Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/209

 ذِكْرَى وَمَا كُنَّا ظَالِمِينَ

  Zikrâ, ve mâ kunnâ zâlimîn(zâlimîne).

Kelime Karşılaştırma
zikrâ : hatırla, zikret
ve mâ kunnâ : ve biz olmadık
zâlimîne : zalimler, zulmedenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öğüt vermesinler ve biz zulmetmeyiz hiç.

 Abdullah Parlıyan = Ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden, çünkü biz, hiç kimseye asla haksızlık etmeyiz.

 Adem Uğur = (Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değilizdir.

 Ahmed Hulusi = (Önce) hatırlatma olur! Biz haksızlık etmeyiz!

 Ahmet Tekin = İkazda bulunmadan, öğüt vermeden de helâk etmedik. Biz zâlim değiliz.

 Ahmet Varol = Hatırlatma yapılmıştır. Biz zalimler değiliz.

 Ali Bulaç = (Onlara) Hatırlatma (yapılmıştır); biz zulmedici değiliz.

 Ali Fikri Yavuz = (Onlara) öğüd verilmiştir. Biz (onları helâk etmekle) zulmetmiş değilizdir.

 Ali Ünal = Onlara sürekli öğüt verilmiş, hatırlatmalarda bulunulmuştur. Biz, kimseye haksızlık yapmadık, (yapmayız da).

 Bayraktar Bayraklı = Bu, bir uyarıdır. Biz, asla hiçbir kimseye haksızlık yapmayız.

 Bekir Sadak = (208-20) 9 Hicbir kasaba halkini kendilerine ogut veren uyaricilar gelmeden yok etmedik. Biz zalim degiliz.*

 Celal Yıldırım = Öğüt ve hatırlatmada bulunulmuştur ; ve biz onlara zulmediciler olmadık.

 Cemal Külünkoğlu = (208-209) Biz, hiçbir memleketi uyarıcılar göndermedikçe helâk etmedik. Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz.

 Diyanet İşleri (eski) = (208-209) Hiçbir kent halkını kendilerine öğüt veren uyarıcılar gelmeden yok etmedik. Biz zalim değiliz.

 Diyanet Vakfi = (208-209) Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere (gönderdiğimiz) uyarıcıları (peygamberleri) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz.

 Edip Yüksel = Bu bir uyarı ve mesajdır; çünkü biz haksızlık etmeyiz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İhtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değilizdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Onlara) ihtar edilmiştir ve Biz haksızlık etmiş değilizdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz.

 Gültekin Onan = (Onlara) Hatırlatma (yapılmıştır); biz zulmedici değiliz.

 Harun Yıldırım = (Onlar)ihtar edilmiştir ve biz zülmetmiş değilizdir.

 Hasan Basri Çantay = (208-209) Biz hiçbir memleketi, ona (halkına) öğüd vermek üzere inzâr edici (peygamber) ler (göndermiş) olmadıkça helak etmedik. Biz zulmedenler değiliz.

 Hayrat Neşriyat = (208-209) Hâlbuki (biz) hiçbir memleketi, (halkına) nasîhat vermek üzere kendisine(gönderilen) korkutucuları (peygamberleri) olmadan helâk etmedik. Ve (aslâ) zâlimler olmadık.

 İbni Kesir = Öğüt olarak. Ve Biz, zalimler olmadık

 Kadri Çelik = (Onlara bir) Hatırlatma (idi); biz zulmedenler değiliz.

 Muhammed Esed = ve hatırlatıcı mesajlar göndermeden; çünkü Biz (hiç kimseye) asla zulmetmeyiz.

 Mustafa İslamoğlu = hatırlatmışızdır; zira Biz, asla zulmeden biri değiliz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Azîm bir tenbih yapılmıştır ve Biz zulmedenler olmadık.

 Ömer Öngüt = Öğüt vermek üzere. Biz zâlim değiliz.

 Şaban Piriş = (208-209) Uyarıcılar göndermediğimiz hiçbir ülkeyi helak etmedik. Hiçbir zaman zulmedici olmadık.

 Sadık Türkmen = O (kur’an) bir uyarı[cı]dır ve Biz zulmetmiş değiliz.

 Seyyid Kutub = Amaç başlarına gelecekleri kendilerine önceden haber vermektir. Biz zalim değiliz.

 Suat Yıldırım = Öğüt verilip hatırlatma yapılmıştır. Biz hiçbir zaman zalim olmadık.

 Süleyman Ateş = (Uyarıcılar) uyarırlardı. Biz zulmediciler değildik.

 Tefhim-ul Kuran = (Onlara) hatırlatma (yapılmıştır); biz zulmedenler değiliz.

 Ümit Şimşek = Onlara öğüt verilmiş, hatırlatma yapılmıştır. Yoksa Biz haksızlık edici değiliz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Uyarı/hatırlatma olacak! Biz zalimler değiliz.

 İskender Ali Mihr = Hatırla ki Biz, zalimler (zulmedenler) olmadık.

 İlyas Yorulmaz = O (kitap) öğüttür. Biz zulmedici değiliz.