Önceki Ayet Sonraki Ayet  
7. Sûre A’râf/154

 وَلَمَّا سَكَتَ عَن مُّوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الأَلْوَاحَ وَفِي نُسْخَتِهَا هُدًى وَرَحْمَةٌ لِّلَّذِينَ هُمْ لِرَبِّهِمْ يَرْهَبُونَ

  Ve lemmâ sekete an mûsâl gadabu ehazel elvâh(elvâha), ve fî nushatihâ huden ve rahmetun lillezîne hum li rabbihim yerhebûn(yerhebûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lemmâ : olduğu zaman, olunca
sekete an : sakinleşti, sukûn buldu, yatıştı
mûsâ el gadabu : Musa (as)’ın öfkesi
ehaze el elvâhe : levhaları tuttu, aldı
ve fî nushati-hâ : ve onun nüshasında (sayfalarında) vardır
huden : hidayet
ve rahmetun : ve rahmet
li ellezîne : o kimseler için
hum : onlar
li rabbi-him : Rab’lerine (karşı), Rab’lerinden
yerhebûne : korkarlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Mûsâ’nın öfkesi dinince (attığı) levhaları aldı. Onların yazısında Rableri için korku duyanlara bir hidayet ve bir rahmet vardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Mûsâ'nın öfkesi yatışınca levihleri aldı. Tevrat'ın yazılı olduğu o levihlerde, hidâyet ve rahmet, Rablerinden korkanlara aittir diye de yazılmıştı.

 Abdullah Parlıyan = Ve öfkesi yatışınca Musa, üzerinde Rablerinden korkanlar için yol gösterici ve rahmet vaat eden öğretiler yazılı levhaları, bıraktığı yerden kaldırdı.

 Adem Uğur = Musa'nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet (haberi) vardı.

 Ahmed Hulusi = Musa'nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet (haberi) vardı.

 Ahmet Tekin = Mûsâ’nın öfkesi geçince, kutsal kitap sayfaları olan levhaları aldı. Levhalar’daki yazıda, Rablerinin azâbından dehşete düşenler, korkanlar için, hak yolu aydınlatan bilgiler ve rahmet konuları vardı.

 Ahmet Varol = Musa'nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onların içinde yazılanlarda Rabblerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardı.

 Ali Bulaç = Musa kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhalar'ı aldı. (Onlardan bir) Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" (yazılıydı.)

 Ali Fikri Yavuz = Mûsa’dan, öfke sönünce, levhaları aldı. Onların bir nüshasında; “- Rablerinden korkanlar için hidâyet ve mağfiret vardır.” yazılmıştı.

 Ali Ünal = Ne zaman ki öfke artık Musa’da susup tesirsiz hale geldi, o zaman O, (halkı arasında uygulamak üzere) Levhalar’ı aldı. O Levhalar’daki yazılarda, Rabbileri karşısında saygı ve korku ile ürperenler için bir hidayet ve rahmet vardı.

 Bayraktar Bayraklı = Öfkesi dinince, Mûsâ levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için yol gösterme ve rahmet vardı.

 Bekir Sadak = Musa, ofkesi yatisinca, bir nushasinda Rablerinden korkanlar icin dogru yol ve rahmet yazili olan levhalari aldi.

 Celal Yıldırım = Musa'nın öfkesi yatışınca, Levhaları koyduğu yerden aldı; onların bir nüshasında, Rablarından korkanlar için doğru yolu gösterir belgeler ve rahmet (yazılı) idi.

 Cemal Külünkoğlu = Musa'nın öfkesi yatışınca, levhaları koyduğu yerden aldı. Onların bir nüshasında, Rablerinden sakınanlar için doğru yolu gösterir belgeler ve rahmet (yazılı) idi.

 Diyanet İşleri (eski) = Musa, öfkesi yatışınca, bir nüshasında Rablerinden korkanlar için doğru yol ve rahmet yazılı olan levhaları aldı.

 Diyanet Vakfi = Musa'nın öfkesi dinince levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet (haberi) vardı.

