayba uğratanlar, işte bunlardır. Uydurdukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitmiştir.

 Kadri Çelik = İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurmakta oldukları da onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

 Muhammed Esed = İşte kendi kendilerine (kendi güçlerine, yeteneklerine) yazık edenler böyleleridir; onların o yalana dayalı çürük tezlerinin kendilerine (Hesap Gününde) bir yararı olmayacak:

 Mustafa İslamoğlu = Bu tipler kendilerine yazık eden kimselerdir; ve uydurdukları kuruntu(ürünü aracı)lar, kendilerini yüzüstü bırakmıştır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = İşte onlar o kimselerdir ki, kendi nefislerine yazık etmişlerdir. Ve onlardan iftira eder oldukları şeyler de gaib olup gitmiştir.

 Ömer Öngüt = İşte onlar kendilerine yazık ettiler. Uydurdukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitti.

 Şaban Piriş = İşte bunlar, kendilerine yazık edenlerdir, uydurmakta oldukları şeyler de onlardan uzaklaşıpkaybolmuştur.

 Sadık Türkmen = Işte bunlar kendilerini hüsrana uğratan kimselerdir. Uydurup iftira ettikleri şeyler kendilerinden kaybolup gitmiştir.

 Seyyid Kutub = Bunlar kendilerini hüsrana düşürmüşler ve uydurdukları ilahlar ortalıkta görünmez olmuşlardır.

 Suat Yıldırım = İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurdukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

 Süleyman Ateş = İşte onlar canlarını ziyana sokan kimselerdir. Ve uydurdukları şeyler, kendilerinden kaybolup gitmiştir.

 Tefhim-ul Kuran = İşte bunlar, kendilerini hüsrana uğratanlardır ve yalan olarak uydurmakta oldukları (düzme tanrılar da) onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.

 Ümit Şimşek = İşte onlar kendilerini hüsrana düşürmüş olanlardır. Uydurdukları şeyler ise kendilerini bırakıp kaybolmuştur.

 Yaşar Nuri Öztürk = Iste bunlar kendilerine yazik edenlerdir. Uydurduklari putlar da onlardan uzaklasip kaybolmustur.

 İskender Ali Mihr = İşte onlar nefslerini hüsrana düşüren kimselerdir. Ve uydurmuş oldukları şeyler onlardan uzaklaştı (gitti).

 İlyas Yorulmaz = Dünya hayatında böyle davrananlar kendi kendilerine zarar vermişler ve uydurdukları aracılarda onlardan uzaklaşıp kaybolmuşlardır.