Önceki Ayet Sonraki Ayet  
28. Sûre Kasas/16

 قَالَ رَبِّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي فَاغْفِرْ لِي فَغَفَرَ لَهُ إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

  Kâle rabbi innî zalemtu nefsî fagfirlî fe gafera lehu, innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

Kelime Karşılaştırma
kâle : dedi
rabbi : Rabbim
innî : muhakkak ben
zalemtu : zulmettim
nefsî : nefsim
fagfirlî (fe ıgfirlî) : artık beni mağfiret et
fe : o zaman, böylece
gafera lehu : onu bağışladı
inne-hu : muhakkak o
huve : o
el gafûru : mağfiret eden
er rahîmu : rahîm esmasıyla tecelli eden
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Mûsâ, “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet” dedi. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbim dedi, ben kendime zulmettim, sen yarlıga beni ve mabudu, onu yarlıgadı; şüphe yok ki o, suçları örter, rahîmdir.

 Abdullah Parlıyan = Ve “Ey Rabbim!” diye dua etti. “Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla.” Ve Allah da O'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.

 Adem Uğur = Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

 Ahmed Hulusi = "Rabbim! Doğrusu ben nefsime (hakikatime) zulmettim (kendimi beden dünyasına ait kabullenmekle), beni mağfiret et!" dedi (Musa). . . (Rabbi de) Onu mağfiret etti. Kesinlikle "HÛ" Ğafûr'dur, Rahıym'dir.

 Ahmet Tekin = Mûsâ:'Rabbim, bir insan öldürmekle kendime zulmettim, kendime haksızlık ettim. Beni bağışla' dedi. Allah Mûsâ’yı bağışladı, affetti. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.

 Ahmet Varol = 'Rabbim! Ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla!' dedi. (Allah) da onu bağışladı. Şüphesiz O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

 Ali Bulaç = Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla." Böylece (Allah) onu bağışladı. Şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.

 Ali Fikri Yavuz = Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

 Ali Ünal = (Hemen Allah’a yönelip,) “Rabbim,” dedi, “hiç şüphesiz kendime yazık ettim. Ne olur, beni bağışla!” Allah da O’nu bağışladı. Gerçekten Allah, günahları pek çok bağışlayandır, (bilhassa tevbe ile Kendisine yönelen mü’min kullarına karşı) hususî merhameti pek bol olandır.

 Bayraktar Bayraklı = Mûsâ, “Ey Rabbim! Kendime haksızlık ettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü Allah, bağışlayandır; çok merhamet edendir.

 Bekir Sadak = Musa: «Rabbim! Dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla» dedi. Allah da onu bagisladi. O, suphesiz bagislayandir, merhamet edendir.

 Celal Yıldırım = Musâ: «Ey Rabbim!» dedi, «doğrusu ben kendime haksızlık ettim; artık beni bağışla.» Bunun üzerine Rabbı onu bağışladı. Çünkü O, gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.

 Cemal Külünkoğlu = (Musa:) “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim. Beni affet!” diye dua etti. Allah da onu affetti. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 Diyanet İşleri (eski) = Musa: 'Rabbim! Doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla' dedi. Allah da onu bağışladı. O, şüphesiz bağışlayandır, merhamet edendir.

 Diyanet Vakfi = Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

 Edip Yüksel = Dedi ki: Rabbım; doğrusu kendime zulmettim. Bağışla beni. Bunun üzerine onu bağışladık. Muhakkak ki O'dur O; Gafur, Rahim.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ya rabb dedi: doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağrifetinle benim suçumu ört: o da mağrifet buyurdu, hakıkat o, öyle ğafur öyle rahîmdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey Rabbim, doğrusu ben kendime yazık ettim, artık bağışlamanla benim suçumu ört! dedi. O da onu bağışladı. Gerçekten O, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa, «Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!» dedi; Allah da, onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur.

 Gültekin Onan = Dedi ki: "Rabbim, gerçekten, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla" Böylece (Tanrı) onu bağışladı. Şüphesiz, O bağışlayandır, esirgeyendir.

 Harun Yıldırım = Musa: Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla dedi, Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.

 Hasan Basri Çantay = Dedi: «Rabbim, ben cidden kendime yazık etdim. Artık beni yarlığa». Bunun üzerine (Allah) onu yarlığadı. Çünkü O, çok yarlığayıcı, çok esirgeyici olanın ta kendisidir.

 Hayrat Neşriyat = (Mûsâ:) 'Rabbim! Doğrusu ben nefsime zulmettim; artık beni bağışla!' dedi. Bunun üzerine (Allah da) onu bağışladı. Çünki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak O’dur.

 İbni Kesir = Dedi ki: Rabbım; doğrusu kendime zulmettim. Bağışla beni. Bunun üzerine onu bağışladık. Muhakkak ki O'dur O; Gafur, Rahim.

 Kadri Çelik = Dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.” Böylece (Allah) onu bağışladı. Hiç şüphe yok O, bağışlayandır, esirgeyendir.

 Muhammed Esed = (Ve) "Ey Rabbim!" diye dua etti, "Ben kendime yazık ettim! Beni bağışla." Ve (Allah) da o'nu bağışladı. Çünkü O çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır.

 Mustafa İslamoğlu = (Ardından) "Rabbim!" dedi, "Ben kendime kötülük ettim! Ne olur beni affet!" Bunun üzerine Allah onu affetti: çünkü O, evet O'dur mutlak bağış sahibi, sonsuz merhametin kaynağı da O'dur.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Yarabbi! Ben şüphe yok ki, nefsime zulmettim, artık bana mağfiret buyur.» Bunun üzerine ona mağfiret buyurdu. Muhakkak ki, çok bağışlayan, çok merhamet buyuran O'dur, O.

 Ömer Öngüt = “Rabbim! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

 Şaban Piriş = Rabbim, ben kendime zulmettim, Beni bağışla dedi. Allah da onu bağışladı. Nitekim O, bağışlayan ve merhamet edendir.

 Sadık Türkmen = Dedi ki: “Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmettim, beni bağışla!” O da onu bağışladı. Çünkü O; çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

 Seyyid Kutub = Musa; «Rabb'im! Ben nefsime zulmettim, beni bağışla» dedi. Allah onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.

 Suat Yıldırım = "Ya Rabbî, ben kendime yazık ettim, affeyle beni?" dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O gafurdur, rahîmdir.

 Süleyman Ateş = "Rabbim, ben nefsime zulmettim, beni bağışla!" dedi. (Allâh) onu bağışladı. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

 Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Rabbim, gerçek şu ki, ben kendi nefsime zulmettim, artık beni bağışla.» Böylece (Allah) onu bağışladı. Hiç şüphe yok O, bağışlayandır, esirgeyendir.

 Ümit Şimşek = Musa 'Rabbim, ben kendime yazık ettim; Sen beni bağışla' dedi ve Rabbi onu bağışladı. Çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.

 İskender Ali Mihr = "Rabbim, ben nefsime zulmettim, artık beni mağfiret et." dedi. Böylece onu mağfiret etti. Muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).

 İlyas Yorulmaz = “Rabbim kendime zulmettim beni bağışla” diye dua etti. Rabbi onu bağışladı. Çünkü O bağışlayan ve merhamet edendir.