Önceki Ayet Sonraki Ayet  
69. Sûre Hâkka/11

 إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ

  İnnâ lemmâ tagal mâu hamelnâkum fîl câriyeh(câriyeti).

Kelime Karşılaştırma
innâ : muhakkak ki biz
lemmâ : olduğu zaman
taga : taştı
el mâu : su
hamelnâ-kum : sizi taşıdık
: içinde
el câriyeti : akıp giden, gemi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (11-12) Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki akıp giden gemide taşıdık sizi sular köpürüp coşunca.

 Abdullah Parlıyan = Ve bakın sizin atalarınızı Nuh tufanının suları bütün bentleri aşıp patladığında o akıp giden gemi ile biz taşıdık

 Adem Uğur = Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki o su, kontrol dışı yükseldiğinde, sizi akıp gidenin içinde biz taşıdık!

 Ahmet Tekin = Doğrusu, sular kabarınca, sizi gemilerde biz taşıdık.

 Ahmet Varol = Su kabardığında biz sizi akıp giden gemide taşıdık.

 Ali Bulaç = Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık;

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, (Nûh zamanında) su taştığı vakit, sizi (varlığınıza sebep olan atalarınızı) gemide biz taşıdık;

 Ali Ünal = Şurası bir gerçek ki, (Nuh Tufanı’nda) sular her tarafı kaplayınca sizi(n inanmış atalarınızı) o azgın sular üzerinde akıp giden Gemi’de Biz taşıdık.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz, su bastığı zaman sizi gemide biz taşıdık.

 Bekir Sadak = (11-12) Su tastigi vakit, size bir ibret olmak uzere, anlayisli kulaklar anlasin diye suzulen gemide, sizi Biz tasimisizdir.

 Celal Yıldırım = (11-12) Doğrusu biz, su iyice kabarıp taştığında size ibret ve öğüt kılmamız için ve anlayabilen kulaklar anlasın diye sizi yüzüp giden gemide taşıdık.

 Cemal Külünkoğlu = (Nuh tufanında) sular taştığı vakit, (onların nesilleri olan) sizi akıp giden (gemi)de biz taşıdık.

 Diyanet İşleri (eski) = (11-12) Su taştığı vakit, size bir ibret olmak üzere, anlayışlı kulaklar anlasın diye süzülen gemide, sizi Biz taşımışızdır.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz, su bastığı vakit sizi gemide biz taşıdık;

 Edip Yüksel = Su taşınca sizi akıp giden (sal) üzerinde taşımıştık.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Halbuki biz o su tuğyan ettiği vakıt sizi akan gemide taşıdık

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Oysa Biz, o su kabardığı zaman sizi akan gemide taşıdık.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık.

 Gültekin Onan = Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık.

 Harun Yıldırım = Gerçek şu ki su kabarınca, sizleri gemide biz taşıdık.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat, (her yanı) su basdığı (mu'tâd haddini aşdığı) zaman sizi gemide biz taşıdık.

 Hayrat Neşriyat = (Nûh tûfânında her tarafı) su bastığında, şübhesiz ki biz sizi akıp giden (gemi)de taşıdık.

 İbni Kesir = Gerçekten su bastığı zaman sizi; Biz, taşıdık gemide.

 Kadri Çelik = Şüphesiz su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık.

 Muhammed Esed = (Ve) bakın: (Nuh tufanının) suları bütün bentleri aşıp patladığında sizi o gemi ile Biz (güvenli bölgelere) taşıdık,

 Mustafa İslamoğlu = Şüphesiz o su çığrından çıkıp tuğyan ettiğinde sizi gemide taşıyan Bizdik;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Şüphe yok ki, su taştığı zaman sizi o akan gemiye Biz yükledik. Onu (o necâtı) sizin için bir ibret kılmamız için ve hıfzeden kulakların onu anlamaları için (öyle yaptık).

 Ömer Öngüt = Su iyice kabarıp taştığı vakit, şüphesiz ki yüzüp giden gemide sizi biz taşıdık.

 Şaban Piriş = Sular taştığı zaman sizi gemide biz taşıdık.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, (Nuh tufanı sırasında) su azıp köpürdüğü/taştığı zaman sizi, o akıp gidenin içinde taşıdık.

 Seyyid Kutub = Sular kabarınca biz sizi akıp giden (gemide) taşıdık ki;

 Suat Yıldırım = (11-12) Unutmayın ki Nûh zamanında, sular taştığı vakit, sizi (varlığınıza vesile olan atalarınızı) emniyetli gemide Biz taşımıştık! Onu sizin için hem bir ibret vesilesi kılalım, hem de can kulağı ile dinleyip ders alanlar iyice bellesinler diye böyle yapmıştık.

 Süleyman Ateş = Su(lar) kabarınca biz sizi, akıp giden (gemi)de taşıdık.

 Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki, su taştığı zaman, o gemide biz sizi taşıdık:

 Ümit Şimşek = Sular taştığında sizi gemiye bindirdik:

 Yaşar Nuri Öztürk = Su azıp köpürdüğünde, biz sizi o akıp gidende taşıdık,

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki (tufanda) su taştığı zaman, sizi (akıp giden) gemide Biz taşıdık.

 İlyas Yorulmaz = Su taşıp her tarafı kapladığında, biz sizi gemilerle taşımıştık.