Önceki Ayet Sonraki Ayet  
30. Sûre Rûm/13

 وَلَمْ يَكُن لَّهُم مِّن شُرَكَائِهِمْ شُفَعَاء وَكَانُوا بِشُرَكَائِهِمْ كَافِرِينَ

  Ve lem yekun lehum min şurakâihim şufeâu ve kânû bi şurakâihim kâfirîn(kâfirîne).

Kelime Karşılaştırma
ve : ve
lem yekun : olmaz
lehum : onların
min : dan
şurekâi-him : onların ortakları, şirk koştukları
şufeâû : şefaat edenler
ve kânû : ve oldular
bi : ile
şurekâi-him : onların ortakları, şirk koştukları
kâfirîne : inkâr edenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onların, Allah’a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkâr ederler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara, Tanrı'ya ortak sandıkları şeylerden şefâat eden de olmaz ve onlar da Tanrı'ya şerik sandıkları şeylere kâfir olurlar.

 Abdullah Parlıyan = Çünkü Allah'a ortak koştukları putlarından, kendilerine hiçbir şefaatçi çıkmaz. Onlar o zaman ister istemez, ortaklarını inkâr edip reddederler.

 Adem Uğur = (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

 Ahmed Hulusi = Şirk koştuklarının şefaati olmadı; zira şirk koştuklarının geçersizliğini gördüler!

 Ahmet Tekin = İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koştukları varlıklardan kendilerine aracılar, şefaat edenler olmayacaktır. Zaten onlar ortak koşulduklarını da inkâr edeceklerdir.

 Ahmet Varol = Ortak koştuklarından kendilerine şefaatçiler olmaz ve ortak koştuklarını inkar ederler.

 Ali Bulaç = (Allah'a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını inkar ediyorlar.

 Ali Fikri Yavuz = Allah’dan başka ibadet ettikleri ortaklarından da kendilerine şefaatçılar bulunmaz. Onlar, Allah’a ortak koştuklarını da inkâr edeceklerdir.

 Ali Ünal = Dünyada Allah’a koştukları ortaklardan kendilerine tek bir şefaatçi çıkmamış, bunun da ötesinde, o ortaklarını orada ret ve inkâr etmişlerdir.

 Bayraktar Bayraklı = Allah'a koştukları ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçi çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

 Bekir Sadak = Kostuklari ortaklari artik sefaatcileri degildir; ortaklarini inkar ederler.

 Celal Yıldırım = (Allah'a) koştukları ortakları, onlar için hiç de şefaatçi değillerdir. Onlar (ister istemez o gün) o ortaklarını inkâr ve reddedip dururlar.

 Cemal Külünkoğlu = Onların, Allah'a koştukları ortaklardan kendilerine arka çıkan da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkâr edeceklerdir.

 Diyanet İşleri (eski) = Koştukları ortakları artık şefaatçileri değildir; ortaklarını inkar ederler.

 Diyanet Vakfi = (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

 Edip Yüksel = Koştukları ortaklarından da kendilerine şefaat eden hiç bir kimse çıkmaz; ortaklarını inkar ederler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Kendilerine şeriklerinden şefaat edenler de bulunmaz, şeriklerine hep kâfir olmuşlardır

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ortak koştuklarından kendilerine şefaat edenler de bulunmaz. Ortaklarını da inkar etmişlerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler.

 Gültekin Onan = (Tanrı'ya eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçı olan yoktur; onlar, ortaklarını inkar ediyorlar.

 Harun Yıldırım = (Allah'a koştukları) ortaklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmayacaktır. Zaten onlar, ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

 Hasan Basri Çantay = Ortaklarından da kendilerine şefâatcılar olmamışdır (olmayacakdır). Onlar ortaklarını da inkâr edeceklerdir.

 Hayrat Neşriyat = Ve (Allah’a koştukları) ortaklarından kendilerine şefâat eden kimseler olmaz; ve (o zaman onlar) ortaklarını da inkâr eden kimseler olurlar.

 İbni Kesir = Ortaklarından da kendilerine hiçbir şefaatçı olmayacaktır. Onlar ortaklarını da inkar edeceklerdir.

 Kadri Çelik = (Allah'a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını da inkâr etmektedirler.

 Muhammed Esed = çünkü Allah'a ortak koştukları varlıkların hiç birinden bir şefaat göremeyecekler, çünkü (o zaman) bizzat kendileri eski müşrikçe kuruntularını terk edeceklerdir.

 Mustafa İslamoğlu = zira ortak koştukları varlıkların hiç birinden bir şefaat göremeyecekler; oysa ki onlar ortak koştukları varlıklar yüzünden kafir olmuşlardı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve kendilerine şeriklerinden şefaat ediciler de bulunmuş olmayacaktır ve şeriklerini inkâr ediciler olmuş olacaklardır.

 Ömer Öngüt = Allah'a ortak koştukları şeylerden hiçbiri kendilerine şefaatçı olamaz. Zaten onlar ortaklarını da inkâr ederler.

 Şaban Piriş = Onların ortak koştuklarından kendilerine şefaat edecek kimse olmayacak ve ortaklarını da tanımayacaklardır.

 Sadık Türkmen = Allah’a koştukları ortaklardan, kendilerine şefaat (şahitlik) edenler de bulunmaz! Ve eski ortaklarını da inkâr eder/tanımazlar!

 Seyyid Kutub = Allah'a ortak koştuklarından kendilerine hiçbir şefaatçı çıkmaz. O zaman ortaklarını inkâr ederler.

 Suat Yıldırım = Ortaklarından kendilerine bir tek şefaatçi dahi bulunmaz, zaten onlar ortaklarını da reddedeceklerdir.

 Süleyman Ateş = (Allah'a) ortak (koştukları put)larından da kendilerine hiçbir şefâ'atçi çıkmaz. O zaman ortaklarını inkâr ederler.

 Tefhim-ul Kuran = (Allah'a eş koştukları) Ortaklarından kendilerine şefaatçi olan yoktur; onlar, ortaklarını da inkâr etmektedirler.

 Ümit Şimşek = Allah'a ortak koştukları şeylerden hiçbiri onlara şefaatçi olmamış, kendileri de o ortakları reddetmişlerdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Allah'a ortak tuttukları arasından, kendileri için şefaatçılar çıkmayacaktır. Kendi yandaşlarına nankörlük etmektedir onlar.

 İskender Ali Mihr = Ve (şirk koştukları) ortaklarından şefaatçileri olmaz. Ve (onlar o gün) ortaklarını inkâr edenlerdir.

 İlyas Yorulmaz = Onların ortaklarından hiçbir kimse ortalıklarda yoklar ki, onlara şefaat etsinler. Artık onlar da (o saatte kendilerine yardım edemeyen) ortaklarını reddedip inkâr ederler.