Önceki Ayet Sonraki Ayet  
72. Sûre Cin/16

 وَأَلَّوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُم مَّاء غَدَقًا

  Ve en levistekâmû alât tarîkati le eskaynâhum mâen gadekâ(gadekan).

Kelime Karşılaştırma
ve en lev : ve eğer olsalardı
istekâmû : istikamet üzere oldular, belli bir yöneldiler
alâ et tarîkati : tarikata (Allah’a götüren) yola
le : elbette, mutlaka
eskaynâ-hum : onları suladık
mâen : mai, su, rahmet
gadekan : bol bol
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (16-17) Yine de ki: “Bana şöyle de vahyedildi: ‘Eğer yolda dosdoğru olurlarsa, mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız ki bununla onları imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve eğer yolda dosdoğru yürüselerdi onları bol bol suvarırdık elbette.

 Abdullah Parlıyan = Şayet o insanlar ve cinler doğru yolda gitmiş olsalardı, onlara bol bol rızık ve nimetler verirdik.

 Adem Uğur = Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik.

 Ahmed Hulusi = Gerçek şu ki, onlar tarikat (hakikatine giden yol) doğrultusunda yürüselerdi, elbette onlara bol bir su (marifet ve ilimle) suvarırdık.

 Ahmet Tekin = Şayet doğru, muhkem, güvenli yolda, İslâmî hayat tarzında, itaatte daim olsalardı, elbette onlara, gökten bol su indirir, yeryüzündeki kaynaklardan çağlayan sular akıtır, onları servete sâmâna boğardık.

 Ahmet Varol = Gerçek şu ki onlar yolda dosdoğru gitselerdi onlara bolca su verirdik.

 Ali Bulaç = Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer insanlar ve cinler, İslâm ve iman yolunda hep dosdoğru gitselerdi. Elbette biz onların hepsine bol bol su (rızık) verirdik.

 Ali Ünal = Eğer insanlar ve cinler Allah’ın yolu üzerinde dosdoğru yürüselerdi, hiç şüphesiz onlara bol yağmur verir, rızklarını bollaştırırdık.

 Bayraktar Bayraklı = (16-17) “Eğer doğru yolda yürüselerdi, onları onun içinde imtihan edelim diye bol su ile suvarırdık. Kim Rabbinin öğüdünden yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.”

 Bekir Sadak = (16-17) Ama dogru yola girmis olsalardi, onlari bu hususta denememiz icin onlara bol su icirirdik; kim Rabbini anmaktan yuz cevirirse, Rabbi onu gittikce artan bir azaba ugratir.

 Celal Yıldırım = (16-17) Eğer onlar o yolda dosdoğru gitselerdi, bununla denememiz için kendilerine bol su içirirdik. Kim Rabbini anmaktan yüzçevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sevkeder.

 Cemal Külünkoğlu = Eğer insanlar ve cinler, İslâm ve iman yolunda hep dosdoğru gitselerdi. Elbette biz onların hepsine bolca su (bereket ve rızık) verirdik.

 Diyanet İşleri (eski) = (16-17) Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.

 Diyanet Vakfi = (16-17) Şayet doğru yolda gitselerdi, bu hususta kendilerini denememiz için onlara bol su verirdik. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.

 Edip Yüksel = Doğru yola girselerdi onlara bol su verirdik.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve hakıkat o tarikat üzere istikametle gitselerdi elbette kendilerini bol bir su ile suvarırdık

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerini bol bir su ile suvarırdık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.

 Gültekin Onan = Eğer onlar (insanlar ve cinler) yol üzerinde 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

 Harun Yıldırım = Eğer o yol üzere dosdoğru gitselerdi elbette onlara bol bol su içirirdik,

 Hasan Basri Çantay = (Bana) şu hakıykat da (vahyedildi:) Eğer onlar o yol üzerinde dosdoğru gitselerdi elbette onlara bol su içirirdik.

 Hayrat Neşriyat = (Ey Habîbim!) Eğer (o kâfirler) o yolda (İslâm yolunda) dosdoğru gitselerdi, elbette onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık).

 İbni Kesir = Şayet onlar, yol üzerinde istikameti bulmuş olsalardı; onlara bol bol su içirirdik.

 Kadri Çelik = Eğer onlar (insanlar ve cinler hak) yol üzerinde dosdoğru bir istikamet tuttursalardı, mutlaka biz onları bol miktarda su ile suvarırdık.

 Muhammed Esed = Öyleyse, (bilin ki) onlar, (çağrımızı duyanlar,) şaşmadan (doğru) yoldan gidecek olurlarsa kendilerine sınırsız nimetler yağdıracağız,

 Mustafa İslamoğlu = İmdi, eğer onlar yolda doğru dürüst giderlerse, elbet Biz de onları bitimsiz bir suyla sularız;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer onlar, o yol üzerinde dosdoğru gitse idiler, elbette kendilerine bol bol su içirirdik.

 Ömer Öngüt = Resulüm! Eğer onlar yolda dosdoğru gitselerdi, onlara bol bol su verirdik.

 Şaban Piriş = Eğer doğru yolda yürüselerdi, onlara bol bol yağmur verirdik.

 Sadık Türkmen = “eğer onlar, doğru yol üzerinde şaşmadan gidecek olurlarsa, elbette onlara bol su/rızık vereceğiz”.

 Seyyid Kutub = Eğer onlar doğru yola girselerdi kendilerine gürül gürül su sunardık.

 Suat Yıldırım = Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Eğer insanlar ve cinler, Allah’ın yolunda dosdoğru yürüselerdi, onlara bol yağmur verir, rızıklarını bollaştırırdık.

 Süleyman Ateş = Şâyet yolda doğru gitselerdi onlara bol su verirdik (rızıklarını bollaştırırdık).

 Tefhim-ul Kuran = Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik.

 Ümit Şimşek = Eğer insanlar ve cinler doğru yolda gitselerdi, Biz onları bol bol yağmurla rızıklandırırdık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer yolda, kıvamında yürüselerdi, onları bol bir su ile suvarırdık,

 İskender Ali Mihr = Ve eğer onlar, tarikat üzere olarak (Allah’a) yönelselerdi, onları mutlaka bol su (rahmet) ile sulardık (bol bol rahmet ulaştırırdık) ki.

 İlyas Yorulmaz = Onlar dosdoğru bir yol takip etselerdi, o zaman onlara bol sulardan içirirdik.