Önceki Ayet Sonraki Ayet  
102. Sûre Tekâsür/2

 حَتَّى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ

  Hattâ zurtumul mekâbir(mekâbira).

Kelime Karşılaştırma
hattâ : hatta, öyle ki
zurtum(u) : ziyaret ettiniz
el mekâbira : kabirler, mezarlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ziyâret edinceye dek kabirleri.

 Abdullah Parlıyan = Öyle ki, mezarlarınıza girinceye kadar bu oyalanmaya devam ettiniz veya çokluk için mezarları dahi saymaya kalkıştınız.

 Adem Uğur = Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

 Ahmed Hulusi = Öylesine ki mezarlıkları ziyarete gittiniz.

 Ahmet Tekin = Kabirdekileri sayacak kadar; kabire girinceye kadar; kabir azâbını tadıncaya kadar oyaladı.

 Ahmet Varol = Öyle ki kabirleri bile ziyaret ettiniz.

 Ali Bulaç = Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.

 Ali Fikri Yavuz = Kabirlere varıncıya kadar ziyaret ettiniz; (ölülerinizi sayıb onların yokluğu ile öğündünüz.)

 Ali Ünal = O kadar ki, kabirlere kadar uzanıp, onları da hesaba katar oldunuz.

 Bayraktar Bayraklı = (1-2) Ta ki ölüp kabre gelinceye kadar, çoklukla övünmek sizi oyaladı. [801][802]

 Bekir Sadak = (1-2) Cogunluk olmak iddianiz sizi o kadar mesgul etti ki, mezarlari ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.

 Celal Yıldırım = Kabirleri bile ziyaret ettiniz (oradaki ölülerinizi bile saymaya çalıştınız).

 Cemal Külünkoğlu = (1-2) Çocukla böbürlenmek sizi kabirleri ziyarete kadar oyaladı. (Öyle ki ölülerinizi bile sayarak onlarla övünmeye kalktınız.)

 Diyanet İşleri (eski) = (1-2) Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.

 Diyanet Vakfi = (1-2) Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

 Edip Yüksel = Mezarlara varıncaya (ölünceye) kadar...

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ta.. ziyaret edişinize kadar kabirleri

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (1-2) Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.

 Gültekin Onan = Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.

 Harun Yıldırım = Ta mezarı ziyaretinize kadar sürdü.

 Hasan Basri Çantay = tâ kabirler (e kadar gidib) ziyaret etdiniz.

 Hayrat Neşriyat = (1-2) Sizi tekâsür’le (o çoklukla, mal ve evlâd çokluğuyla) övünmek (o kadar) oyaladı ki, nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz (ve artık ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız)!

 İbni Kesir = Mezarlıkları bile ziyaret ettiniz,

 Kadri Çelik = Nihayet kabirleri boyladınız.

 Muhammed Esed = mezarlarınıza girinceye dek (süren).

 Mustafa İslamoğlu = ta ki siz mezarlıklara varıncaya dek.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz.

 Ömer Öngüt = Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

 Şaban Piriş = Mezarları ziyaret edinceye / ölünceye dek.

 Sadık Türkmen = Ölüp de mezara konuluncaya kadar!..

 Seyyid Kutub = Nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.

 Suat Yıldırım = Tâ boylayıncaya kadar kabirleri!

 Süleyman Ateş = Nihâyet kabirleri ziyaret ettiniz (kabre girinceye kadar mal artırmağa çalıştınız).

 Tefhim-ul Kuran = Öyle ki (bu) mezarı ziyaretinize (Kabire gidişinize, ölümünüze) kadar sürdü.

 Ümit Şimşek = Kabre varıncaya kadar!

 Yaşar Nuri Öztürk = Öyle ki, ziyaret edip saydınız kabirleri.

 İskender Ali Mihr = Hatta kabirleri ziyaret ettiniz (ölülerinizi bile sayarak çoklukla övündünüz).

 İlyas Yorulmaz = Taki mezarları ziyaret edinceye (ölünceye) kadar.