Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/111

 وَإِنْ أَدْرِي لَعَلَّهُ فِتْنَةٌ لَّكُمْ وَمَتَاعٌ إِلَى حِينٍ

  Ve in edrî leallehu fitnetun lekum ve metâun ilâ hîn(hînin).

Kelime Karşılaştırma
ve in edrî : ve eğer bilsem (bilmiyorum)
lealle-hu : umulur ki o, belki o
fitnetun : bir fitnedir, bir imtihandır
lekum : size, sizin için
ve metâun : ve bir metadır, faydalanmadır
ilâ hînin : bir zamana kadar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Bilmem! Belki bu (mühlet) sizin için bir imtihan ve bir vakte kadar yararlanmadır.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bildirdiğim, sizi bir sınama ve bir zamana dek geçindirme de olabilir, onu da bilmem ben.

 Abdullah Parlıyan = Bilmiyorum belki de, azabın ertelenmesi sizi denemek içindir veya Allah'ın acımasından dolayı yapılmış bir geciktirilmedir.

 Adem Uğur = Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.

 Ahmed Hulusi = "Bilmiyorum, belki de süre tanınması sizin için bir denemedir (kendinizin ne olduğunu bizzat yaşayıp görmeniz için) ve sınırlı bir yararlanmadır. "

 Ahmet Tekin = 'Belki cezanın tehiri sizin için ağır bir imtihan sebebidir, belki de bir vakte kadar daha dünya nimetlerinden faydalanmadır, bir mühlettir, bilmiyorum.'

 Ahmet Varol = Bilemem, belki bu [14] sizin için bir imtihan ve belli bir süreye kadar bir yararlandırmadır.'

 Ali Bulaç = "Bilemem; belki bu (sürenin açıklanmaması), sizin için bir (fitne) denemedir, (belki de) belli bir vakte kadar yararlanma (meta)dır."

 Ali Fikri Yavuz = Bilmem, belki bu ceza vaadinin uzaması, sizin için bir belâdır ve bir zamana kadar faydalanmadır.”

 Ali Ünal = “Ne bileyim, size tanınan süre belki sizin için bir imtihandır ve hayattan biraz daha yararlanmanız, hakkınızdaki hükmün de tamamlanması için bir ertelemedir.”

 Bayraktar Bayraklı = “Bilmem, belki de o azabın ertelenmesi, sizi sınamak ve bir süreye kadar yaşatmak içindir.”

 Bekir Sadak = «ilmem; belki bu gecikme sizi denemek ve bir sureye kadar gecindirmek icindir.»

 Celal Yıldırım = Bu (tehdîd edilen şeyin) geciktirilmesi sizin için bir sınav ve belki bir süreye kadar geçindirmek için midir bilmiyorum.

 Cemal Külünkoğlu = “Bilmiyorum! Belki bu (hesap gününün gecikmesi) sizin için bir imtihan ve bir vakte kadar yararlanmadır.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Bilmem; belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir.'

 Diyanet Vakfi = Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.

 Edip Yüksel = 'Hiç bilmiyorum; belki sizin için bir test ve belli bir süreye kadar bir hoşlanma vesilesi olur.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve bilmem belki bu (mühlet) sizin için bir imtihan ve vakta kadar bir istifadedir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bilmem belki bu (gecikme) sizin için bir imtihan ve bir süreye kadar faydalanmak içindir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bilmem belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir.

 Gültekin Onan = "Bilemem belki bu (sürenin açıklanmaması), sizin için bir (fitne) denemedir, (belki de) belli bir vakte kadar yararlanma (meta)dır."

 Harun Yıldırım = Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkânlardan) faydalandırmak içindir.

 Hasan Basri Çantay = «Ben bilmem. Belki bu (mühlet) sizin için bir imtihandır, bir zamana kadar bir fâidelenmedir, (bir geçinmedir)».

 Hayrat Neşriyat = 'Bilmem, belki de bu (azâbın te’hîr edilmesi), sizin için bir imtihan ve bir zamâna kadar bir faydalanmadır.'

 İbni Kesir = Bilmem. Belki bu, sizin için bir deneme ve bir süreye kadar yararlanmadır.

 Kadri Çelik = “Bilemem; belki bu (azabın ertelenmesi), sizin için bir sınamadır ve belli bir vakte kadar yararlanmadır.”

 Muhammed Esed = Ve (bana gelince, Hesap Günü'ndeki) bu (gecikmenin) sizin için bir sınama mı, yoksa bir süreye kadar (merhameten yapılmış) bir erteleme mi olduğunu ben bilemem."

 Mustafa İslamoğlu = Ama ben; (bu ertelemenin) sizin için bir sınama ve kısa süreliğine verilmiş bir mühlet olup olmadığını herhalde bilemem."

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve ben bilmem, belki o (mühlet verilmesi) sizin için bir imtihandır ve bir müddete kadar bir istifadedir.»

 Ömer Öngüt = Bilmiyorum, belki de bu (azabın ertelenmesi) sizi denemek ve bir süreye kadar sizi yaşatıp barındırmak içindir.

 Şaban Piriş = Bilemem, belki bu sizi denemek ve bir süreye kadar faydalandırmak içindir.

 Sadık Türkmen = Bilemem, belki de o (size verilen süre); sizin için bir açığa çıkarılma ve bir süreye kadar faydalanma/geçimlik içindir.”

 Seyyid Kutub = Bilemem; belki de azabınızın ertelenmesi sizin sınavdan geçirilmeniz ve belirli bir sürenin sonuna kadar dünya nimetlerinden yararlandırılmanız içindir.

 Suat Yıldırım = "Ne bileyim, belki de bu mühlet sizin için bir imtihandır ve hayattan biraz daha yararlandırma için yapılan bir ertelemedir."

 Süleyman Ateş = "Bilmem belki de o (azâbın ertelenmesi) sizi denemek ve bir süreye kadar yaşatmak içindir"

 Tefhim-ul Kuran = Bilmem, belki bu ceza vaadinin uzaması, sizin için bir belâdır ve bir zamana kadar faydalanmadır.”

 Ümit Şimşek = Size verilen mühlet bir sınama mı, yoksa belirli bir zamana kadar size tanınmış bir fırsat mı; onu da bilmiyorum.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bilmiyorum, belki de o, sizin için bir fitnedir. Belirli bir süreye kadar bir nimetlendirmedir.

 İskender Ali Mihr = Eğer bilsem (bilmiyorum), belki de o (erteleme), sizin için bir imtihandır. Ve belli bir zamana kadar bir meta (faydalanma)dır.

 İlyas Yorulmaz = “Allah’ın belirlemiş olduğu vaktin, sizin için bir imtihan mı, yoksa size yaşamanız için verilmiş belli bir süremidir, ben onu da bilemem. ”