Önceki Ayet Sonraki Ayet  
7. Sûre A’râf/105

 حَقِيقٌ عَلَى أَن لاَّ أَقُولَ عَلَى اللّهِ إِلاَّ الْحَقَّ قَدْ جِئْتُكُم بِبَيِّنَةٍ مِّن رَّبِّكُمْ فَأَرْسِلْ مَعِيَ بَنِي إِسْرَائِيلَ

  Hakîkun alâ en lâ ekûle alâllâhi illâl hakk(hakka), kad ci’tukum bi beyyinetin min rabbikum fe ersil maiye benî isrâîl(isrâîle).

Kelime Karşılaştırma
hakîkun : doğru olan, gerçek olan, hak olan
alâ : üzerine, ...’a
en lâ ekûle : (benim) söylemememdir
alâ allahi : Allah’a karşı
illâ el hakka : haktan başka
kad : olmuştu
ci’tu-kum : size geldim
bi beyyinetin : beyyine ile, açık delil ile, mucize ile
min rabbi-kum : Rabbinizden
fe ersil : artık gönder
maiye : benim ile beraber
benî isrâîle : İsrailoğulları
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bana, Allah’a karşı sadece gerçeği söylemem yaraşır. Ben size Rabbinizden açık bir delil (mucize) getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Allah hakkında ancak gerçek sözü söylemem borçtur bana. Rabbinizden apaçık bir delille geldim size, İsrailoğullarını benimle gönder.

 Abdullah Parlıyan = Bana düşen, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylememektir. İşte sizin Rabbinizden apaçık delillerle çıkıp geldim. Öyleyse esir olarak muamele ettiğin İsrailoğullarını bırak, benimle beraber gönder de, bu zulümden kurtulmuş olsunlar.

 Adem Uğur = Allah hakkında gerçekten başkasını söylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim; artık İsrailoğullarını benimle bırak!"

 Ahmed Hulusi = "Allâh üzerine Hak olmayanı söylememek, benim üzerime hakiki bir borçtur. . . Gerçekten ben size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. . . (O hâlde) İsrailoğullarını benimle beraber gönder!"

 Ahmet Tekin = 'İlk görevim, Allah adına haktan, doğrudan başka birşey söylemememdir. Rabbinizden size açık hak deliller, mûcizeler getirdim. Artık İsrailoğulları’nı, temel hak ve hürriyetlerinin kısıtlanmasına son vererek benimle gönder.' dedi.

 Ahmet Varol = Bana yaraşan, Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylememektir. Size Rabbinizden açık bir belge getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle birlikte gönder.'

 Ali Bulaç = "Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah'a karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder."

 Ali Fikri Yavuz = Bana gereken, Allah’a karşı hakdan başka bir şey söylememekliğimdir. Gerçekten ben size, rabbinizden bir mûcize ile geldim. Artık (köle edindiğin) İsraîloğullarını benimle beraber (vatanları olan Şam’a) gönder.”

 Ali Ünal = “Bana gereken, Allah hakkında ancak doğru ne ise onu söylemektir. Şu halde bilin ki size, (benim gibi) sizin de Rabbiniz olan, (benim gibi sizi de yaratan, besleyip büyüten, hayatta tutan) Allah’tan apaçık bir gerçek ve delillerle geldim. Öyleyse İsrail Oğulları’nı sal da, benimle gelsinler.”

 Bayraktar Bayraklı = “Allah hakkında yalnız gerçek olanı söylemek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim; artık İsrâiloğulları'nı benimle birlikte serbest bırak!”

 Bekir Sadak = Bana Allah'a karsi ancak gercegi soylemek yarasir. Size Rabbinizden bir mucize getirdim, Israilogullarini benimle beraber koyver» dedi.

 Celal Yıldırım = Bana yakışıp yaraşan, Allah'a karşı ancak gerçeği söylemekliğimdir. Doğrusu size Rabbinizden açık bir belge (mu'cize) ile geldim ; artık israil oğulları'nı benimle beraber gönder.

 Cemal Külünkoğlu = “Bana düşen, Allah hakkında gerçekten başka bir şey söylememektir. İşte size Rabbinizden apaçık delille çıkıp geldim. Öyleyse bırak artık, İsrailoğulları benimle gelsinler!”

 Diyanet İşleri (eski) = Bana Allah'a karşı ancak gerçeği söylemek yaraşır. Size Rabbinizden bir mucize getirdim, İsrailoğullarını benimle beraber gönder' dedi.

 Diyanet Vakfi = Allah hakkında gerçekten başkasını söylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim; artık İsrailoğullarını benimle bırak!»

