Önceki Ayet Sonraki Ayet  
36. Sûre Yâsîn/20

 وَجَاء مِنْ أَقْصَى الْمَدِينَةِ رَجُلٌ يَسْعَى قَالَ يَا قَوْمِ اتَّبِعُوا الْمُرْسَلِينَ

  Ve câe min aksal medîneti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiûl murselîn(murselîne).

Kelime Karşılaştırma
ve câe : ve geldi
min aksa : en uzak
el medîneti : şehir
raculun : bir adam
yes’â : koşuyor
kâle : dedi
: ey
kavmi (kavmî) : benim kavmim
ittebiû : tâbî olun
el murselîne : (gönderilmiş) resûllere
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şehrin tâ öte ucundan birisi, koşarak gelmişti de ey kavmim demişti, uyun peygamberlere.

 Abdullah Parlıyan = Şehrin taa öbür ucundan bir adam, başına gelecek herşeyi göze alarak çıkageldi ve dedi ki: “Ey kavmim! Şu görevli Allah elçilerini, dinleyin ve dediklerini tutun.

 Adem Uğur = Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"

 Ahmed Hulusi = Şehrin uzak tarafından koşarak bir adam geldi: "Ey halkım, Rasûllere tâbi olun" dedi.

 Ahmet Tekin = O sırada şehrin ta ucundan güvenilir bir adam koşarak geldi.'Ey kavmim, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderilen peygamberlere uyun, tebliğlerini kabul edin' dedi.

 Ahmet Varol = Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak gelip dedi ki: 'Ey kavmim! Elçilere uyun.

 Ali Bulaç = Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi.

 Ali Fikri Yavuz = (O esnada, elçilerin geldiğini haber alan ve Allah’a ibadet etmekte olan) bir adam (Habîbü’n-Neccar), şehrin tâ ucundan koşarak geldi (ve şöyle) dedi: “- Ey kavmim, uyun bu gönderilen elçilere;

 Ali Ünal = Derken, şehrin en uzak öte noktasından bir adam koşarak geldi ve “Ey halkım,” dedi, “gelin bu elçilere tâbi olun!

 Bayraktar Bayraklı = Şehrin en kültürlü adamlarından biri koşarak gelip şöyle dedi: “Ey topluluk, bu peygamberlere uyunuz!”

 Bekir Sadak = sehrin obur ucundan kosarak bir adam gelmis ve soyle demisti: «Ey Milletim! Gonderilen elcilere uyun.»

 Celal Yıldırım = Şehrin en uzak kesiminden bir adam koşarak geldi ve: «Ey kavmim ! Gönderilen bu elçilere uyun ;

 Cemal Külünkoğlu = Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere uyun!”

 Diyanet İşleri (eski) = Şehrin öbür ucundan koşarak bir adam gelmiş ve şöyle demişti: 'Ey Milletim! Gönderilen elçilere uyun.'

 Diyanet Vakfi = Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. «Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!»

 Edip Yüksel = Kentin en uzak yakasından bir adam koşarak, 'Ey halkım,' dedi, 'Elçilere uyun.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = O esnada şehrin tâ ucundan bir er koşarak geldi, ey hemşerilerim! dedi; uyun o gönderilen Resullere

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = o sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve dedi ki: «Ey hemşerilerim, uyun o gönderilen elçilere!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: «Ey kavmim! Uyun o elçilere!»

 Gültekin Onan = Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun" dedi.

 Harun Yıldırım = Derken şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim! dedi, bu elçilere uyunuz!"

 Hasan Basri Çantay = O şehrin en uc (kenar) ından koşarak bir adam geldi. «Ey kavmim, dedi, uyun o gönderilmiş olanlara».

 Hayrat Neşriyat = Derken şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi; dedi ki: 'Ey kavmim! (Bu)elçilere uyun!'

 İbni Kesir = Şehrin ötebaşından bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: Ey kavmim; gönderilmiş bulunan elçilere uyun.

 Kadri Çelik = Derken şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi de, “Ey kavmim! Elçilere uyun” dedi.

 Muhammed Esed = Kentin en uzak ucundan bir adam koşarak geldi (ve) "Ey kavmim!" dedi, "Bu elçilere uyun!

 Mustafa İslamoğlu = Derken şehrin en uzağından bir adam koşarak gelip "Ey kavmim" dedi, "Elçilere uyun!

 Ömer Nasuhi Bilmen = O şehrin en uzak bir tarafından bir er, koşar bir halde geldi. Dedi ki: «Ey kavmim! O gönderilmiş olanlara tâbi olun.»

 Ömer Öngüt = Şehrin en uzak semtinden bir adam koşarak geldi. Dedi ki: "Ey kavmim! Gönderilmiş bulunan bu elçilere uyunuz. "

 Şaban Piriş = Şehrin öbür ucundan koşa koşa bir adam geldi: -Ey halkım elçilere tabi olun, dedi..

 Sadık Türkmen = Kentin öte ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim elçilere uyun!

 Seyyid Kutub = Kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: «Ey kavmim, elçilere uyun» dedi.

 Suat Yıldırım = Derken... şehrin öte başından, koşarak bir adam geldi ve onlara dedi ki: "N’olur ey kavmim! Gelin siz bu resullere uyun!"

 Süleyman Ateş = Kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun." dedi.

 Tefhim-ul Kuran = Şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: «Ey kavmim, elçilere uyun» dedi.

 Ümit Şimşek = Derken şehrin uzak tarafından bir adam koşarak geldi. 'Ey kavmim,' dedi. 'Elçilere uyun.

 Yaşar Nuri Öztürk = Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"

 İskender Ali Mihr = Ve şehrin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi. "Ey kavmim, (size) gönderilmiş olan resûllere tâbî olun!" dedi.

 İlyas Yorulmaz = Kasabanın uzak bir yerinden koşarak gelen bir adam “Ey Kavmim! Gelen bu elçilere uyun. ”