Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/206

 ثُمَّ جَاءهُم مَّا كَانُوا يُوعَدُونَ

  Summe câehum mâ kânû yûadûn(yûadûne).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
câe-hum : onlar geldi
: şey
kânû : oldular
yûadûne : vaadolundular
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (hâlleri nice olurdu?)

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra onlara vaadedilen azap geldi.

 Abdullah Parlıyan = sonra tehdit edildikleri azap başlarına gelse,

 Adem Uğur = Sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

 Ahmed Hulusi = Sonra, uyarıldıkları başlarına gelse. . .

 Ahmet Tekin = Sonra tehdit edilmekte oldukları azap da başlarına gelse, bir şey değişmeyecek.

 Ahmet Varol = Sonra kendilerine vaadedilen başlarına gelse,

 Ali Bulaç = Sonra kendilerine va'dolunan (azab günü) geliverse,

 Ali Fikri Yavuz = Sonra kendilerine verilen azab vaadi gelip çatarsa,

 Ali Ünal = Sonra da kendisiyle tehdit edildikleri azap başlarına gelse,

 Bayraktar Bayraklı = Sonra da kendilerine uyarıldıkları azap gelse;

 Bekir Sadak = (205-20) 7 Bana soylesene, Biz onlara yillar yili nimetler vermis olsak, sonra da tehdit edildikleri sey baslarina gelse, kendilerine verilmis olan nimetler onlara bir fayda saglar mi?

 Celal Yıldırım = (205-206) Söylesen ya, eğer biz onları yıllarca (bolluk ve refah içinde) yararlandırıp geçindirsek, sonra da va'dolundukları (günün azabı) onlara geliverse,

 Cemal Külünkoğlu = (205-206) Ne dersin? Biz onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse,

 Diyanet İşleri (eski) = (205-207) Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?

 Diyanet Vakfi = (205-206) Ne dersin! Eğer biz onları yıllarca yaşatıp nimetlerden faydalandırsak, sonra tehdit edilmekte oldukları (azap) başlarına gelse!

 Edip Yüksel = Ve sonra kendilerine söz verilen başlarına gelse,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra kendilerine edilen vaid gelip çatarsa

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra kendilerine yapılan tehdit gelip çatsa,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,

 Gültekin Onan = Sonra kendilerine vaadolunan (azab günü) geliverse,

 Harun Yıldırım = Sonra tehdit edilmekte oldukları başlarına gelse!

 Hasan Basri Çantay = (205-206-207) Şimdi sen bana haber ver: Biz onları senelerce yaşatıb fâidelendirsek de sonra kendilerine tehdîd olunageldikleri (azâb gelib) çatıverse o yaşayıb fâidelenmiş oldukları (yıllar) kendilerini kurtarabilir mi?

 Hayrat Neşriyat = (205-206) Söyleyin bakalım! Eğer onları senelerce (yaşatıp) ni'metlendirsek, sonra da o tehdîd edilmekte oldukları (azab) başlarına gelse (ne yapacaklar?)

 İbni Kesir = Sonra kendilerine vaadolunan şey başlarına gelse,

 Kadri Çelik = Sonra kendilerine vaat edilen (azap günü) geliverse.

 Muhammed Esed = ve sonra vaad edildikleri (azap) başlarına gelmişse;

 Mustafa İslamoğlu = sonra vaad edilen azap başlarına gelse;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onlara tehdit edilmiş oldukları şey gelecek olsa.

 Ömer Öngüt = Sonra da kendilerine vaad olunan şey (başlarına) gelse.

 Şaban Piriş = Sonra da onlara vaat edilen azap gelse...

 Sadık Türkmen = Sonra tehdit ediliyor oldukları şey kendilerine gelse,

 Seyyid Kutub = Sonra tehdit edildikleri azap başlarına gelse;

 Suat Yıldırım = (205-207) Ne dersin? Onları yıllarca yaşatsak da, sonra tehdit edildikleri o azap başlarına gelse, onca seneler yaşayıp zevklenmeleri kendilerini kurtarabilir mi?

 Süleyman Ateş = Sonra tehdid edildikleri (azâb) kendilerine gelse,

 Tefhim-ul Kuran = Sonra kendilerine va'dolunan (azab günü) geliverse,

 Ümit Şimşek = Sonra da kendilerine vaad edilen şey başlarına geliverse,

 Yaşar Nuri Öztürk = Sonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,

 İskender Ali Mihr = Sonra vaadolundukları şey (azap) onlara geldi.

 İlyas Yorulmaz = Sonra vaat edilen (ölüm) onlara geldi.