Önceki Ayet Sonraki Ayet  
76. Sûre İnsan/19

 وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا

  Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ raeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûran).

Kelime Karşılaştırma
ve yetûfu : ve tavaf eder, etrafında dolaşır
aleyhim : onların
vildânun : genç delikanlılar
muhalledûne : halidin kılınmış olanlar, ölümsüz olanlar
izâ raeyte-hum : onları gördüğün zaman
hasibte-hum : onları sanırsın
lu’luen : inci
mensûren : saçılmış
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Etraflarında, ölümsüz delikanlılar dolaşır, onları görünce sanırsın ki saçılmış incilerdir.

 Abdullah Parlıyan = Çevrelerinde öyle ölümsüz gençler dolaşır. Onları görünce sanırsın ki saçılmış incilerdir.

 Adem Uğur = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.

 Ahmed Hulusi = Çevrelerinde ölümsüz genç hizmetliler dolaşır. . . Onları gördüğünde, saçılmış inci sanırsın!

 Ahmet Tekin = Huzurlarında, ebedî yurdun, ebedî genç hizmetkârları dolaşırlar. Onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.

 Ahmet Varol = Etraflarında ölümsüzlüğe kavuşturulmuş [2] gençler dolaşır ki, sen onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın.

 Ali Bulaç = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.

 Ali Fikri Yavuz = (Cennet ehlinin) etraflarında (hizmet için) devamlı olarak taze çocuklar dolaşır ki, sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.

 Ali Ünal = Etraflarında ebedî taze Cennet çocukları dolaşır durur; onları görsen, etrafa saçılmış inciler sanırsın.

 Bayraktar Bayraklı = Çevrelerinde sürekli hizmetçiler dolaşacaktır. Onları gördüğünde, saçılmış inciler sanırsın.

 Bekir Sadak = Yanlarinda olumsuz gencler dolasir; onlari gordugunde sacilmis birer inci sanirsin.

 Celal Yıldırım = Çevrelerinde hep taze kalan civanlar dolaşırlar. Onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın.

 Cemal Külünkoğlu = (Cennet ehlinin) çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler (garsonlar) dolaşır.

 Diyanet İşleri (eski) = Yanlarında ölümsüz gençler dolaşır; onları gördüğünde saçılmış birer inci sanırsın.

 Diyanet Vakfi = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.

 Edip Yüksel = Onlara ölümsüz gençler servis yapacaktır. Onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve dolanır etraflarına muhalled evlâdlar, görünce onları sanırsın saçılmış inciler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Etraflarında daima genç çocuklar dolaşır; görünce onları saçılmış inciler sanırsın.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.

 Gültekin Onan = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.

 Harun Yıldırım = Çevrelerinde ölümsüz, yeni yetişmiş çocuklar da dolaşır. Onları gördüğün zaman kendilerini saçılmış birer inci sanırsın.

 Hasan Basri Çantay = Etraflarında herdem taze çocuklar dolaşır ki sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın!

 Hayrat Neşriyat = (Aynı çocukluk hâlleri üzere) ebedîliğe erdirilmiş çocuklar (ve genç hizmetçiler)de etraflarında dolaşırlar. Onları gördüğün zaman, kendilerini (etrâfa) saçılmış (birer) inci sanırsın!

 İbni Kesir = Çevrelerinde ölümsüz gençler dolaşır ki; onları gördüğünde saçılmış bir inci sanırsın.

 Kadri Çelik = Çevrelerinde ebedi kılınmış gençler dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.

 Muhammed Esed = Ve onları ölümsüz gençlikler bekleyecek, gördüğün zaman saçılmış inciler sanacağın (gençlikler);

 Mustafa İslamoğlu = Kendilerine kalıcı gençlik iksiri servisi yapılacak. Sen o (cennetlik)leri göreceğin zaman, sanki saçılmış tarifsiz inciler sanacaksın;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun.

 Ömer Öngüt = Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır. Sen onları gördüğün zaman, saçılmış birer inci sanırsın.

 Şaban Piriş = Etrafında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğün zaman saçılmış inci sanırsın.

 Sadık Türkmen = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç hizmetçiler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.

 Seyyid Kutub = Onlara hiç ölmeyecek gençler hizmet ederler. Bu gençleri görsen, ortalığa saçılmış birer inci sanırsın.

 Suat Yıldırım = Etraflarında ebedî cennet çocukları dolaşır durur ki, onları gördüğünde parlaklıklarından ötürü etrafa saçılan inciler sanırsın.

 Süleyman Ateş = Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın.

 Tefhim-ul Kuran = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.

 Ümit Şimşek = Etraflarında hiç yaşlanmayacak çocuklar dolaşır. Onları bir görsen, saçılmış inciler sanırsın.

 Yaşar Nuri Öztürk = Dolaşır çevrelerinde, sürekli görevlendirilmiş gençler. Görseydin onları, dizilmiş inciler sanırdın.

 İskender Ali Mihr = Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.

 İlyas Yorulmaz = Onların çevresinde ölümsüz hizmetçi çocuklar dolaşır. O çocukları gördüğünde, sanki yere saçılmış inciler sanırsın.