Önceki Ayet Sonraki Ayet  
70. Sûre Me’âric/15

 كَلَّا إِنَّهَا لَظَى

  Kellâ, innehâ lezâ.

Kelime Karşılaştırma
kellâ : hayır asla
inne-hâ : muhakkak ki o
lezâ : alev alev yanan ateş (cehennem)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (15-16) Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz cehennem, derileri kavurup çıkaran alevli ateştir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Fakat imkânı yok; şüphe yok ki cehennem alev alev yanmadadır.

 Abdullah Parlıyan = Ama hayır! Kurtulmak ne mümkün, onu alev saçan bir ateş beklemektedir.

 Adem Uğur = Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.

 Ahmed Hulusi = Hayır, asla! Muhakkak ki o Leza'dır (dumansız alev).

 Ahmet Tekin = Ne mümkün! Cehennem inkâr edenleri, suçluları yakarak alevlenmektedir.

 Ahmet Varol = Hayır. Doğrusu o şiddetle yanan bir ateştir.

 Ali Bulaç = Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:

 Ali Fikri Yavuz = Hayır (Allah onu azabdan kurtarmaz). Çünkü, o cehennem alevli bir ateştir.

 Ali Ünal = Ama ne mümkün! O, alev alev yanar bir ateştir,

 Bayraktar Bayraklı = Hayır, hayır; o cehennem, alevli bir ateştir.[675]

 Bekir Sadak = (15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir.

 Celal Yıldırım = Hayır (bu mümkün değil), doğrusu Cehennem alev alev köpürüp duran yerdir..

 Cemal Külünkoğlu = Hayır, (hiçbiri kabul edilmeyecek). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.

 Diyanet İşleri (eski) = (15-18) Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.

 Diyanet Vakfi = Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.

 Edip Yüksel = Hayır, o alevli ateştir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır, çünkü o salgın bir lezâ,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, çünkü o salgın alevli bir ateştir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır, o alevlenen bir ateştir.

 Gültekin Onan = Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.

 Harun Yıldırım = Hayır, hayır; doğrusu o alevli bir ateştir,

 Hasan Basri Çantay = Fakat ne mümkin! Çünkü o (ateş) (kâfirler için hazırlanmış) haalis alevdir,

 Hayrat Neşriyat = (15-16) Hayır! Çünki o (ateş), derileri kavurup soyan, şiddetli bir alevdir!

 İbni Kesir = Fakat ne mümkün, çünkü o; halis alevdir.

 Kadri Çelik = Hayır! (Böyle fidyeler kabul edilmez.) Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.

 Muhammed Esed = Ama hayır! (Onu bekleyen) tek şey alev saçan bir ateştir,

 Mustafa İslamoğlu = Fakat ne mümkün! (Onu bekleyen) dediğini çarpan tarifsiz bir alevdir;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (15-16) Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır.

 Ömer Öngüt = Fakat ne mümkün! O cehennem, alevlenen bir ateştir.

 Şaban Piriş = Asla, şüphesiz O, alev almıştır.

 Sadık Türkmen = Hayır hayır! Doğrusu o, alevlenen/yalın bir ateştir;

 Seyyid Kutub = Hayır! O alevden bir ateştir.

 Suat Yıldırım = Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir.

 Süleyman Ateş = Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.

 Tefhim-ul Kuran = Hayır; (böyle fidyeler kabul edilmez.) Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:

 Ümit Şimşek = Heyhat! O alev alev yanan ateştir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir.

 İskender Ali Mihr = Hayır, asla! Muhakkak ki o (kurtulmak istediği), alev alev yanan ateştir.

 İlyas Yorulmaz = Hayır, o tutuşmuş.