Önceki Ayet Sonraki Ayet  
4. Sûre Nisâ/168

 إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَظَلَمُواْ لَمْ يَكُنِ اللّهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلاَ لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقاً

  İnnellezîne keferû ve zalemû lem yekunillâhu li yagfira lehum ve lâ li yehdiyehum tarîkâ(tarîkan).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkkak
ellezîne : onlar, olanlar
keferû : inkâr ettiler, kâfir oldular,
ve zalemû : ve zulmettiler, haksızlık ettiler
lem yekun : olmaz, değil
allâhu : Allah
li yagfira : mağfiret edecek
lehum : onları
ve : ve
lâ li yehdiye-hum : onları hidayet edecek değil
tarîkan : tarik, yol
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya), Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kâfir olanları ve zulmedenleri Allah yarlıgamaz ve onları hiç bir yola sevk etmez.

 Abdullah Parlıyan = Hakikatleri örtbas edenleri ve varlık sebebine aykırı davrananları, Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yolda göstermeyecektir.

 Adem Uğur = İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki Allâh hakikati inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar ne de onlara bir tarîk (anlayış yolu) açar.

 Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri, kâfirleri, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri kısıtlayarak, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimleri, haksızlık edenleri, şirke girenleri Allah asla koruma kalkanına almayacak, bağışlamayacak, doğru yola da iletmeyecek, başarıya ulaştırmayacaktır.

 Ahmet Varol = İnkar eden ve zulmedenler var ya, Allah onları ne bağışlar ne de bir yola iletir.

 Ali Bulaç = Gerçek şu ki, inkâr edenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.

 Ali Fikri Yavuz = (168-169) Şüphe yok ki, küfredip haksızlık edenleri Allah bağışlayacak değil, cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil. Onlar, o Cehennem’de devamlı olarak kalacaklardır. Bu ise Allah’a pek kolaydır.

 Ali Ünal = Evet, o inkâr edenleri ve (başkalarını Allah’ın yolundan alıkoymakla) zulmedenleri, (böyle bir inkârla da Allah’a, peygamberlere, meleklere, bütün mü’minlere ve hakka şahitlik eden onca varlığa karşı) haksızlıkta bulunanları Allah asla bağışlayacak değildir; onları (başka) bir yola iletecek de değildir,

 Bayraktar Bayraklı = (168-169) İnkâr edip zulme sapanlar var ya; Allah onları asla affedecek değildir. Onları içinde süreli kalacakları cehennem yolu hariç, başka bir yola iletecek de değildir. Bunu yapmak Allah için kolaydır.

 Bekir Sadak = (168-16) 9 Inkar edenleri ve zalimleri Allah suphesiz bagislamaz, onlari icinde temelli ve ebediyyen kalacaklari cehennem yolundan baska bir yola eristirmez. Bu, Allah'a kolaydir.

 Celal Yıldırım = (168-169) Şüphesiz ki inkâr edip küfre saplananları ve haksızlıkta bulunanları Allah bağışlayacak değildir ; onları Cehennem yolundan başka bir yola iletici de değildir. Orada ebediyen kalıcılardır. Bu da Allah'a göre pek kolaydır.

 Cemal Külünkoğlu = İnkâr edip zulmedenleri Allah ne bağışlayacak ne de (başka) bir yola iletecektir.

 Diyanet İşleri (eski) = (168-169) İnkar edenleri ve zalimleri Allah şüphesiz bağışlamaz, onları içinde temelli ve ebediyyen kalacakları cehennem yolundan başka bir yola eriştirmez. Bu, Allah'a kolaydır.

 Diyanet Vakfi = İnkâr edip zulmedenleri Allah asla bağışlayacak değildir. Onları (başka) bir yola iletecek de değildir.

 Edip Yüksel = İnkar edip zulmedenleri ALLAH ne bağışlayacak, ne de onlara bir yol gösterecektir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = (168-169) Şübhesiz küfredib haksızlık edenleri Allah mağfiret edecek değil, Cehennem yolundan başka bir yola çıkaracakda değil, onlar ebediyyen onda muhalled, bu da Allaha nazaran kolay bulunuyor

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (168-169) Şüphesiz küfredip haksızlık edenleri Allah bağışlayacak ve cehennem yolundan başka bir yola da çıkaracak değildir; orada sonsuza dek kalacaklardır. Bu da Allah için kolaydır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar, ne de doğru bir yola eriştirir.

 Gültekin Onan = Gerçek şu ki, kafirler ve zulmedenler, Tanrı onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir.

 Harun Yıldırım = Muhakkak ki küfürlerinde bilinçli olarak ısrar ederek zulmedenler var ya Allah onları bağışlamaz, onları doğru bir yola da iletmez.

 Hasan Basri Çantay = (168-169) Hakıykat, o inkâr edib kâfir olanlar ve zulm edenler (yok mu) Allah onları asla yarlığayacak değildir. Onları cehennemin yolundan başka bir yola da iletecek değildir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. Bu ise Allaha göre pek kolaydır.

 Hayrat Neşriyat = (168-169) Muhakkak ki inkâr edip (peygambere) zulmedenler yok mu, Allah onlara mağfiret edecek değildir; onları Cehennem yolundan başka bir yola erdirecek de değildir;(onlar) orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. Bu ise, Allah’a göre çok kolaydır.

 İbni Kesir = Muhakkak ki küfreden ve zulmedenleri Allah, bağışlayacak ve onları doğru yola iletecek değildir.

 Kadri Çelik = Küfre sapanlara ve zulmedenlere gelince, Allah şüphesiz onları bağışlamaz ve onları bir yola iletecek de değildir.

 Muhammed Esed = Hakikati inkar etmeye ve zulüm işlemeye şartlanmış olanları, Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yol göstermeyecektir;

 Mustafa İslamoğlu = Küfre gömülen ve zulümde direnenleri Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yol göstermeyecektir;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Filhakika o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve zulüm etmişlerdir, onlar için Allah Teâlâ mağfiret edecek değildir ve onları bir yola iletecek değildir.

 Ömer Öngüt = İnkâr edenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamaz. Onları (doğru) bir yola da iletmez.

 Şaban Piriş = Küfredenleri ve zulmedenleri Allah bağışlamamıştır. Onlara hiç bir yol göstermez.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz inkâr edenler ve zulmedenler (var ya); Allah onları asla bağışlayacak ve doğru yola iletecek değildir.

 Seyyid Kutub = Allah kafirleri ve zalimleri ne bağışlayacak ne de doğru yola iletecektir.

 Suat Yıldırım = (168-169) İnkâr edip zulmedenleri Allah affedecek değil. Onları cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değil. Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır. Bu da Allah’a göre çok kolaydır.

 Süleyman Ateş = O inkâr edip zulmedenler var ya, Allâh onları ne bağışlayacak, ne de yola iletecektir.

 Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki, küfredenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir;

 Ümit Şimşek = İnkâr edip zulmedenleri Allah ne bağışlar, ne de onlara bir yol gösterir.

 Yaşar Nuri Öztürk = İnkâr edip zulme sapanlar var ya, Allah onları affetmeyecek, onları hiçbir yola kılavuzlamayacaktır.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah’a ulaştıran Sıratı Mustakîm’e) hidayet edecek değildir.

 İlyas Yorulmaz = Allah’ın dinini inkar edenler ve (insanlarında inkar etmesi için) zulüm ve baskı yapanlar var ya, Allah onları asla bağışlamayacak ve doğru yola da eriştirmeyecek.