Önceki Ayet Sonraki Ayet  
4. Sûre Nisâ/167

 إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ وَصَدُّواْ عَن سَبِيلِ اللّهِ قَدْ ضَلُّواْ ضَلاَلاً بَعِيدًا

  İnnellezîne keferû ve saddû an sebîlillâhi kad dallû dalâlen baîdâ(baîden).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
ellezîne : onlar, ...olanlar
keferû : inkâr ettiler
ve saddû an : ve alıkoydular, engellediler, saptırdılar
sebîli : yol
allâhi : Allah
kad : olmuştur
dallû : saptılar
dalâlen : dalâlet
baîden : uzak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Kâfir olanlar ve halkı Allah yolundan çıkaranlarsa öylesine sapıtmışlardır ki tuttukları yol, doğru yoldan pek uzaktır.

 Abdullah Parlıyan = Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler ve başkalarını da Allah yolundan saptırmaya çalışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

 Adem Uğur = İnkâr eden ve (başkalarını da) Allah yolundan alıkoyanlar şüphesiz doğru yoldan çok uzaklaşmışlardır.

 Ahmed Hulusi = Hakikati inkâr edip insanları da Allâh yolundan engelleyenler, çok büyük sapma içindedirler.

 Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, insanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten, İslâmî hayatı yaşamaktan alıkoyanlar, İslâm’ı engelleme tedbirleri alanlar, tamamen başlarına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmiş olurlar.

 Ahmet Varol = İnkar eden ve insanları Allah'ın yolundan alıkoyanlar uzak bir sapıklığın içine düşmüşlerdir.

 Ali Bulaç = Şüphesiz, inkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar gerçekten uzak bir sapıklıkla sapmışlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Şüphesiz ki küfredip insanları Allah yolundan çevirenler, hakdan çok uzak bir sapıklıkla saptılar.

 Ali Ünal = Hâl böyle iken, (sana indirdiğimiz hakikatları) ret ve inkâr edenler ve başkalarını da Allah’ın yolundan alıkoyanlar, hiç şüphesiz haktan büsbütün sapıp gitmişlerdir.

 Bayraktar Bayraklı = İnkâr edip başkalarını da Allah yolundan çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Bekir Sadak = Inkar edenler, Allah yolundan alikoyanlar, suphesiz derin bir sapikliga sapmislardir.

 Celal Yıldırım = Doğrusu onlar ki inkâra sapıp (insanları) Allah yolundan alıkorlar ; (doğru yoldan) uzak bir sapıklıkla sapmışlardır.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz inkâr edip (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar, büyük bir sapıklığa dalmışlardır.

 Diyanet İşleri (eski) = İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmışlardır.

 Diyanet Vakfi = İnkâr eden ve (başkalarını da) Allah yolundan alıkoyanlar şüphesiz doğru yoldan çok uzaklaşmışlardır.

 Edip Yüksel = İnkar edenler ve ALLAH'ın yolundan alıkoyanlar tamamıyla sapıtmışlardır

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şübhesiz ki küfredib Allah yolundan men'edenler haktan sapdılar uzak sapdılar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphesiz inkara sapıp Allah yolundan alıkoyanlar, büyük bir sapıklığa dalmışlardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz inkâr edip, insanları Allah yolundan alıkoyanlar, derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Gültekin Onan = Şüphesiz, kafirler ve Tanrı yolundan alıkoyanlar gerçekten uzak bir sapıklıkla sapmışlardır.

 Harun Yıldırım = Muhakkak ki küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar gerçekten çok uzak bir sapıklıkla sapmışlardır.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat, o inkâr edip kâfir olanlar ve (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar şübhesiz (hakdan uzak) bir sapıklıkla sapmışlardır.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki inkâr edip (insanları) Allah yolundan men' edenler, gerçekten(haktan) uzak bir dalâlet ile sapmışlardır.

 İbni Kesir = Muhakkak ki küfredip insanları Allah yolundan alıkoyanlar, derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Kadri Çelik = Küfre sapanlar ve Allah yolundan alıkoyanlar, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmışlardır.

 Muhammed Esed = Hakikati inkar etmeye ve başkalarını Allah yolundan saptırmaya şartlanmış olanlar, derin bir sapıklık içindedirler.

 Mustafa İslamoğlu = İnkara sapan ve başkalarını Allah yolundan saptıranlara gelince: onlar derin bir sapıklığa gömülüp gitmişlerdir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Allah yolundan men edivermişlerdir, şüphe yok onlar pek uzak bir sapıklıkla sapıtmışlardır.

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki inkâr edip insanları Allah yolundan çevirenler, Hakk'tan çok uzak bir sapıklıkla saptılar.

 Şaban Piriş = Küfredenler ve Allah’ın yolundan saptıranlar, derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Seyyid Kutub = Kafir olup başkalarını da Allah yolundan alıkoyanlar, hiç kuşkusuz koyu bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Suat Yıldırım = Onlar ki inkâr eder ve başkalarını da Allah yolundan engellerler, işte onlar haktan büsbütün sapmışlardır.

 Süleyman Ateş = (Sana gelenleri) İnkâr edip Allâh yolundan menedenler, hakikaten uzak bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 Tefhim-ul Kuran = Şüphesiz, küfredenler ve Allah yolundan alıkoyanlar, gerçekten uzak bir sapıklıkla sapıtmışlardır.

 Ümit Şimşek = İnkâr eden ve insanları Allah yolundan alıkoyan kimseler, pek derin bir sapıklıkla sapıtıp gitmişlerdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = İnkâr edip Allah yolundan geri çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki inkâr edenler ve Allah’ın yolundan alıkoyanlar (saptırmış olanlar), (mürşidlerine ulaşmadıkları için) uzak bir dalâletle sapmışlardır.

 İlyas Yorulmaz = Allah’ın indirdiği gerçekleri inkar edenler ve Allah’ın yolundan yüz çevirenler, elbetteki çok uzak bir sapıklığa düşmüşlerdir.