Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/105

 قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ

  Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).

Kelime Karşılaştırma
kad : oldu
saddakte : sen sadık kaldın
er ru’yâ : rüya
innâ : muhakkak ki biz
kezâlike : böylece, işte böyle
neczî : cezalandırırız, karşılığını veririz, mükâfatlandırırız
el muhsinîne : muhsinler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Rüyanı gerçekleştirdik. Şüphe yok ki biz, böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.

 Abdullah Parlıyan = Sen şimdiden o rüyanın amacını, yerine getirmiş oldun. İşte iyilik yapanları biz böyle ödüllendiririz.

 Adem Uğur = (103-10) 5 Boylece ikisi de Allah' a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin; iste biz iyi davrananlari boylece mukafatlandiririz» diye seslendik.

 Ahmed Hulusi = "Gerçekten rüyanı doğruladın. . . Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak'tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız (yaptığının sonucunu yaşatırız). "

 Ahmet Tekin = 'Rüyana gerçekten sadakat gösterdin. İşte biz, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, inanmışları daha önce seni mükâfatlandırdığımız gibi mükâfatlandırırız.'

 Ahmet Varol = Sen gerçekten rüyayı doğruladın. İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.'

 Ali Bulaç = "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz."

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Şüphe yok ki biz, güzel amel işliyenleri işte böyle mükafatlandırırız.”

 Ali Ünal = “Hiç şüphesiz, (rüyanda aldığın emre) itaatin gerektirdiği sadakati göstermiş bulunuyorsun; (artık oğlunu kurban etmek zorunda değilsin).” Biz, Allah’ı görürcesine iyiliğe kilitlenmiş olanları böyle mükâfatlandırırız.

 Bayraktar Bayraklı = (104-105) Biz ona şöyle seslendik: “Ey İbrâhim! Sen kesinlikle rüyanı doğruladın. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz.”

 Bekir Sadak = (103-10) 5 Boylece ikisi de Allah' a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin; iste biz iyi davrananlari boylece mukafatlandiririz» diye seslendik.

 Celal Yıldırım = (104-105) Biz de Ona şöyle seslendik : Ey İbrâhim! Rüyayı cidden gerçekleşirdin. Şüphesiz biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.

 Cemal Külünkoğlu = (103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”

 Diyanet İşleri (eski) = (103-105) Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız' diye seslendik.

 Diyanet Vakfi = (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.

 Edip Yüksel = 'Sen rüyanı uyguladın.' İyileri böyle ödüllendiririz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ru'yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.»

 Gültekin Onan = "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz "

 Harun Yıldırım = “Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.”

 Hasan Basri Çantay = (104-105) Biz ona: «Yâ Ibrâhîm, rü'yâna sadâkat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız» diye nida etdik.

 Hayrat Neşriyat = (103-105) Böylece ikisi de teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz de ona: “Ey İbrahim! Rüyanın hükmünü yerine getirdin (imtihanı kazandın)” dedik. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”

 İbni Kesir = (103-105) Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız' diye seslendik.

 Kadri Çelik = “Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.”

 Muhammed Esed = sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz:

 Mustafa İslamoğlu = "Artık rüyanı gerçekleştirmiş bulunuyorsun!" Nitekim Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Sen muhakkak rüyâyı tasdik ettin. Biz böylece muhakkak muhsinleri mükâfaatlandırırız.»

 Ömer Öngüt = «Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.»

 Şaban Piriş = Sen rüyanı gerçekleştirdin. Biz, iyileri böyle mükafatlandırırız.

 Sadık Türkmen = “sen, vahyi/rüyayı doğruladın/gereğini yerine getirdin. Biz, iyi davrananları işte böyle ödüllendiririz!”

 Seyyid Kutub = Sen rüyayı doğruladın; biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.

 Suat Yıldırım = (103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!

 Süleyman Ateş = "Sen rüyâyı doğruladın, işte biz, güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız!"

 Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.»

 Ümit Şimşek = 'Sen rüyana sadakat gösterdin. İşte Biz iyi kulluk edenleri böyle ödüllendiririz.'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz."

 İskender Ali Mihr = Sen rüyaya sadık kaldın (yerine getirdin). Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.

 İlyas Yorulmaz = Sen gördüğün rüyayı doğruladın. Bizde iyi ve güzel davrananların karşılığını böyle veririz.