Önceki Ayet Sonraki Ayet  
96. Sûre Alak/17

 فَلْيَدْعُ نَادِيَه

  Felyed’u nâdiyehu.

Kelime Karşılaştırma
fe li yed’u : haydi çağırsın
nâdiye-hu : onun meclisi, yakın çevresi, yardımcıları
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Haydi, taraftarlarını çağırsın.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken hemdemlerini, kavmini, kabîlesini çağırır.

 Abdullah Parlıyan = Artık o yandaşlarını çağırsın da yardım istesin.

 Adem Uğur = O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

 Ahmed Hulusi = Haydi, çağırsın meclisini!

 Ahmet Tekin = O vakit, o taraftarlarını, toplantılarına düzenli devam eden danışma meclisini yardıma çağırsın.

 Ahmet Varol = O meclisini (yandaşlarını) çağırsın,

 Ali Bulaç = O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

 Ali Fikri Yavuz = O vakit, (kendisine yardım için) taraftarlarını çağırıb toplasın.

 Ali Ünal = (Kendi yanında gördüğü o şehir) meclisini istediği kadar yardıma çağırsın!

 Bayraktar Bayraklı = (15-18) Hayır hayır! Eğer bu yaptığından vazgeçmezse, derhal onu o yalancı, günahkâr alnından yakalarız. O, hemen gidip meclisini çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.[781]

 Bekir Sadak = O zaman, kafadarlarini cagirsin,

 Celal Yıldırım = Artık o yandaşlarını çağırsın.

 Cemal Külünkoğlu = (17-18) O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın. Biz de zebanileri (cehennem bekçilerini) çağıracağız.

 Diyanet İşleri (eski) = O zaman, kafadarlarını çağırsın,

 Diyanet Vakfi = (15-19) Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve (yalnızca O'na) yaklaş!

 Edip Yüksel = O zaman haydi çağırsın kurultayını.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt çağırsın o kurultayını, meclisini

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O zaman çağırsın kurultayını, meclisini!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.

 Gültekin Onan = O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

 Harun Yıldırım = İşte o zaman, meclisini çağırıp toplasın...

 Hasan Basri Çantay = O vakit (durmasın) meclisini da'vet etsin!

 Hayrat Neşriyat = O zaman çağırsın (bakalım) meclisini!

 İbni Kesir = Öyleyse topluluğunu çağırsın dursun.

 Kadri Çelik = O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

 Muhammed Esed = Bırak, kendi aklının (asılsız, düzmece) tavsiyelerini (yardımına) çağırsın,

 Mustafa İslamoğlu = haydi o kendi örgütünü çağırsın,

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık, o, encümeni çağırsın.

 Ömer Öngüt = O hemen gidip meclisini (taraftarlarını) çağırsın.

 Şaban Piriş = -Haydi çağırsın çetesini/meclisini.

 Sadık Türkmen = O halde çağırsın adamlarını!

 Seyyid Kutub = O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın.

 Suat Yıldırım = Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!

 Süleyman Ateş = O zaman (o gitsin) de meclisini (adamlarını) çağırsın.

 Tefhim-ul Kuran = O zaman da meclisini (yakın çevresini ve yandaşlarını) çağırsın.

 Ümit Şimşek = Çağırsın taraftarlarını!

 Yaşar Nuri Öztürk = Hadi çağırsın derneğini/kurultayını!

 İskender Ali Mihr = Haydi, meclisini (yardımcılarını) çağırsın.

 İlyas Yorulmaz = O, yardımcılarını çağırsın.