Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/207

 مَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُوا يُمَتَّعُونَ

  Mâ agnâ anhum mâ kânû yumetteûn(yumetteûne).

Kelime Karşılaştırma
mâ agnâ an-hum : onlara fayda vermez
: şey
kânû : oldular
yumetteûne : metalandırılırlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Dünyada) yararlandırıldıkları şeyler onlara fayda sağlamazdı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O yaşayıp geçinmeleri, onları herhangi bir sûretle kurtarabilir mi ki?

 Abdullah Parlıyan = o yaşayıp, geçinip gitmeleri, onları herhangi bir surette kurtarabilir mi ki?

 Adem Uğur = Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.

 Ahmed Hulusi = Sahip olduklarıyla yaşadıkları zevkler, onlara hiçbir yarar sağlamaz!

 Ahmet Tekin = Sahip oldukları servetler ve refahları, vaktiyle kendilerine verilmiş olan fırsatlar, devamlı tehdit edildikleri azaptan kendilerini kurtaramadı.

 Ahmet Varol = Yararlandırıldıkları onlara ne sağlayabilir?

 Ali Bulaç = Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.

 Ali Fikri Yavuz = O yaşadıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmıyacaktır.

 Ali Ünal = Bu durumda, daha yıllarca hayatta bırakılmış olmaları onlara hiçbir fayda vermeyecektir ki.

 Bayraktar Bayraklı = Bekletilmiş olmaları kendilerine ne fayda verecek?

 Bekir Sadak = (205-20) 7 Bana soylesene, Biz onlara yillar yili nimetler vermis olsak, sonra da tehdit edildikleri sey baslarina gelse, kendilerine verilmis olan nimetler onlara bir fayda saglar mi?

 Celal Yıldırım = O yararlandırılıp geçindirildikleri bolluk ve refahın kendilerine bir faydası olur mu ?

 Cemal Külünkoğlu = Kendilerine vaktiyle verilmiş olan fırsatlar onlara hiçbir fayda sağlamaz.

 Diyanet İşleri (eski) = (205-207) Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?

 Diyanet Vakfi = Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.

 Edip Yüksel = O tattıkları nimetler kendilerine bir yarar sağlamaz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O yaşatıldıkları zevkın kendilerine hiç faidesi olmıyacaktır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = o yaşatıldıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmayacaktır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır.

 Gültekin Onan = Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.

 Harun Yıldırım = Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.

 Hasan Basri Çantay = (205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?

 Hayrat Neşriyat = Faydalandırılmakta oldukları şeyler (ni'metler o gün) kendilerine bir fayda vermez.

 İbni Kesir = Eğlendirilmiş olmaları onlara bir fayda sağlamaz.

 Kadri Çelik = Onların yararlandıkları şey, kendilerini (görecekleri azaptan) müstağni kılamaz.

 Muhammed Esed = kendilerine vaktiyle verilmiş olan fırsatın onlara ne yararı olabilir?

 Mustafa İslamoğlu = safa sürerek kaçırdıkları bu fırsatın kendilerine bir yararı dokunabilir mi?

 Ömer Nasuhi Bilmen = O faidelenmiş oldukları şey, onları neden kurtarabilir?

 Ömer Öngüt = Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiçbir fayda sağlamaz.

 Şaban Piriş = Nimet içinde bulunmaları onlara ne fayda sağlar?

 Sadık Türkmen = Yine de nimetlerle yaşatılmaları onlara hiç fayda vermez!

 Seyyid Kutub = Vaktiyle refah içinde geçirdikleri hayat kendilerine hiçbir fayda sağlamaz.

 Suat Yıldırım = (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi?

 Süleyman Ateş = O yaşatıldıkları (zevk-u sefâ sürdükleri) şeyler, kendilerine ne yarar sağlardı?

 Tefhim-ul Kuran = Onların 'meta ile yararlandıkları' şey, kendilerini (görecekleri azabtan) bağımsız kılamaz.

 Ümit Şimşek = Nasiplendikleri onca nimetler onlara ne fayda verir?

 Yaşar Nuri Öztürk = O yararlandıkları nimetler onların hiçbir işine yaramaz.

 İskender Ali Mihr = Onların metalandırıldıkları şeyler, onlara fayda vermez (onları müstağni kılmaz).

 İlyas Yorulmaz = Ancak onlara verilen geçimliklerin hiçbirisi fayda sağlamayacak.