Önceki Ayet Sonraki Ayet  
76. Sûre İnsan/14

 وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْلِيلًا

  Ve dâniyeten aleyhim zılâluhâ ve zullilet kutûfuhâ tezlîlâ(tezlîlen).

Kelime Karşılaştırma
ve dâniyeten : ve yakın
aleyhim : onların üzerine, onlara
zılâlu-hâ : onun gölgeleri
ve zullilet : ve zelil yapıldı, (kolay koparılması için) yaklaştırıldı
kutûfu-hâ : onun olgunlaşmış meyveleri
tezlîlen : zelil olarak, emre hazır olarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ağaçların gölgeleri, yakındır onlara ve meyveleri, adamakıllı râm olmuştur onlara.

 Abdullah Parlıyan = Cennet ağaçlarının gölgeleri onları kuşatmıştır. O ağaçların meyveleri kolay toplanacak şekilde onlara iyice yaklaştırılmıştır.

 Adem Uğur = (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

 Ahmed Hulusi = Onun gölgeleri üzerlerine yakın, onun devşirilenleri (marifetleri) ise boyun eğdirilmiş hâldedir.

 Ahmet Tekin = Üzerlerine Cennet gölgeleri sarkmıştır. Meyvelerin dallarından koparılarak yenilmesi oldukça kolaylaştırılmıştır.

 Ahmet Varol = Gölgeleri kendilerine yakındır. Devşirilecek meyveleri de eğdirildikçe eğdirilmiştir.

 Ali Bulaç = (Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

 Ali Fikri Yavuz = (O cennetteki ağaçların) gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyvaları da bol bol önlerine konmuştur.

 Ali Ünal = Ağaçlar üzerlerine gölge yapar ve salkım salkım meyveler, elleriyle koparacakları mesafeye kadar sarkar.

 Bayraktar Bayraklı = Cennetin gölgeleri üstlerine yaklaşmış, meyveleri de aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir.

 Bekir Sadak = Meyve agaclarinin golgeleri uzerlerine sarkmis ve onlarin koparilmasi kolaylastirilmistir.

 Celal Yıldırım = Cennet (ağaçlarının) gölgesi üzerlerine iyice sarkmış, meyveleri kolay toplanır şekilde onlara iyice yaklaştırılmıştır.

 Cemal Külünkoğlu = (Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri onların istifadelerine sunulur.

 Diyanet İşleri (eski) = Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır.

 Diyanet Vakfi = (Cennet ağaçlarının) gölgeleri, üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

 Edip Yüksel = Ağaçların gölgesi üzerlerine sarkmış ve meyveler yaklaştırılarak koparılmaları kolaylaştırılmıştır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Üzerlerine o Cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri mebzûl mebzûl önlerine konmuştur

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış ve devşirimleri (meyveleri) de bol bol önlerine konmuştur.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur.

 Gültekin Onan = (Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

 Harun Yıldırım = Gölgeleri, üzerlerine yakın olup, devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmıştır.

 Hasan Basri Çantay = Ve gölgeleri onlara yakın, meyveleri de emirlerine (her an ve her suretle) boyun eğdirilmiş olarak.

 Hayrat Neşriyat = (Cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine yakındır, meyveleri de (kolayca koparabilecekleri şekilde) iyice sarkıtılmıştır.

 İbni Kesir = Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış ve meyveleri de aşağı eğdirilmiştir.

 Kadri Çelik = (Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve onların devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

 Muhammed Esed = çünkü o (bahçe)nin (kutlu) gölgeleri başlarını örtecek ve meyve salkımları kolayca alınacak şekilde (yere doğru) sarkıtılacaktır.

 Mustafa İslamoğlu = zira cennetin (kutlu) gölgesi üzerlerine düşecek, oranın salkımları emre amade kılınacak.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onların üzerlerine (o cennetin) gölgeleri yakındır, meyveleri de kemal-i itaatle musahhar bulunmuştur.

 Ömer Öngüt = Meyve ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkmış, meyveleri de aşağıya eğdirildikçe eğdirilmiştir.

 Şaban Piriş = Ağaçların gölgeleri üzerlerine düşmüş, meyvelerini toplamak kolaylaştırılmıştır.

 Sadık Türkmen = (cennet ağaçlarının) gölgeleri üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.

 Seyyid Kutub = Ağaçların gölgeleyici saçakları başlarına yakın alçaklıkta ve meyvalarının devşirilmesi son derece kolay olur.

 Suat Yıldırım = Cennet ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar, meyveleri devşirmeleri pek kolay olur.

 Süleyman Ateş = Cennetin gölgeleri, üzerlerine yaklaşmış, meyvaları da aşağı eğdirildikçe eğdirilmiştir.

 Tefhim-ul Kuran = (Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve onların devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış.

 Ümit Şimşek = Cennet ağaçlarının gölgesi üzerlerine sarkmış, meyveleri ise hemen koparılacak gibi eğilmiştir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bahçenin gölgeleri üzerlerine eğilmiştir. Ve bahçenin meyveleri iyice yaklaştırılmşıtır.

 İskender Ali Mihr = Onun (ağaçlarının) gölgesi, onların üzerine yakındır. Ve onun (olgunlaşmış) meyveleri emre hazır olarak yaklaştırılmıştır.

 İlyas Yorulmaz = Orada gölgeleri onların üzerine sarkmış ve meyvelerini kendilerinin kopardığı eğilmiş ağaçlar var.