Önceki Ayet Sonraki Ayet  
12. Sûre Yûsuf/16

 وَجَاؤُواْ أَبَاهُمْ عِشَاء يَبْكُونَ

  Ve câû ebâhum işâen yebkûn(yebkûne).

Kelime Karşılaştırma
ve câû : ve geldiler
ebâ-hum : (onların) babaları
işâen : yatsı vakti
yebkûne : ağlıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Yûsuf’u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Akşam olunca ağlaya ağlaya babalarına gelmişlerdi.

 Abdullah Parlıyan = Ve akşam olunca, babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler.

 Adem Uğur = Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Ahmed Hulusi = Gecenin ilk saatlerinde, ağlayarak babalarına geldiler.

 Ahmet Tekin = Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Ahmet Varol = Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Ali Bulaç = Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.

 Ali Fikri Yavuz = Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.

 Ali Ünal = Akşam karanlığı çökünce ağlayarak babalarına geldiler.

 Bayraktar Bayraklı = Akşamleyin, ağlayarak babalarına geldiler.

 Bekir Sadak = (16-17) Aksam ustu aglayarak babalarina geldiklerinde: «Ey babamiz! Inan olsun biz yaris yapiyorduk; Yusuf'u esyamizin yanina birakmistik; bir kurt onu yedi. Her ne kadar dogru soyluyorsak da sen bize inanmazsin» dediler.

 Celal Yıldırım = (16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf'u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (sözlü)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.»

 Cemal Külünkoğlu = (Onlar, Yusuf'u kuyuya bıraktıktan sonra) yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler.

 Diyanet İşleri (eski) = (16-17) Akşam üstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: 'Ey babamız! İnan olsun biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın' dediler.

 Diyanet Vakfi = Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler.

 Edip Yüksel = Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bıraktılar ve yatsıleyin ağlıyarak babalarına geldiler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yatsı vaktinde ağlayarak babalarına geldiler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derken yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler.

 Gültekin Onan = Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.

 Harun Yıldırım = Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.

 Hasan Basri Çantay = Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler.

 Hayrat Neşriyat = Derken yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler.

 İbni Kesir = Akşam üstü ağlaya ağlaya babalarına geldiler.

 Kadri Çelik = Akşamüstü ağlayarak babalarına geldiler.

 Muhammed Esed = Ve akşam olunca babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler,

 Mustafa İslamoğlu = Derken akşam vakti babalarına ağlayarak geldiler:

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve babalarına yatsı vakti ağlar oldukları halde geldiler.

 Ömer Öngüt = Akşamleyin ağlayarak babalarının yanına geldiler.

 Şaban Piriş = Akşamleyin, ağlaşarak babalarına geldiler.

 Sadık Türkmen = Ve akşamleyin, ağlayarak babalarına geldiler.

 Seyyid Kutub = Akşam olunca ağlayarak babalarına geldiler.

 Suat Yıldırım = (16-17) Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki: "Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf’u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!"

 Süleyman Ateş = Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.

 Tefhim-ul Kuran = Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.

 Ümit Şimşek = Gece ağlayarak babalarına geldiler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Akşamdan sonra babalarına geldiler; ağlıyorlardı.

 İskender Ali Mihr = Ve babalarına yatsı vakti ağlayarak geldiler.

 İlyas Yorulmaz = Bir akşam vaktinde babalarına ağlayarak geldiler.