Önceki Ayet Sonraki Ayet  
59. Sûre Haşr/12

 لَئِنْ أُخْرِجُوا لَا يَخْرُجُونَ مَعَهُمْ وَلَئِن قُوتِلُوا لَا يَنصُرُونَهُمْ وَلَئِن نَّصَرُوهُمْ لَيُوَلُّنَّ الْأَدْبَارَ ثُمَّ لَا يُنصَرُونَ

  Le in uhricû lâ yahrucûne me’ahum ve le in kûtılû lâ yensurûnehum ve le in nesarûhum le yuvellunnel edbâr(edbâre), summe lâ yunsarûn(yunsarûne).

Kelime Karşılaştırma
le in : eğer gerçekten olursa
uhricû : çıkarıldılar
lâ yahrucûne : çıkmazlar
mea-hum : onlarla beraber
ve le in kûtılû : ve eğer gerçekten savaşsalar
lâ yansurûne-hum : onlara yardım etmezler
ve le in : ve eğer gerçekten olursa, olsa bile
nasarû-hum : onlara yardım ettiler
le yuvellu-enne : mutlaka dönerler (savaştan dönüp kaçarlar)
el edbâre : arkaları
summe : sonra
lâ yunsarûne : onlar yardım olunmazlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Andolsun, eğer (kardeşleri Medine’den) çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki çıkarılırlarsa yurtlarından onlarla berâber çıkmazlar ve andolsun ki savaşılırsa onlarla, yardım etmezler onlara ve andolsun ki yardım etseler bile artlarını dönüp kaçarlar mutlaka, sonra da onlara hiçbir kimse yardım etmez.

 Abdullah Parlıyan = Eğer o Yahudiler yurtlarından çıkarılırsa, andolsun ki münafıklar onlarla beraber çıkmazlar ve eğer onlarla savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardıma gitseler bile, dönüp kaçarlar, sonra da ne münafıklara, ne de Yahudilere hiçbir taraftan yardım olunmayacaktır.

 Adem Uğur = Andolsun, eğer onlar çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Ahmed Hulusi = Andolsun ki eğer onlar (yurtlarından) çıkarılsalar, onlarla birlikte çıkmazlar! Andolsun ki eğer onlarla savaşılsa, onlara yardım etmezler! Andolsun ki eğer onlara yardım etseler, mutlaka arkalarına dönüp kaçarlar! Sonra da yardım olunmazlar.

 Ahmet Tekin = Andolsun ki, eğer onlar yurtlarından çıkarılsalar, bunlar, onlarla beraber çıkmazlar. Savaşa girmiş olsalar, onlara yardım etmezler. Yardım etmek durumunda kalsalar, kesinlikle arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

 Ahmet Varol = Andolsun ki onlar çıkarılırlarsa (münafıklar) onlarla beraber çıkmazlar ve onlara karşı savaşılırsa kendilerine yardım etmezler. Yardım etseler bile, muhakkak arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra da kendilerine yardım edilmez.

 Ali Bulaç = Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

 Ali Fikri Yavuz = Yemin olsun ki (Medine’deki Yahudî Benî Kurayze kabilesi) eğer çıkarılırsa, (münafıklar) onlarla beraber çıkmazlar; ve eğer onlara savaş açılırsa, onlara yardım etmezler. Bilfarz onlara yardım edecek olsalar, (bozguna uğrayarak) arkalarına dönerler. Sonra (Allah onları helâk eder de artık) kurtarılmazlar.

 Ali Ünal = Çünkü hiç şüphe etmeyin ki, eğer o (yahudiler şehirden) çıkarılacak olurlarsa, onlarla birlikte çıkmazlar; onlara savaş açılırsa, asla kendilerine yardım etmezler; yardım etmeye kalksalar bile arkalarını dönüp kaçarlar ve (bu açık ihanetlerinden dolayı cezalandırılırlar da), herhangi bir yerden kesinlikle yardım görmezler.

 Bayraktar Bayraklı = Kitap ehlinin kâfirleri yurtlarından çıkarılsalar, münafıklar onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlarla savaşırlarsa onlara yardım etmezler. Onlara yardım etmeye çalışsalar bile arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra yardım da görmezler.

 Bekir Sadak = Onlar cikarilmis olsalar, and olsun ki, onlarla beraber cikmazlar; savasa tutusmus olsalar, and olsun ki, onlara yardima kosmazlar; onlara yardima gitseler, mutlaka geri donup kacarlar, sonra yardim da gormezler.

 Celal Yıldırım = Eğer (o küfre sapan kitap ehli, yurtlarından) çıkarılsa, and olsun ki münafıklar onlarla beraber çıkmazlar ve eğer onlarla savaşılırsa, yardım etmezler. Yardıma gitseler bile dönüp kaçarlar; sonra yardım da görmezler.

 Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, eğer (kardeşleri olan Nadiroğulları Medine'den) çıkarılsalar (bile bunlar) onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlarla savaşılsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra (Allah onları helak eder ve) kendilerine (kimse tarafından) da yardım edilmez.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlar çıkarılmış olsalar, and olsun ki, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, and olsun ki, onlara yardıma koşmazlar; onlara yardıma gitseler, mutlaka geri dönüp kaçarlar, sonra yardım da görmezler.

