Önceki Ayet Sonraki Ayet  
54. Sûre Kamer/19

 إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ

  İnnâ erselnâ aleyhim rîhan sarsaren fî yevmi nahsin mustemirr(mustemirrin).

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki biz
erselnâ : indirdik
aleyhim : onların üzerlerine
rîhan : rüzgâr (kasırga)
sarsaren : kulaklarını patlatan
: içinde
yevmi : gün
nahsin : uğursuz, felâketlerle dolu
mustemirrin : devam eden
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürültülü ve dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki sürüp giden uğursuz bir günde onlara bir kasırgadır yolladık.

 Abdullah Parlıyan = Biz gerçekten onların üzerine, uğursuzluğu devam eden bir günde, ortalığı alt üst eden şiddetli bir rüzgar gönderdik.

 Adem Uğur = Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki biz onların üzerine, uğursuz bir gün içinde sürekli helâk edici bir kasırga irsâl ettik.

 Ahmet Tekin = Biz onların üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde, dondurucu bir rüzgârı görevlendirerek estirdik.

 Ahmet Varol = (19-20) Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.

 Ali Bulaç = Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik.

 Ali Fikri Yavuz = Çünkü biz, uğursuzluğu devamlı bir günde, (Hûd peygamberin gönderildiği) Âd kavminin üzerlerine kökü kurutan şiddetli bir rüzgâr gönderdik.

 Ali Ünal = Üzerlerine süregiden felâket günlerinde her şeyi söküp atan müthiş bir kasırga gönderdik.

 Bayraktar Bayraklı = Biz onların üzerine, uğursuzluğu devamlı bir günde, dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 Bekir Sadak = (19-20) Nitekim uzerlerine, insanlari, sokulmus hurma kutugu gibi kopararak yere seren, dondurucu bir ruzgari ugursuzlugu devam eden bir gunde gonderdik.

 Celal Yıldırım = Biz, gerçekten onların üzerine, uğursuzluğu devam eden bir günde ortalığı alt-üst eden şiddetli bir rüzgâr gönderdik ki,

 Cemal Külünkoğlu = Biz onların üstüne o pek talihsiz günde, her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik.

 Diyanet İşleri (eski) = (19-20) Nitekim üzerlerine, insanları, sökülmüş hurma kütüğü gibi kopararak yere seren, dondurucu bir rüzgarı uğursuzluğu devam eden bir günde gönderdik.

 Diyanet Vakfi = Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 Edip Yüksel = Uğursuzluk üstüne uğursuzluğa sahip bir günde üzerlerine vahşi bir rüzgar gönderdik.

 Elmalılı Hamdi Yazır = çünkü salıverdik üzerlerine müstemirr, nühusetli bir günde bir soğuk rüzgâr ki sarsar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü üzerlerine uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar salıverdik.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz onların üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik.

 Gültekin Onan = Biz, o uğursuz (felaket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik.

 Harun Yıldırım = Muhakkak biz üzerlerine uğursuz olan ve sürekli olan bir günde, gürültülü ve soğuk bir rüzgar gönderdik.

 Hasan Basri Çantay = Çünkü biz (haklarında) uğursuz (ve uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üstüne çok gürültülü fırtına gönderdik.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz biz, onların üzerlerine devamlı bir uğursuzluk gününde, dondurucu (ve uğultulu) bir kasırga gönderdik.

 İbni Kesir = Nitekim uğursuz günde üzerlerine şiddetli bir rüzgarı devamlı olarak gönderdik.

 Kadri Çelik = Biz, o uğursuz (felâket dolu ve azabı yedi gün yedi gece) ardı arkası kesilmeyen bir günde, üzerlerine kasıp kavurucu bir kasırga gönderdik.

 Muhammed Esed = Biz onların üstüne müthiş uğursuz bir günde şiddetli bir kasırga gönderdik,

 Mustafa İslamoğlu = Elbet Biz de onların üzerine kapkara bir günde gürültülü bir kasırga gönderdik:

 Ömer Nasuhi Bilmen = (19-20) Şüphe yok ki, Biz onların üzerine uğursuz, devamlı bir günde bir soğuk rüzgar gönderdik. İnsanları koparıyordu. Onlar, sanki dibinden kopmuş hurma kütükleri imişler.

 Ömer Öngüt = Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde, dondurucu bir rüzgâr gönderdik.

 Şaban Piriş = Onların üzerine zor ve meşakkatli baskın süren bir günde kavuran rüzgarları göndermiştik.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, uğultulu bir kasırgayı üzerlerine gönderdik, kendilerine hoş olmayan/aman vermeyen, dehşeti sürekli bir günde!

 Seyyid Kutub = Baştan başa uğursuz bir günde üzerlerine sert ve dondurucu bir kasırga saldık.

 Suat Yıldırım = Biz onların üstüne o pek talihsiz günde, her şeyi söküp atan bir kasırga gönderdik.

 Süleyman Ateş = Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde uğultulu bir kasırga saldık.

 Tefhim-ul Kuran = Biz, o uğursuz (felâket yüklü ve) sürekli bir günde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik.

 Ümit Şimşek = Biz de, uğursuzluğu uzun süre devam eden günlerde onların üzerine gürültülü bir fırtına gönderdik.

 Yaşar Nuri Öztürk = Biz onların üzerine uğursuzluğu kesiksiz bir günde, dondurucu/uğultulu bir kasırga gönderdik.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Biz, onların üzerine uğursuzluğu (felâketleri), gün boyu devam eden sarsaran rüzgârı (çok şiddetli, uğultulu ve çok soğuk bir kasırga) gönderdik.

 İlyas Yorulmaz = Onlar için uğursuz bir gün olacak bir zamanda, üzerlerine çok şiddetli bir rüzgâr gönderdik.