 Edip Yüksel = Musa'nın sinirleri yatışınca levhaları aldı. Onda Rab'lerini sayanlar için bir yol gösterme ve rahmet yazılıydı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Vaktâki Musâdan gadab sustu, elvahı aldı ve onlardaki yazıda bir hidayet ve bir rahmet vardı, fakat öyle kimselere ki onlar sırf rabları için rehbet duyarlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Musa'nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda sırf Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa'nın öfkesi geçince levhaları aldı. Onlardaki yazıda, ancak Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı.

 Gültekin Onan = Musa kabaran öfkesi yatışınca Levhalar'ı aldı. (Onların bir) Nüshasında "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır" (yazılıydı)

 Harun Yıldırım = Musa sakinleşince levhaları aldı, onun nüshasında Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardır.

 Hasan Basri Çantay = Vaktaki Mûsâdan o öfke uzaklaşıb sükûn haasıl oldu, (bırakdığı) levhaları aldı. Onun bir nüshasında (şu da yazılı idi: «Sapıklıkdan kurtulub) hidâyet (e), (azâbdan sıyrılıb) rahmet (e kavuşmak) o kimselere mahsusdur ki onlar Rablerinden korkarlar».

 Hayrat Neşriyat = Nihâyet Mûsâ’nın öfkesi yatışınca, levhaları aldı. Onların (bir) nüshasında ise, o kimseler için bir hidâyet ve bir rahmet vardır ki, onlar Rablerinden korkarlar.

 İbni Kesir = Öfkesi dinip, sükun hasıl olunca; Musa levhaları aldı. Onlardaki nüshasında Rabblarından korkanlara hidayet ve rahmet vardı.

 Kadri Çelik = Musa'nın öfkesi yatışınca, (attığı) levhaları yerden aldı. Bu levhalarda rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı.

 Muhammed Esed = Ve öfkesi yatışınca, Musa, üzerinde Rablerinden korkanlar için yol gösterici, rahmet vaat eden öğretiler yazılı levhaları yerden kaldırdı.

 Mustafa İslamoğlu = Ve öfkesi yatışınca, Musa, üzerinde Rablerinin (sevgisini yitirmekten) korkanlara rehberlik eden ve rahmet vaad eden öğretiler yazılı levhaları aldı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Vaktâ ki, Mûsa'dan o öfke sükûnet buldu. Levhaları alıverdi ve onun nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidâyet ve bir rahmet olduğu yazılmış bulunuyordu.

 Ömer Öngüt = Musa'nın öfkesi geçtikten sonra levhaları aldı. Onların bir nüshasında: “Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardır. ” yazılmıştı.

 Şaban Piriş = Musa’nın kızgınlığı yatışınca levhaları aldı. Onların içinde Rabbinden korkanlar için yol gösteriş ve rahmet vardı.

 Sadık Türkmen = Musa’dan öfke gidip sakinleşince levhaları aldı, onların bir nüshasının içinde hidayet ve rahmet vardı; Rablerinden sakınanlar için.

 Seyyid Kutub = Musa'nın öfkesi yatışınca attığı levhaları yerden aldı. Bu levhalarda Rabblerinden korkanlar için doğru yolu gösteren, rahmet niteliğinde yazılar vardı.

 Suat Yıldırım = Mûsâ’nın öfkesi yatışınca, levhaları yerden aldı. Onlardaki yazıda, Rab’lerinden çekinenler için hidâyet ve rahmet vardı.

 Süleyman Ateş = Öfkesi dinince Mûsâ, levhaları aldı. Onlardaki yazıda Rablerinden korkanlar için yol gösterme ve rahmet vardı.

 Tefhim-ul Kuran = Musanın kabaran öfkesi (gazabı) yatışınca Levhalar'ı aldı. (Onlardan bir) Nüshasında «Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır» (yazılıydı.)

 Ümit Şimşek = Öfkesi geçtikten sonra Musa levhaları yerden aldı. Onlarda Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet yazılıydı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Öfke, Musa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı.

 İskender Ali Mihr = Ve Musa (A.S)’nın öfkesi yatışınca levhaları aldı. Onun (levhaların bir) nüshasında hidayet (Hakk’a hidayet, Allah’a ulaşma) vardır. Ve o, Rab’lerinden korkan kimseler için bir rahmettir.

 İlyas Yorulmaz = Musa nın kızgınlığı geçtikten sonra attığı, içerisinde Rablerinden korkanlar için yol gösterici ve insanlara yararlı (rahmet) olan, levhaları yerden topladı.