Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/115

 وَنَجَّيْنَاهُمَا وَقَوْمَهُمَا مِنَ الْكَرْبِ الْعَظِيمِ

  Ve necceynâ humâ ve kavme humâ minel kerbil azîm(azîmi).

Kelime Karşılaştırma
ve necceynâ-humâ : ve ikisini kurtardık
ve kavme-humâ : ve ikisinin kavmi
min : dan
el kerbi el azîmi : büyük üzüntü
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İkisini ve kavimlerini, büyük bir sıkıntıdan kurtardık.

 Abdullah Parlıyan = O ikisini ve kavimlerini, büyük bir felaket olan Firavuna kölelikten kurtardık.

 Adem Uğur = Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Ahmed Hulusi = O ikisini ve onların kavimlerini aziym tasadan kurtardık.

 Ahmet Tekin = Onları ve kavimlerini, büyük sıkıntılardan, kölelik felâketinden kurtardık.

 Ahmet Varol = Onları da kavimlerini de o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Ali Bulaç = Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

 Ali Fikri Yavuz = Hem kendilerini, hem (kendilerine iman eden) kavimlerini o büyük felâketten, (suda boğulmaktan) kurtardık.

 Ali Ünal = Her ikisini de, onların halkını da o dehşetli (kölelik ve işkence) musibetinden kurtardık.

 Bayraktar Bayraklı = O ikisini ve kavimlerini, o büyük felaketten kurtardık.

 Bekir Sadak = Ikisini ve milletlerini buyuk bir sikintidan kurtarmistik.

 Celal Yıldırım = İkisini de, milletlerini de büyük bir sıkıntı ve üzüntüden kurtardık.

 Cemal Külünkoğlu = İkisini ve kavimlerini, büyük bir sıkıntıdan kurtardık.

 Diyanet İşleri (eski) = İkisini ve milletlerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Diyanet Vakfi = Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Edip Yüksel = İkisini ve halklarını o büyük felaketten kurtardık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem kendilerini ve kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Gültekin Onan = Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

 Harun Yıldırım = Onları ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Hasan Basri Çantay = Hem onlar, hem kavmlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Hayrat Neşriyat = Çünki kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan (Fir'avun’un işkencesinden)kurtardık.

 İbni Kesir = O ikisini de, kavimlerini de büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Kadri Çelik = Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

 Muhammed Esed = onları ve kavimlerini büyük bir (kölelik) felaket(in)den kurtardık,

 Mustafa İslamoğlu = o ikisini ve onların kavmini büyük bir musibetten kurtarmıştık;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (114-115) Andolsun ki, Mûsa ve Harun üzerine de ihsanda bulunduk. Ve ikisini de ve kavimlerini de pek büyük bir gamdan kurtardık.

 Ömer Öngüt = Hem onları hem kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Şaban Piriş = O ikisini ve kavimlerini büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştık.

 Sadık Türkmen = O ikisini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Seyyid Kutub = Onları ve kavimlerini büyük sıkıntılardan kurtardık.

 Suat Yıldırım = Onları da, milletlerini de müthiş bir gaileden kurtardık.

 Süleyman Ateş = Onları ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık.

 Tefhim-ul Kuran = Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.

 Ümit Şimşek = Her ikisini ve kavmini o büyük dertten kurtardık.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onları ve toplumlarını büyük sıkıntıdan kurtardık.

 İskender Ali Mihr = Ve ikisini ve onların kavimlerini kerbil azîmden (büyük üzüntüden) kurtardık.

 İlyas Yorulmaz = İkisini ve kavimlerini büyük bir beladan kurtardık.