 Edip Yüksel = 'ALLAH hakkında gerçeğin dışında bir şey söylememek benim görevimdir. Rabbinizden size bir kanıt ile geldim; İsrail oğullarını benimle birlikte salıver.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Birinci vazifem Allaha karşı haktan başka bir şey söylememekliğimdir, hakikat ben size rabbınızdan bir beyyine ile geldim, artık Beni İsraîli benimle beraber gönder

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'a karşı birinci görevim, gerçekten başka birşey söylememektir. Gerçekten ben size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. Artık İsrail oğullarını benimle beraber gönder.» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'a karşı ilk görevim, hak olandan başka bir şey söylemememdir. Gerçekten ben size Rabbinizden bir mucize getirdim, artık İsrailoğullarını benimle gönder.

 Gültekin Onan = "Benim üzerimdeki yükümlülük, Tanrı'ya karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle birlikte gönder."

 Harun Yıldırım = “Benim yükümlülüğüm Allah hakkında haktan başkasını söylememektir. Gerçekten de size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.”

 Hasan Basri Çantay = «Allaha karşı hakdan başkasını söylememekliğim (üzerime) borcdur. Size Rabbinizden açık bir alâmetle gelmişimdir. Artık İsrâîl oğullarını benimle beraber gönder».

 Hayrat Neşriyat = 'Bana düşen, Allah’a karşı haktan başka bir şey söylemememdir! Şübhesiz ki size Rabbinizden apaçık bir delil (bir mu'cize) getirdim; artık İsrâiloğullarını benimle berâber gönder!'

 İbni Kesir = Bana yaraşan; Allah hakkında haktan başkasını söylememektir. Size, Rabbınızdan apaçık bir burhan getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle beraber gönder.

 Kadri Çelik = “Bana Allah'a karşı ancak gerçeği söylemek yaraşır. Size Rabbinizden bir mucize getirdim. O halde İsrail oğullarını benimle beraber (vaat edilmiş topraklara) gönder.”

 Muhammed Esed = bana düşen, Allah hakkında gerçekten başka bir şey söylememektir. İşte size Rabbinizden apaçık burhanla çıkıp geldim: Öyleyse bırak artık, İsrailoğulları benimle gelsinler!"

 Mustafa İslamoğlu = Bana yakışan Allah hakkında hakikatten başka bir şey söylememektir. Elbet size Rabbinizden apaçık mucizelerle geldim. Artık bırak da İsrailoğulları benimle gelsinler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ben Allah Teâlâ'ya karşı haktan başkasını söylememekte aleddevam sâbitim. Şüphesiz ki, ben size Rabbinizden bir mûcize ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle beraber gönder.»

 Ömer Öngüt = “Allah hakkında gerçekten başkasını söylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden apaçık bir delil getirdim. Artık İsrâiloğullarını benimle beraber gönder. ”

 Şaban Piriş = Gerçek şudur ki: Ben Allah hakkında doğru olandan başka bir şey söylemiyorum. Size Rabbinizden belgelerle geldim. Bu sebeple, İsrailoğullarını benimle beraber gönder.

 Sadık Türkmen = Allah’a karşı, gerçekten başkasını söylememem üzerime bir borçtur. Size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. Artık İsrailoğulları’nı benimle birlikte gönder.”

 Seyyid Kutub = bana Allah hakkında sadece doğruyu söylemek yaraşır. Size Rabbinizden açık bir belge, bir mucize getirdim, İsrailoğulları'nı benimle gönder. (Serbest bırak.)

 Suat Yıldırım = "Başta gelen görevim, Allah Teâlâ hakkında, gerçek dışı bir şey söylemememdir. Gerçekten size Rabbinizden çok açık bir belge getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle beraber gönder!"

 Süleyman Ateş = "Allah'a karşı gerçekten başkasını söylememek, benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim, artık İsrâil oğullarını benimle gönder!"

 Tefhim-ul Kuran = «Benim üzerimdeki yükümlülük, Allah'a karşı ancak gerçeği söylemektir. Rabbinizden size apaçık bir belge ile geldim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.»

 Ümit Şimşek = 'Bana düşen, Allah hakkında gerçek dışı hiçbir şey söylememektir. Size Rabbinizden apaçık bir delil getirdim. İsrailoğullarını benimle gönder.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Allah hakkında gerçek dışında birşey söylememek benim üzerimde bir varoluş borcudur. Ben size Rabbinizden bir beyyine getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder."

 İskender Ali Mihr = Hak olan (doğru olan) Allah’a karşı Hakk’tan başka bir şey söylemememdir. Size Rabbinizden beyyine (açık delil, mucize) ile geldim (gelmiştim). Artık İsrailoğullarını benimle beraber gönder.

 İlyas Yorulmaz = “Allah adına gerçeklerden başka bir şey söylememem gerektiği benim için bir haktır. Rabbinizden kesin ve apaçık belgeler getirdim. Artık İsrail oğullarını benimle birlikte gönder” dedi.