Önceki Ayet Sonraki Ayet  
7. Sûre A’râf/192

 وَلاَ يَسْتَطِيعُونَ لَهُمْ نَصْرًا وَلاَ أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ

  Ve lâ yestetîûne lehum nasran ve lâ enfusehum yansurûn(yansurûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lâ yestetîûne : ve güç yetiremezler
lehum : onlara
nasran : bir yardım
ve lâ : ve olmaz
enfuse-hum : onlar nefslerine (kendilerine)
yansurûne : yardım ederler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Hâlbuki onlar (edindikleri ilâhlar) ne onlara yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara yardım etmeye güçleri yetmeyen ve kendilerine de yardım etmeye muktedir olmayan şeyleri eş mi sayıyorlar ona.

 Abdullah Parlıyan = Ne onlara, ne de kendi kendilerine bir yardımda bulunamayacak olan varlıklara mı?

 Adem Uğur = Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.

 Ahmed Hulusi = (Allâh'a ortak koşulanlar) onlara yardıma muktedir olamadıkları gibi, kendi nefslerine de yardım edemezler!

 Ahmet Tekin = Bunların, ne onlara yardımları dokunabilir, ne de, kendilerine, birbirlerine yardım edebilirler.

 Ahmet Varol = Ortak koştukları şeyler ne onlara yardımda bulunabilir ne de bizzat kendilerine yardım edebilirler.

 Ali Bulaç = Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

 Ali Fikri Yavuz = Bu putlar, ne o tapınanlara, ne de kendi nefislerine yardım etmeğe güç yetiremezler.

 Ali Ünal = Ve onlara hiçbir yardımı olmayan, bırakın onlara yardım etmeyi, kendilerine bile yardımı dokunmayan varlıkları mı?

 Bayraktar Bayraklı = Oysa, putlar onlara da yardım edecek güçte değil ve kendilerine de yardım edemezler.

 Bekir Sadak = Oysa putlar ne onlara yardim edebilir ve ne de kendilerine bir yardimlari olur.

 Celal Yıldırım = Hem o ortaklar onlara hiçbir şekilde yardıma güç getiremezler ve kendi kendilerine de yardımcı olamazlar.

 Cemal Külünkoğlu = Hâlbuki bunlar; ne onlara yardım edebilir, ne de kendilerine bir yardımları olabilir.

 Diyanet İşleri (eski) = Oysa putlar ne onlara yardım edebilir ve ne de kendilerine bir yardımları olur.

 Diyanet Vakfi = Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.

 Edip Yüksel = Putlar, ne onlara yardım edebilir, ne de kendilerine yardım edebilirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Halbuki onlar, onların imdadına yetişmezler, hattâ kendilerini bile kurtaramazlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Halbuki onlar, onların imdadına yetişmezler, hatta kendilerini bile kurtaramazlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bu putlar, ne o tapınanlara, ne de kendi kendilerine yardım edebilirler.

 Gültekin Onan = Oysa (ortak koştukları) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne de kendi nefslerine yardım etmeye.

 Harun Yıldırım = Halbuki onlar kendilerine yardım edemezler, onlar kendilerine bile yardım edemezler.

 Hasan Basri Çantay = Halbuki bunlar o (tapanlara) hiç bir suretle yardım edemeyecekler gibi kendi kendilerine bile yardım edemezler.

 Hayrat Neşriyat = Hâlbuki (bu putlar) ne onlara bir yardımda bulunabilirler, ne de kendi nefislerine yardım edebilirler.

 İbni Kesir = Halbuki bunlar; ne onlara yardım edebilir, ne de kendilerine bir yardımları olabilir.

 Kadri Çelik = Oysa (ortak koştukları şeyler) ne onlara yardım edebilir ve ne de kendilerine bir yardımları olur.

 Muhammed Esed = Ne onlara ne de kendi kendilerine bir yardımda bulunamayacak olan varlıklara mı?

 Mustafa İslamoğlu = Kaldı ki, ne onlara yardımları dokunabilir ne de bizzat kendilerine yardımcı olabilirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Halbuki bunlar için yardımda bulunmaya muktedir olamazlar. Ve ne de kendi nefislerine yardım edebilirler.

 Ömer Öngüt = Onlar ne tapanlara ne de kendilerine hiçbir şekilde yardım edemezler.

 Şaban Piriş = Kendilerine bile yardım edemeyenler, onlara hiç yardım edemezler.

 Sadık Türkmen = Onlar, bir yardıma bile güç yetiremezler, kendilerine de yardım edemezler.

 Seyyid Kutub = Oysa bu düzmece ortaklar, ne onlara yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım edebilirler.

 Suat Yıldırım = (191-193) O’na hiç bir şey yaratmaya güç yetiremeyen, zaten kendileri de yaratılıp duran mahlûkları mı eş ortak sayıyorlar? Halbuki o şerikler, kendilerini putlaştıranların imdadına yetişemezler. Hatta onlar kendi nefislerine bile yardım sağlayamazlar. Şayet siz onları doğru yola çağıracak olursanız size uymazlar. O müşrikleri siz ha hakka çağırmışsınız, ha susmuşsunuz, size karşı onların durumu aynıdır.

 Süleyman Ateş = (O putlar), ne onlara bir yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım ederler?

 Tefhim-ul Kuran = Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

 Ümit Şimşek = Onlara bir yardımı dokunmayan, hattâ kendilerine bile yardımdan âciz olanları mı?

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar, ne bunlara bir yardım sağlayabilirler ne de kendi benliklerine yardımcı olabilirler.

 İskender Ali Mihr = Ve onlara bir yardıma güç yetiremezler. Ve onlar kendilerine (de) yardım edemezler.

 İlyas Yorulmaz = (Ortak koştukları) Kendi kendilerine yardım edemezken, yardım isteyenlere yardım etmeye, hiçbir zaman güçleri yetmez.