Önceki Ayet Sonraki Ayet  
20. Sûre Tâ-Hâ/105

 وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا

  Ve yes’elûneke anil cibâli fe kul yensifuhâ rabbî nesfâ(nesfen).

Kelime Karşılaştırma
ve yes’elûne-ke : ve sana soruyorlar
an el cibâli : dağlar hakkında, dağ(lar)dan
fe kul : o zaman, de
yensifu-hâ : onu savurup atacak
rabbî : Rabbim
nesfen : savurarak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Ey Muhammed!) Sana dağların (kıyamet günündeki) hâlini soruyorlar. De ki: “Rabbim onları toz edip savuracak.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = O gün dağlar ne olur diye soruyorlar sana; de ki: Rabbim onları un ufak eder, kuma döndürür de savurur.

 Abdullah Parlıyan = O kıyamet günü, dağların ne olacağını soruyorlar sana. O zaman onlara de ki: “Rabbim onları parça parça edip savuracak.

 Adem Uğur = (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.

 Ahmed Hulusi = Sana dağlardan sorarlar. . . De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak. "

 Ahmet Tekin = Sana dağlarla ilgili sualler soruyorlar.'Rabbim onları temelinden sökerek ufalayıp toz duman halinde savuracak' de.

 Ahmet Varol = Sana dağlardan soruyorlar. De ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak,

 Ali Bulaç = Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: "Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak"

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), sana dağların kıyâmetteki halini sorarlar(sa), de ki: “- Rabbim onları ufalayıp savuracak.

 Ali Ünal = (Rasûlüm,) sana Kıyamet Günü dağların ne olacağını sorarlar. Onlara de ki: “Rabbim onları ufalayıp savuracak.

 Bayraktar Bayraklı = Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: “Rabbim onları ufalayıp savuracak.”

 Bekir Sadak = (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»

 Celal Yıldırım = (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.

 Cemal Külünkoğlu = (105-107) (Ey Muhammed!) Sana dağların durumunu soruyorlar. De ki: “Rabbim onları (kıyamet günü) toz edip savuracak. Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürecek. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin.

 Diyanet İşleri (eski) = Sana dağları (n kıyamet günündeki haalini) sorarlar. De ki: «Rabbim onları ufalayıb savuracak».

 Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.

 Edip Yüksel = Senden dağları sorarlar. De ki, 'Rabbim onları ufalayıp savuracak.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de sana dağlardan soruyorlar, binaenaleyh de ki: rabbım onları un ufra edip savuracak da

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Rabbim, onları un ufak edip savuracak!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sana, (o gün) dağların ne olacağı hakkında sorarlar. Bu takdirde onlara şöyle de: "Rabbim onları un ufak edip tümünü savuracak;

 Gültekin Onan = Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.»

 Harun Yıldırım = Sana dağlar hakkında sorarlar. De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak.

 Hasan Basri Çantay = Sana dağlardan soruyorlar de ki: -Rabbim onları un ufak edecektir.

 Hayrat Neşriyat = Ve sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları kül gibi savuracak.

 İbni Kesir = Ve sana dağlardan sorarlar. De ki: Rabbım, onları ufalayıp savuracak.

 Kadri Çelik = Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: “Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.”

 Muhammed Esed = Ve sana (Kıyamet Günü'nde) dağları(n ne olacağını) soracaklar. O zaman (onlara) de ki: "Rabbim onları toza toprağa çevirip savuracak,

 Mustafa İslamoğlu = Sana, (o gün) dağların ne olacağı hakkında sorarlar. Bu takdirde onlara şöyle de: "Rabbim onları un ufak edip tümünü savuracak;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.»

 Ömer Öngüt = Resulüm! Sana dağlardan (kıyamet günü ne olacağından) sorarlar. De ki: “Rabbim onları kül gibi ufalayıp savuracak!”

 Şaban Piriş = Sana dağlardan soruyorlar de ki: -Rabbim onları un ufak edecektir.

 Sadık Türkmen = Ve sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları kül gibi savuracak.

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed, sana dağlara ilişkin soru sorarlar. De ki; Rabb'im onları ufalayıp havada savurur.

 Suat Yıldırım = (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."

 Süleyman Ateş = Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak!

 Tefhim-ul Kuran = Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.»

 Ümit Şimşek = Ve sana dağlardan sorarlar. Binaenaleyh de ki: «Onları Rabbim darmadağın edip savuracaktır.»

 Yaşar Nuri Öztürk = Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları un ufak edecektir."

 İskender Ali Mihr = Ve sana dağ(lar)dan soruyorlar. O zaman onlara de ki: “Rabbim onları savurup atacak.”

 İlyas Yorulmaz = Sana dağlar hakkında soruyorlar. Onlara deki “Rabbim onları kıyamet günü yerle bir edecek. ”