 Diyanet Vakfi = Andolsun, eğer onlar çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Edip Yüksel = Doğrusu, onlar çıkarılsalar, onlarla birlikte çıkmazlar. Onlarla savaşılırsa, onları desteklemezler. Destekleseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra yardım görmezler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için eğer çıkarılırlarsa onlarla beraber çıkmazlar ve eğer kıtal yapılırsa onlara yardım etmezler ve şayed yardım edecek olsalar mutlak arkalarına dönerler, sonra da kurtarılmazlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki eğer çıkarılırsalar, onlarla birlikte çıkmazlar, eğer onlara savaş açılırsa onlara yardım etmezler; yardım edecek olsalar bile mutlaka arkalarını döner (kaçarlar). Sonra da kurtarılmazlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun eğer onlar, çıkarılırsalar, onlarla beraber çıkmazlar; savaşa tutuşmuş olsalar, onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Gültekin Onan = Andolsun, (yurtlarından) çıkarılacak olurlarsa onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

 Harun Yıldırım = Çıkarılacak olsalar onlarla çıkmazlar. Onlara karşı savaşılsa, kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile geri dönüpkaçarlar. Sonra da kendilerine yardım edilmez.

 Hasan Basri Çantay = Andolsun ki onlar çıkarılacak olurlarsa (bu münafıklar) onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlar muhaarebeye tutulurlarsa bunlar onlara yardım da etmezler. (Bilfarz) onlara yardım etseler bile, andolsun ki, mutlakaa arkalarına dönerler. Sonra da kendileri yardım (a mazhar) edilmezler.

 Hayrat Neşriyat = And olsun, eğer (o kâfirler yurtlarından) çıkarılsalar, (bu münâfıklar) onlarla berâber çıkmazlar! Ve eğer gerçekten onlarla savaşılırsa, onlara yardım etmezler; hem onlara yardım etseler bile, muhakkak (en ufak bir zorlukta) arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra yardım olunmazlar.

 İbni Kesir = Andolsun ki; eğer onlar çıkarılsalar; onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlara savaş açılırsa; yardım etmezler. Yardıma gitseler bile; mutlaka gerisin geri dönerler. Sonra da kendileri yardım görmezler.

 Kadri Çelik = Şüphesiz onlar sürülüp çıkarılacak olurlarsa, kendileri onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.

 Muhammed Esed = (çünkü) eğer (kendilerine karşı taahhüt altına girdikleri) o kimseler gerçekten sürülürlerse onlarla birlikte gitmezler; ve onlara savaş açıldığında yardımlarına gelmezler; yardım et(meye çalış)salar bile sonra arkalarını dön(üp kaç)arlar ve sonunda (kendileri de) bir yardım görmezler.

 Mustafa İslamoğlu = Eğer onlar çıkarılsalar, berikiler onlarla beraber çıkmazlar; onlara karşı savaş açılacak olsa yardım etmezler; tut ki yardım ettiler, sonunda arkalarını dönüp kaçarlar da, kimseden de yardım alamazlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki eğer çıkarılmış olsalar, onlar ile beraber çıkmazlar ve eğer katlolunacak olsalar onlara yardım etmezler ve şâyet onlara yardım etmiş olsalar elbette arkalarına dönüverirler, sonra yardım olunmazlar.

 Ömer Öngüt = Andolsun ki eğer onlar çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar. Savaşa tutuşmuş olsalar onlara yardım etmezler, yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Şaban Piriş = Eğer onlar çıkarılırlarsa, onlarla çıkmazlar. Eğer onlara savaş açılırsa, onlara yardım etmezler. Onlara yardıma gitseler bile arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra da kendileri yardım görmezler.

 Sadık Türkmen = Andolsun, eğer (yoldaşları Medine’den) çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile, andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Seyyid Kutub = Andolsun eğer onlar, çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılsa onlara yardım etmezler, yardım etseler bile arkalarına dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Suat Yıldırım = Çünkü, o Yahudiler yurtlarından çıkarılırsa, bu münafıklar onlarla beraber çıkmazlar ve eğer kendilerine savaş açılırsa onlara yardım etmezler. Eğer yardım etseler bile (müminlerin karşısında dayanamayarak) arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra Allah onları helâk eder de artık kurtarılmazlar.

 Süleyman Ateş = Andolsun eğer onlar, çıkarılsalar, (bunlar) onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılsa onlara yardım etmezler; yardım etseler bile arkalar(ın)a dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun, onlar sürülüp çıkarılacak olurlarsa, kendileri onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşılırsa da kendilerine yardımda bulunmazlar; yardım etseler bile (arkalarına) dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.

 Ümit Şimşek = Onlar yurtlarından çıkarılacak olsa, onlarla beraber çıkmazlar. Onlara savaş açılsa yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile arkalarını dönüp kaçarlar; sonra kendileri de kimseden yardım görmezler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer çıkarılsalar onlarla beraber çıkmazlar; eğer savaşa maruz bırakılsalar onlara yardım etmezler; yardım etmeye kalksalar da mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar. Sonunda kendilerine de yardım edilmez.

 İskender Ali Mihr = Eğer gerçekten (yurtlarından) çıkarılsalar, onlarla beraber çıkmazlar. Ve eğer gerçekten savaşsalar, onlara yardım etmezler. Ve gerçekten onlara yardım etseler bile, mutlaka arkalarını dönerler (savaştan kaçarlar). Sonra onlar yardım olunmazlar.

 İlyas Yorulmaz = Eğer onlar yurtlarından çıkartılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlara savaş açılırsa, onlara yardım etmezler. O iki yüzlüler onlara yardım etse dahi, savaşın içinde arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da edilmez.