Önceki Ayet Sonraki Ayet  
79. Sûre Nâzi’ât/14

 فَإِذَا هُم بِالسَّاهِرَةِ

  Fe izâ hum bis sâhirati.

Kelime Karşılaştırma
fe : artık, işte
izâ : o zaman
hum : onlar
bi es sâhireti : sahirdirler, dirilişin ilk görme anındalar, yerin (toprağın) üstündedirler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken onlar dümdüz bir yerde toplanırlar.

 Abdullah Parlıyan = Derken onlar uyanmışlar ve hepsi birden bir düzlüktedirler.

 Adem Uğur = Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

 Ahmed Hulusi = Bir de bakarsın ki onlar geniş alandadırlar!

 Ahmet Tekin = Derhal, hepsi diri olarak meydanda-mahşerde sıradadır.

 Ahmet Varol = Birden onlar (dirilmiş halde) bir düzlük üzeredirler.

 Ali Bulaç = Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

 Ali Fikri Yavuz = Bir de bakarsın onlar hep kabirlerinden uyanmışlar, (bir araya toplanmışlar)...

 Ali Ünal = Bir de ne görsünler, o dümdüz (Mahşer) yerinde toplanıvermişler.

 Bayraktar Bayraklı = (13-14) Bu dönüş sadece bir seslenmeye bakar. Birden bire kendilerini mahşerde buluverirler.

 Bekir Sadak = Hepsi hemen bir duzluge dokulecektir.

 Celal Yıldırım = Bir de bakarsın (hepsi) uyanık olarak toprağın üstündeler.

 Cemal Külünkoğlu = Bir de (bakarsın onlar) kabirlerinden çıkmışlar (bir araya toplanmışlar).

 Diyanet İşleri (eski) = Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

 Diyanet Vakfi = Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.

 Edip Yüksel = Onlar uyanıvermişlerdir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bakarsın uyanmışlar hepsi meydandadır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = bir de bakarsın uyanmışlar, hepsi meydanda.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de bakarsın hepsi meydandadır.

 Gültekin Onan = Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

 Harun Yıldırım = Birden, toprağın üzerinde uyanmıştırlar.

 Hasan Basri Çantay = Ki o zaman onlar (görürsün ki) hemen (diri olarak) toprağın yüzündedirler.

 Hayrat Neşriyat = Bir de bakarsın ki onlar (dirilmiş olarak) meydanda (mahşer yerinde) olan kimselerdir!

 İbni Kesir = Ki o zaman, hepsi toprağın yüzüne dökülecektir.

 Kadri Çelik = Bir de bakarsın onlar, yerin üstündedirler.

 Muhammed Esed = işte o zaman (hakikati) anlayacaklar!

 Mustafa İslamoğlu = İşte o zaman onlar, faltaşı gibi açılmış gözlerle mahşer meydanında beliriverecek.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler.

 Ömer Öngüt = Bir de görürsün ki onlar (diri olarak) düz bir yerin yüzündedirler.

 Şaban Piriş = İşte o zaman onlar, hemen uyanacaktır.

 Sadık Türkmen = Onlar, derhal uyanırlar/kalkarlar!

 Seyyid Kutub = Hepsi hemen bir düzlüğe dökülecektir.

 Suat Yıldırım = (13-14) Fakat olay (zor değil,) bir tek emirden ibarettir. Bir anda mahşerde toplanıverirler!

 Süleyman Ateş = Hemen onlar uyanıklık alanındadırlar.

 Tefhim-ul Kuran = Bir de bakarsın ki, onlar, yerin üstündedirler.

 Ümit Şimşek = Kendilerini bir meydanda bulurlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bir anda hepsi uyanıp ortaya geliverir.

 İskender Ali Mihr = İşte o zaman onlar yerin (toprağın) üstündedirler.

 İlyas Yorulmaz = Biden bire onlar (yattıkları kabirlerden) uyanmışlardır.